Türkiye dahil dünyada onlarca firma sentetik/yapay et üzerinde çalışıyor. Patentler alındı, üretim için start emri bekleniyor. Laboratuvar üretimi eti yer misiniz?
Bugünlerde önümüze gelecek çok önemli bir konu var. Diyorlar ki; küresel ısınma nedeniyle kıtlık olacak, o yüzden beslenmek için yeni alternatifler oluşturmak lazım. Bunlardan en önemlisi, adına sentetik et, yapay et ya da laboratuvar eti dedikleri şeydir. Bilmeyenler için sentetik et, bir hayvan geni kullanılarak laboratuvar ortamında üretilen, gerçek et görünümünde ve tadında olacağı iddia edilen bir tür “maddedir.”
Bu vesileyle bir parantez açmak istiyorum. Sentetik eti savunanların önemli bir iddiası daha var. Diyorlar ki; küresel ısınmaya en çok bizim sevgili büyükbaş hayvanlarımız yani inekler sebep oluyormuş. Çıkardıkları gaz doğayı kirletiyormuş! Araştırmalara göre hayvanlardan çıkan gazın nedeni, verilen yemlerden kaynaklanıyor.
Endüstriyel yemlerin içine genetiği değiştirilmiş ürünler ve çeşitli hayvanların sakatatları ekleniyor. Yani İnek, İneği yiyor. Hal böyle iken hayvanın doğal yapısına uygun olmayan yemlerden dolayı sindirim sistemi düzgün çalışmıyor. Sindirimde zorlanan hayvan da yan etkisi olarak durmadan gaz çıkarıyor. Oysa inekler sadece doğal gıdalar yese, hem eti ve sütü insana gerçek anlamda faydalı olacak, hem de bahsi geçen metan gazını bu kadar çok çıkarmayacak. Yani suç inekte değil, o yemleri veren biz insanlardadır.
Şimdi yapay et konusuna geri dönelim. Küresel iklim nedeniyle kıtlık tehlikesini ve metan gazı sorununu bir an için doğru kabul edelim. Bu durumda neden doğal alternatifleri yok sayıyoruz? Örneğin koyun-deve yiyelim, tavuk-kaz-ördek, balık yiyelim… Protein zengini baklagillere ne demeli. Yeşil mercimek, kuru fasulye, nohut…daha onlarca et ve tahıl ürünü sayabiliriz.
Bunca doğal, protein zengini gıda varken, ben neden sentetik/yapay et yiyeyim?
Peki soruyorum, bu etin genine domuz, maymun hatta İNSAN geni teorik olarak eklenebilir mi? Tabii ki EVET. Bunu kolayca tespit edebilir miyiz? Tabii ki HAYIR. Bugün salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş etleri üreten tanınmış markaların, ambalajında dana eti olduğunu belirtmelerine rağmen domuz eti kullandıkları resmi olarak tespit edildi. Sonuçta ne oldu? O büyük gıda firmalarına sadece para cezası kesildi ve konu kapandı. İnsanlar da dana eti yiyorum zannıyla domuz eti yediğiyle kaldı. Aynı hilenin sentetik ette yapılmayacağının garantisini kim verebilir?
Üstelik Türkiye dahil İslam dünyası için ayrı bir tartışma konusu daha var. Bu etleri yemek helal mi, değil mi? Normal şartlarda bir hayvanın etinin yenebilmesi için izin verilen hayvanlardan Allah (cc) adına kesilerek kan akıtılması gerekir.
Örneğin kan yemek İslam dininde caiz değildir. Peki Kurban Bayramında kurban konusu ne olacak dersiniz? Kesilen hayvanlara da itiraz edilecek. Ne gerek var, hayvanlara işkence etmeyin, hastalık bulaşıyor, bakın hazır fabrika eti var gibi dahi fikirlerle yasaklamaya çalışacaklar. Diyelim ki korktuğumuz şeyler başımıza gelmedi. Bu etlerin sağlık sorunlarına yol açmayacağının garantisi var mı? Zamanında insanlara GDO’lu yani genetiği değiştirilmiş gıdaların insan hayatını kurtardığı, verimlilik ve bolluğu artırdığı söylenmedi mi?
Sonuç; diyabet, alzheimer, obezite ve kanser gibi pek çok hastalıkta patlama meydana geldi. Örneğin her 7 insandan biri diyabet hastası. Diyabet öncesi dönem olarak adlandırılan glikoz metabolizma bozukluğunu da dikkate alırsak her 3 kişiden biri diyabet ya da olmak üzere diyebiliriz!
Bakın çok yakın bir zamanda, hayvanlarda çıkacak bir salgın hastalık nedeniyle hayvanların itlaf edilme kampanyası başlatılabilir. Nasıl olsa alternatifi hazır. Sentetik/yapay et önümüze çözüm olarak sunulacak. Türkiye dahil dünyada onlarca firma sentetik/yapay et üzerinde çalışıyor. Patentler alındı, üretim için start emri bekleniyor.
Aklını kullanan ve vicdanının sesine kulak veren herkesin artık bir sorumluluğu var. Lütfen çocuklarımızın geleceği için ailenizi ve çevrenizi uyarın. Ben yapay et değil, Yüce Yaradan Allah’ın (cc) biz insanlara bahşettiği, atalarımın yediği temiz gıdalardan yemek istiyorum.
Unutmayalım ki; Ne yersek, O’yuz.