Sürekli geç kalma sorunu ülkeler arası farklılık göstermektedir. Dakikanın, önemli olduğunun farkında olmadan hayata devam ediyoruz, zaman hiç bir şeye yetmiyor…
Almanya’da geç kalmak bir yere ulaşamamak yada ofise iki dakika geç kalmak, saygısızlık ve iş ile ilgili sorumsuz olarak biliniyor.
Türkiye’ye geldiğinde ne yazık ki bir sınav gibi dakikasında bulunulan yer kriterleri yok denecek kadar az oluyor. Vatandaşlar genellikle trafik, hava koşulları, kendi bahaneleri ve yalan söyleme eylemlerinin etkisini görüyoruz.
Dışsal etkiler çok fazla olduğu için geç kalma, zamanı iyi kullanmak bizde bir hayal gibi oluyor. Düzensiz davranışlar, sorumsuzluk etkisi, çok gözlenen geç kalma kaygısı aslında bir yandan da psikolojik olarakta hastalık başlangıcıdır. İngiltere’de araştırmaların sonucunda geç kalan insanların çok fazla mükemmeliyetçiliği aradığını biliyor musunuz ?
Geç kalarak diğer işini daha iyi yapma gibi eylemleri devam ettirmek istemesi ve iyi yapılana kadar zamanı umursamadan o çabayı göstermesi.
Sonuç olarak bazı insanlar, zamanı algılama konusunda diğer insanlardan daha başarılıdır. Zamanı iyi kullanma dersi verilmeli, zamanı iyi kullanamama, yanlış algılama hatası, doğuştan gelen bir özellik olduğu ve çocukluktan geldiği araştırmalar sonucu ortaya çıkıyor, genlerimize suçu rahatlıkla atabiliriz.
Ancak sürekli olarak geç kalan kişinin aynı zamanda başarı odaklı ve rekabetçi bir yapısı varsa yani suçu genlerde aramak doğru olmaz. Düşünsenize mükemmel yapacağınız her şey için geç kalıyorsunuz. Bazı iş yerleri ve insanlar bu durumu bencillik, umursamazlık, kabalık vb. sebepleri yeniden düşünebilir. Aslında faktörler değişmektedir. Ofis çalışanı olarak işe geç kalmak mı? Yoksa eve geç kalmak mı?
Yada uyuduğu için geç kalmak mı? Arasındaki farkı değerlendirin.
Ülke faktörleri de çok önemli hep bir yetişme çabası içinde var olmak ve uzun iş saatleri içinde yaşamak yetişememek aslında kavram git gide büyümesine sebep oluyor. Zaman yetmiyor ve ilerliyor zaman içerisinde bir yol bulunur ümidiyle……