Prof. Dr. Dinçkan, Türkiye’de 25 binden fazla kişi organ nakli bekliyor diyerek pandemi ile birlikte organ bağış oranının azaldığına dikkat çekti.
Türkiye’de 25 binden fazla kişi organ nakli bekliyor. Ülkemizde bağışlanan organ oranının 20 yıl öncesine göre 5 kat arttığını belirten Organ Nakli Cerrahı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, organ nakli ile ilgili merak edilenleri yanıtladı. Prof. Dr. Dinçkan, pandemi ile birlikte organ bağış oranının azaldığına dikkat çekerek, “Kalp 4, böbrek ise 24 saat içinde nakil bekleyen hastaya yetiştirilmeli” dedi.
Dünyada her yıl 100 binden fazla kişi organ nakli için uygun verici beklerken hayatını kaybediyor. Verilere göre bekleme listesindeki böbrek hastalarının yüzde 40’ı, kalp ve karaciğer hastalarının ise yarısından fazlası organ beklerken hayatlarını kaybediyor.
3-9 Kasım Organ Nakli Haftası nedeniyle bilgilendirmede bulunan İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan,salgından önce organ bağış haftası etkinlikleri, Sağlık Bakanlığı ve nakil merkezlerinin katkıları ile yükselen bir ivme ile belirlenen hedefe doğru ilerlerken, pandemi ile birlikte tekrar bağış oranlarında azalma görüldüğüne dikkat çekti. Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, bu anlamlı hafta etkinlikleri çerçevesinde, organ bağışı ve nakliyle ilgili en çok merak edilen soruları yanıtladı.
TEK UMUT BAĞIŞLARIN TEKRAR ARTMASI
Pandemi ile birlikte bağış oranlarının azaldığını belirten Prof. Dr. Dinçkan, “Kronik sağlık sorunu olanların pandemiden daha çok etkilendiklerini gözlemliyoruz. Organ nakli olmak ek risk getirmiyor, gerekli sıkı önlemler ile neredeyse normal popülasyon ile aynı risk altında oluyorlar. Organ bekleyen hastaların tek umudu bağışların tekrar artması. Bu anlamda yoğun bakımlarda çok sıkı kurallar ve muayene-tetkikler ile beyin ölümü gerçekleşenlerin organlarını eğer bağış gerçekleşirse,organ bekleyen hastalara nakletmeye çalışıyoruz, çünkü bir yandan da hayat devam ediyor. Pandemi döneminde organ nakil koordinatörü ve yoğun bakım hekimlerinin gayretleri ile kadavra organ bağışı onayı alarak nakil ameliyatları yapan nadir hastanelerden biriyiz” diye konuştu.
BAĞIŞ İÇİN 18 YAŞINI DOLDURMAK ŞART
Merak edilen soruları yanıtlayan Prof. Dr. Dinçkan, bağış için 18 yaşını doldurmanın şart olduğuna dikkat çekerek, “18 yaşını doldurmuş, akli dengesi yerinde olan herkes kanunen organ bağışında bulunabilir. Nakil için gerekli organ kaynağı 2 çeşittir. Birincisi, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizde de daha fazla olması gereken, beyin ölümü gerçekleşmiş kadavra donörlerden elde edilen organlardır. Diğeri ise; organ bekleyenlerin akrabalarından elde edilen organların kullanıldığı canlı donörlerdir. Kadavra donörden her türlü organ temin edilirken canlı vericilerden sadece böbrek ve karaciğer nakli yapılabilmektedir” dedi.
Canlı vericili nakillerde 18 yaş altı canlı donörün kabul edilemeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Dinçkan, “Ancak çocuk hastalara yetişkin vericilerden organ nakli yapılabilir. Kadavra organ sisteminde ise teknik olarak her yaş grubuna her yaştaki organlar nakil edilebilir, ancak ülkemiz kurallarına göre 18 yaş altı organlar 18 yaş altı hastalara nakil edilir. Yetişkinlerde ise yaş farkının önemi yoktur” ifadelerini kullandı.
6 AYLIK BİR HASTAYA DA NAKİL YAPILABİLİR
En erken nakil yaşının karaciğer nakli için yenidoğandan itibaren olduğuna vurgu yapan Dinçkan, “Böbrek nakli içinse böbrek yetmezliğinin tam olarak kronikleşebilmesi için belli bir süre beklemek gerekir. Bu nedenle her iki durumda da 6 aylıktan itibaren organ bekleyen bebek hastalarımız vardır. Genel olarak organ bekleyen hastaların az bir kısmı pediyatrik yaş grubunda olup, çoğunluk 20-60 yaş arasındadır” dedi.
ORGAN BAĞIŞI İÇİN EN AZ 2 AİLE BİREYİNİN İMZASI GEREKİYOR
Organlarını bağışlayan birinin beyin ölümü gerçekleştikten sonra ailesinin de izninin gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Dinçkan, “18 yaşını doldurmuş, akli dengesi yerinde herkes, öldükten sonra organlarının kullanılması için izin verebilir. Ancak bu bağış sadece vasiyet niteliğindedir. Organ bağışı yaptıktan sonra bireyler ailelerine bundan bahsetmeli ve ‘Bir gün sizden benim organlarımı bağışlamanız istenirse benim onayım var. Bunu bilin ve organlarımı bağışlayın’ demelidir. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra yasal olarak organ bağışı için aile bireylerinden iki kişinin imzası gerekmektedir” diye konuştu.
