Türkiye’de ilk kez 1938 yılında Antalya’da dikimi yapılan 150 narenciye fidanı, 83 yılda 40 milyonu aşkın ağaca dönüştü.
Yıllık narenciye üretimi ise 5 milyon tona çıktı. BATEM turunçgil ıslahı ve yetiştirme çalışmalarından sorumlu Dr. Ertuğrul Turgutoğlu “BATEM’e ait bahçelerimizde toplam 1000 dekar alanda üretim mevcut. Pilot üretim tesislerimizde reçel, marmelat, bergamot tozu, turunçgil kabuk yağı esansları gibi birçok çalışma da yapıyoruz” dedi.
Portakal, mandalina, greyfurt ve limon gibi türleri kapsayan turunçgillerin Türkiye’deki ilk üretimi, Antalya’da yapıldı. Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün (BATEM) Demircikara Mahallesi’ndeki 200 dekarlık bahçesine, 1938 yılında Fas, İsrail, Tunus, İspanya, İtalya ve Amerika’dan getirilen 150 fidan dikildi. BATEM bahçesindeki denemenin başarıyla sonuçlanmasıyla fidan üretimine geçildi. Narenciye olarak da adlandırılan turunçgillerin üretimi, zamanla Akdeniz ve Ege bölgesindeki sahil kesimlerinin tümüne yayıldı. Son verilere göre, Türkiye’de toplam turunçgil ağaç sayısı, 40 milyon 441 bin 212’ye ulaştı.
BATEM turunçgil ıslahı ve yetiştirme çalışmalarından sorumlu Dr. Ertuğrul Turgutoğlu, Antalya’da 1934 yılında narenciye istasyonu olarak kurulan BATEM’e, portakal, mandalina, limon, greyfurt gibi türlerde toplam 150 fidan getirildiğini, Türkiye’deki ilk turunçgil ağaçlarının halen bahçede meyve verdiğini söyledi.
934 ÇEŞİT GENETİK KAYNAK
İlk fidanların dikiminin ardından adaptasyon ve yetiştirme olanaklarına ilişkin araştırmaların yapıldığını anlatan Dr. Turgutoğlu, çekirdekten üretilen anaç fidanların aşılanması ve bölgedeki üreticilere dağıtılmasıyla 1950’li yıllara gelindiğinde üretimin yaygınlaştırıldığı, Türkiye’nin turunçgil meyvelerini ithal eden konumdan çıkıp, ihraç eden bir ülkeye dönüştüğünü dile getirdi.
BATEM bünyesinde portakal, limon, mandalina, greyfurt, turunç, bergamot, kamkat, pomelo gibi birçok turunçgil çeşidi üzerine ıslah ve fidan üretimi çalışmaları yapıldığını anlatan Dr. Turgutoğlu, “Bu konuda sektörde de büyük bir paya sahip olan enstitümüzde şu an toplamda 934 turunçgil genetik kaynağı bulunuyor. Bunların muhafazası, virüs hastalıklardan arındırılması ve doğru fidan üretimiyle hem bahçe hem seralarda muhafaza ediliyor” dedi.
DÜNYADA İLK SIRADA
Turunçgillerin dünyada en fazla üretimi yapılan meyve grubu olduğunu, toplam üretimin 130 milyon tona kadar ulaştığını ifade eden Dr. Turgutoğlu, “Ülkemizdeki toplam üretim 5 milyon tona yaklaştı. İhracatta ise 2 milyon tona yakın rakamla ülkemiz yaş meyve ve sebze ihracatında birinci sırada. Akdeniz ve Ege sahil kentlerinde çok büyük istihdam potansiyeline de sahip. 1938’de BATEM’in narenciye bahçesine dikilen ve başarılı sonuçlar alındıktan sonra üretilen ilk fidanlarla ülkemize buradan yayıldı” diye konuştu.
Dr. Turgutoğlu, Fas, İsrail, Tunus, İspanya, İtalya, ABD gibi ülkelerden getirilen ilk fidanların portakalda Washington ve Valencia, mandalinada Okitsu, Klemantin, Satsuma, W. Murcott, limon türlerinin Erterdonat, Kütdiken, Kara Limon, greyfurtta ise altıntop olarak da bilinen Marsh Seedless olduğunu söyledi. Dr. Turgutoğlu, sonraki yıllarda da kamkat, pomelo, bergamot gibi diğer türlerin getirildiğini, üretiminin yine BATEM’den Türkiye’de iklimi uygun diğer bölgelere yaygınlaştırıldığını söyledi.
KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLERE ÖRNEK
Turunçgillerde hasat mevsiminin eylül-mayıs arasında yapıldığını belirten Dr. Turgutoğlu, şunları söyledi:
“Turunçgil üretiminde Adana, Mersin, Hatay, Antalya ağırlıklı olmak üzere Muğla, Aydın, İzmir öne çıkıyor. Balıkesir, Rize gibi mikro üretim yapılan iller de var. Şu anda hasat sezonunun tam ortasındayız. BATEM’e ait bahçelerimizde toplam 1000 dekar alanda üretim mevcut. Pilot üretim tesislerimizde reçel, marmelat, bergamot tozu, turunçgil kabuk yağı esansları gibi birçok çalışma da yapıyoruz. Bunların üretiminin olabilirliğini de gösterip, sektörün bu tür konulara eğilmesine örnek teşkil etmeye çalışıyoruz. Covid-19 ve benzeri diğer hastalıklara karşı da tüketimimizi artırmamız ve C vitaminiyle bağışıklığımızı güçlendirmemiz gerektiğini unutmamalıyız.”