Oktay Gürsoy edebiyatın sonsuzluğunda okurlarına geniş derya sunmakta. Kendine has bir üslubu olan yazarın iki kitabı Polisiye tarza yeni bir soluk getirmekte.
Merhaba Sevgili Okurlar,
Mevsimler değişirken, sükûnetin deminde odalara kapanarak günlerce cümle işçiliği yapan, harfleri işleyerek anlatacak sözü olan birinden bahsetmek istiyorum bu hafta sizlere.
Sevgili Yazar Oktay Gürsoy
Gürsoy, edebiyatın sonsuzluğunda okurlarına geniş derya sunmakta. Kendine has bir üslubu olan yazarın iki kitabı bulunmaktadır. Yazdığı tür itibariye kategorize edilerek ön yargıyla yaklaşılmaması gereken bir kalemi mevcut. Polisiye türünde çıkan bu eserlerin isimleri de oldukça anlamlı.
Yazarın ilk kitabı MÜTECESSİS, ikinci kitabı ise PERİPETİE dir. Gizliyi arayan anlamına gelir Mütecessis. İnsanın hayatında aradığı eylem halidir tabir-i caizse. Karakterlerle bir bir tanışıyorsunuz ruhu vaziyetlerine empati ile yaklaşarak… Derin bir silsileyle olaylar tıpkı yaşam gibi akıveriyor okurken. Gizin peşine düşmüş kadın bir komiser kitabı sırtlıyor ve sizi zaman yolculuğuna çıkarıyor. Peripetie ise kurgunun devamı olarak karşınıza çıkıyor yazılanlar. Adının anlamı da oldukça manidar, sahnede oyuncunun içinde bulunduğu durumdan başka bir duruma aniden geçişi yani bir trans hali. Hayat bizi belirsizliklerle sınar. Sınandığımız bu dönemde her birimiz bir nebze bu transı yaşarız. Önemli olan erdemli, edepli, onurlu bir yere varmaktır. Gidilen yer kadar gidiş şeklide önemlidir.
Bu değerli iki eseri okurken kültürel bilgi haznenizi genişletiyor olacaksınız. Özellikle Peripetie adlı eserde, Türk tiyatrosu tarihi hakkında birçok yeni bilgi okuyacaksınız. Yazma öncesi derin bir araştırma süreci olan Oktay Gürsoy edebiyat dünyasına nitelikli eserler bırakma adına çalışmaya, kaynak taraması yaparak yeni kitaplar yazmaya devam ediyor. Değerli yazarın kaleminin daim okuyucusunun bol olmasını diliyorum.
Edebiyata, sanata ve insana dair tekrar görüşmek üzere…