Klasik bir soruyla “AŞK NEDİR?” desem, hepinizin söyleyeceği çok şey vardır mutlaka.. Herkes yaşadığına ve yoğunluğuna göre yansıtacak fikrini.
Mis gibi hava dedirten, sımsıcak duyguların bedenini sardığı, içinde sen olan, yüreğini kaplayan bi sevinçle her güne uyandığın, neden olduğunu bilmediğin anlamsızca belli belirsiz gülüşlerle derin derin nefes aldığın, tanımlanamayan, kişiden kişiye, hissettiği kadar değişen bir duygusun..
Klasik bir soruyla “AŞK NEDİR?” desem, hepinizin söyleyeceği çok şey vardır mutlaka.. Herkes yaşadığına ve yoğunluğuna göre yansıtacak fikrini. Her insan farklıdır. Her insanın kimyası, enerjisi, frekansı farklıdır. Her insanın, sevdiği de farklıdır. Sevgiliye duyulan her his, kimyasal, biyolojik ve ruhsal yönden de zerre zerre farklılıklar besler. Her sevgili de farklı boyutta ve tatta olur. Hisseden kişi aynı olsa da duyguların boyutunu ve türevini değiştiren ve kimyasına ve formüller katan, yeni karşılaşılan ruhtur.. Ruhlar parmak izi gibidir, kişiye özel ve tektir..
YAŞADIKÇA YAŞAMAK İSTERSİN
İki özel ruhun birleşmesiyle harmanlanan yeni bir ruh ortaya çıkarak, bir sonraki ilişkiye yansır.. Bu böyle bir şekilde yeni bir hal alarak git gide güzelleşir. Yaşadıkça yaşamak, tattıkça tatmak, gördükçe görmek, öğrendikçe öğrenmek istersin. Sanki yeniden var olursun. dallanır budaklanır, köklerin toprak altına iyice yayılır. Meyvelerin aroması dilde ayrı bir haz bırakır. Aşk verim, kaliteli duyguların artışı, pozitif enerjinin Nirvana’ya ulaşması, tensel ve ruhsal çekimle doğan yeni bir enerjinin açığa çıkmasıdır. Aşk gelişmektir, kendini tanımaktır aslında, kendi özünle harmanlanarak çoğalmak, aşık olduğunuz kişiyle yeni duyguları birlikte keşfetmektir.
AŞK İNSANA GÜNEŞİN DOĞUŞUNUN NE KADAR GÜZEL OLDUĞUNU HATIRLATIR
Sabah uyanışınız, nefes alışınız bile bambaşkadır. Sanki ilk defa uyanıyormuşçasına bir sevinç kaplar her yerinizi.. Ben daha önce ne yaşamışım dersiniz. Güneşin doğuşunu izlemek istersiniz. Aşk insana güneşin doğarken ne kadar güzel olduğunu yaşatır, erken kalkamayan siz nasıl o saatte uyandığınıza bile şaşarsınız.. Daha önce yapmam dediğiniz her ne varsa sevdiğiniz insanın daha fazla mutlu olması sizi de mutlu edeceği için tereddütsüz yaparsınız. Kendinizi Bujaa BEATS-Antalya dinlerken bile bulabilirsiniz..
AŞK ANLATILMAZ YAŞANIR
Mantıksızca şeyler de yapabilirsiniz o yüzden aşk anlatılmaz yaşanır denir.. Herkeste hissedilen farklı olduğu için. Öyle bir şey ki yanınızda olsa bile aşık olduğunuz insanı özleyebiliyorsunuz bu acayip bir şey.. Ayrıysanız o özlem kadar hiç bir şey canınızı acıtamaz, yüreğinizi yakamaz. Resmen biyolojik olarak organlarınızda ağrı, acı, ıstırap çekiyorsunuz. Fiziksel boyutta ayrılık o kadar acıtamaz, kalplerin ayrılığı kadar. İlişkiyi bitirme anlamında olan ayrılık tartışmasız derecede yataklara düşürecek kadar hasta eder insanı.. Biçare kalır, dünyevi şeylerden vazgeçersiniz. Aslında tamamen kişisel olarak, beyninizde yarattığınız, hormonları kontrolsüz etkileyen bir süreçtir.
Dopamin yükselmesi ile kişi mutsuzluk hissederek acı çekmeye başlar. Kimyasal değişiklikler beyne gönderilen sinyalleri etkiler. Aslında genetik faktörler de acı çekme eşiğinizi ve direncinizi etkiler. Hiç bu yönden düşünmüş müydünüz duygularınızı? Aşık olma yoğunluğunuz kadar, aşk acısı çekersiniz ve kesinlikle hormonal ve genetik bir süreçtir. Tüm ilginizi, tüm konsantrasyonunuzu o kişiye ve yaşadıklarınıza verirseniz, tamamen yönelir dış dünyayı unutur, kendinizi kaybederseniz, artı olarak genetik faktörler ve hormonlarınız da eklenince iş orada ciddi bir şekil alıyor.. Sınır çizgisini iyi ayarlamak lazım, kısmen dahi olsa kendi yapınızı, mizacınızı bilerek yaşayın. Sorumluluğu tamamen siz aittir.
MUCİZELER AŞKLA OLUR
Sözlerim karışık gelebilir ama inanın işe yarayan altın bilgilerdir. O harika duyguyu ziyan etmeyin ve kaybetmeyin diye naçizane bir tavsiye paylaşmak istedim. Dengeyi kurabildiğiniz sürece evlenseniz dahi o insanla olan muhabbetiniz, aşkınız, sevginiz ve ilişkinizin tazeliği devam eder. Aşk evliliği öldürmez, kişilerin yaklaşımları, bakış açıları, duyarlılıklarının farklılaşması öldürür..
İlk tanışma anınızdaki tebessümünüzü, o güneşin doğuşundaki huzuru asla unutmayın. Renklerin daha canlı ve daha parlak oluşunu görebildiğinizi, çiçek kokularını daha iyi algıladığınızı, aşk sayesinde kendinizi öğrendiğinizi hatırlayın. Unutmayın mucizeler aşkla olur..