KALP 4, BÖBREK 24 SAATTE NAKİL BEKLEYEN HASTAYA YETİŞTİRİLMELİ
Nakil bekleyen hastalara organların bir an önce yetiştirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Dinçkan, sözlerine şöyle devam etti:
“Organlar vücuttan çıkarıldıktan sonra özel solüsyonlarla yıkanarak, +4 derece soğukta saklanmak üzere paketlenmektedir. Bu nedenle nakil bekleyen hastaya organın sağlıklı ve en az zararla taşınması ve uygun ısının sağlanabilmesi için buz dolu saklama kapları kullanılır. Bu organ bekleme süresi (soğuk iskemi) her organ için farklı olup; kalpte 4, karaciğerde 12, böbrekte 24 ve pankreasta 8-10 saati aşmaması esas alınır. Bu süreç Sağlık Bakanlığı denetiminde ve ülkenin bütün kara-hava ambulans, tarifeli uçak seferleri ve resmi araçları kullanılarak Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezitarafından yürütülür.”
BEYİN ÖLÜMÜ TANISINA ŞÜPHE İLE BAKMAYIN
Organ bağışı ve naklinde etik kaygılar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Dinçkan, “Halkımızın başta beyin ölümü tanısına şüpheyle bakması, bağış yapılırsa toplumda nasıl bir tepkiyle karşılaşacağı ve bağışlanan organların hastaya ayrım gözetmeden nakledilemeyeceği gibi endişelerle karşılaşıyoruz. Ancak herkesnet olarak bilmeli ki; beyin ölümü, birçok hekimin kararı ve gelişmiş görüntüleme tetkikleriyle tanısı konulan hastanın tıbben asla hayata dönüşü mümkün olmadığı yasal bir ölümdür. Süreç beyin ölümü tanısı anıyla başlayıp organ nakli ameliyatlarının bitimine kadar Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülür. Toplumun organ bağışına ve nakline bakışını olumlu yönde değiştirmenin tek yolu eğitimdir. Bu nedenle toplum bilincini artırmak için 3-9 Kasım Organ Bağış Haftası olarak kutlanır” diye konuştu.
ORGAN NAKLİ BEKLEME LİSTESİ NASIL OLUŞTURULUYOR?
Prof. Dr. Dinçkan, “Başta kan grubu olmak üzere her organa göre farklı kriterler vardır. Böbrek nakli için doku uyumu ve diyaliz süresi önemli iken, karaciğer naklinde hastalık evresini gösteren skorlama sistemi önemlidir. Bunun dışındaki organlar ulusal bekleme listesine giriş tarihlerine göre sıralanır. Tam doku uyumu olduğu durumlarda böbrek sadece o hastaya nakledilir. Ancak her organ için öncelik, acil bekleyen hastalarındır. Böbrek alıcı için acil liste kriteri; diyalize girecek hiçbir yolun olmaması iken karaciğer ve kalp için ise saatler içerisinde nakil yapılmazsa hayatını kaybedecek hastalar tanımlanır. Pediyatrikdonörlerpediyatrik alıcılara nakil edilirken, yetişkin donörler her yaş grubuna nakledilebilir. Ne yazık ki bekleme listesindeki böbrek hastalarının yüzde 40’ı, kalp ve karaciğer hastalarının ise yarısından fazlası organ beklerken hayatlarını kaybetmektedir” ifadelerini kullandı.
GÜNDE 7 KİŞİ ORGAN BEKLERKEN HAYATINI KAYBEDİYOR
Organ nakli alanında Türkiye’nin iyi bir noktada olmakla birlikte, kadavra bağış oranında istenilen seviyede olmadığına dikkat Prof. Dr. Dinçkan, sözlerini şöyle devam etti:
“10 yıl önce milyon nüfus başına (pmp) 3-4 olan bağış oranı günümüzde 7,2 pmp düzeyine yükselmiştir. Oysa gelişmiş ülkelerdeki gibi olması gereken oran ise 25 pmp’dir. Son yıllarda bir yol kat edilmesine rağmen bekleme listelerindeki ölümleri azaltmak için gelinen bu noktayı 4-5 kat daha artırmak gerekmektedir. Bizler şimdi organ bekleyen hastalar için bağışların artmasını değil, bundan sonraki zamanda nakle ihtiyaç duyacak herkes için bir sistem kurulmasını arzu etmekteyiz. Farkındalığı artırmak için elbirliğiyle sadece bu hafta değil, her zaman çalışmaya ve anlatmaya devam etmeliyiz. Her yıl dünyada 100 bin üzerinde insan organ nakli beklerken hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde ise organ bekleyen hasta sayısı yaklaşık 25 bin civarında olup, nakil gibi mucizevi bir tedaviye ulaşamadığı ve nakil imkânı varken toprağa giden organlar sebebiyle her gün 6-7 kişi yaşamını yitirmektedir.”
PANDEMİ DÖNEMİNDE ORGAN NAKLİ OLAN HASTALAR DAHA MI DİKKATLİ OLMALI?
Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, “Organ nakli hastaları bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanmak mecburiyetinde oldukları için hem ameliyat hem de ameliyat sonrasında sağlıklarına çok önem vermeliler. Zaten organ nakli hastaları ameliyattan sonra belli bir eğitim alıyor ve toplumdan iki üç ay kendilerini izole ediyorlar. Nakil olmuş hastalar, kendilerini izole etmeyi çok iyi bilen bir hasta grubu. Ancak aileleri de bu süreçte daha dikkatli olmalı, hem kendileri hem hastalarının sağlığı için mesafe, maske ve hijyen kurallarını daha katı şekilde uygulamalı” diye konuştu.