26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi ve bugün kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı bu ayda yaşanan en önemli dönüm noktalarıdır. Bugün sizlerle, Büyük Taarruz ve İstiklal Mücadelemiz hakkında konuşacağız.
Kıymetli okurlarım, zaferlerle dolu şanlı tarihimizde Ağustos ayının özel bir yeri vardır. Birkaç gün önce kutladığımız 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi ve bugün kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı bu ayda yaşanan en önemli dönüm noktalarıdır. Bugün sizlerle, Büyük Taarruz ve İstiklâl Mücadelemiz hakkında konuşacağız.
Anadolu’nun kapılarını kapanmamak üzere milletimize açan Malazgirt Zaferinden 851 yıl sonra topraklarımız işgal edilmişti. İşgalci güçlerin içindeki, deyim yerindeyse onların şımarık çocuğu Yunanlılara karşı başlatılan “Büyük Taarruz” diğer ismiyle “Başkumandanlık Meydan Muharebesi” Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün komutasındaki ordumuzun asil yürüyüşüdür. Bu taarruz İzmir’in düşman işgalinden kurtarılmasıyla sonuçlanmış ve İstiklâl Harbimizin en büyük askeri operasyonu zaferle tamamlanmıştır.
İstiklâl Mücadelesinin ilk başlarında askeri birliklerimiz olan “Kuvâ-yi Milliye” birlikleri 1920 yılının sonlarına doğru toparlanmış ve düzenli ordu hâline getirilmişti. 1921 yılında ordumuz Yunanlılar ile I. ve II. İnönü Savaşları’nı yaptı. Bu iki savaşta zaferle sonuçlanmışsa da sonrasında ordumuz Kütahya – Eskişehir savaşlarında geri çekilmek durumunda kaldı. Ankara’nın Polatlı ilçesi yakınlarına kadar gelen Yunan Ordusu, bugün “22.Gece Parkı’nın” olduğu bölgede durdurulmuştu. Ordumuz, hazırlıklarını yapıp durdurduğu düşmanı geri püskürtmek için taarruza başladı.
1683 Yılında yaşanan II. Viyana Kuşatmasından sonra başlayan ordularımızın savunma ve geri çekilme durumu, Sakarya Meydan Muharebesi ile bitmiş ve ordularımız tekrar taarruz durumuna geçmiştir. Bu büyük zaferle kazanılan askeri ve psikolojik üstünlük tüm yurtta umutları tazelemiş, topraklarımızın düşmanlardan temizleneceğine dair büyük bir kanı oluşturmuştur. Bu sırada güney satıhta yerleşmiş olan İtalyan ve Fransız birlikleri anlaşmalarla topraklarımızı peyderpey terk etmeye başladılar. Güneyde bulunan askeri birliklerde batıya kaydırıldı. Bütün bir millet enerjisini; hürriyet ve devlet için harcamak üzere cepheye koştu.
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tüm orduların koordinesini üstlenerek cepheye gitmiş, Dumlupınar’da karargâh kurarak Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni başlatmıştır. İmkânsızlıklara, silah ve askeri teçhizat olarak yetersizliklerine rağmen inançla taarruza devam ederek Yunan birliklerini denize dökene kadar durmamıştır. 30 Ağustos Zaferi; milletimize sonsuza dek yurt olarak kalacağına dair Anadolu’ya vurulmuş en büyük mühürlerden biridir.
Tarihi terminolojide bir yerin yurt olması için orada mezarların olması gerektiğine inanılır. Eğer yaşamış ve göçmüş kimse yoksa o topraklar asla yurt olmamıştır. Lakin milletimiz, İstiklâl Harbi’nde vatanın her yanında toprağa düşmüş, kan dökmüş ve Anadolu’yu mühür üstüne mühürlemiştir. İstiklal Marşımızda bu durum için şöyle söylenmiş ve gelecek nesillere hem uyarı hem hatırlatma yapılmıştır.
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.”
Bu aziz milletin bütünüyle yürütülen İstiklal Harbimizin en büyük askeri mücadelesi neticesinde düşmanlar artık tutunamayacaklarını kabul ederek geri çekilmiş ve Lozan Konferansı’na giden yol açılmıştır. İste değerli okurlarım, tarihimizde dönüm noktalarından birisi olan Büyük Taarruz daha evvelki yazımda da ifade ettiğim gibi milletimiz adına Türk Tarihi Çağ’ları kronolojisi düzenlense bu zafer o kronolojide başköşede yer bulur.
Bir milletin dirilişi, silkelenip yeniden ayağa kalkması; o milletin yüksek karakterine, hürriyetine, vatanına, namusuna, inancına bağlılığıyla mümkündür. İşte Türk Milleti’nde bu özelliklerin hepsi mevcuttur. Rabbimin, bu nadide özellikleri bizlerden kıyamete kadar almaması duasıyla yazıma son veriyorum. Bu vesile ile 30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutlar, başta Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bize emanet edilen bu vatan için çarpışan şehit ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyor, minnetle yâd ediyorum.