Trabzon’da Zağnos Vadisi’nde kazılara Kültür ve Turizm Bakanlığı verirken; kazıların ilk etabı tamamlandı
Trabzon’un Zağnos Vadisi’nde, tarihi surların bulunduğu İç Kale ve Yukarıhisar’da, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destek verdiği arkeolojik kazıların ilk etabı tamamlandı. Kazılarda Roma, Bizans, Kommenos ve Osmanlı dönemine ait sikke, amfora, pitos, şamdan gibi çok sayıda tarihi eşya ve kalıntılara ulaşıldı. Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yavuz, “İlk sonuçlar beklentilerimizin gayet üzerinde, bol miktarda ve nitelikli malzemenin devamının geleceğini düşünüyoruz” dedi.
Ortahisar ilçesindeki Zağnos Vadisi’nde, tarihi surların bulunduğu ve İç Kale ve Yukarıhisar’da, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile ağustos ayında arkeolojik kazı başlatıldı. 7 farklı üniversiteden çok sayıda uzmanın dönüşümlü görev aldığı 5 bin metrekarelik alandaki kazıda Roma, Bizans, Trabzon İmparatorluğu ve Osmanlı’ya ait tarihi kalıntıların izi sürüldü. Kazılarda 4 farklı döneme ait sikke, amfora, pitos, şamdan gibi çok sayıda tarihi eşya ve kalıntılara ulaşıldı. Kazılarda ayrıca mancınık güllesi, Osmanlı mührü, metal ok ucu, obsidyenden yapılmış kesici alet ile mezar bulundu.
‘YENİ BULUNTULARA ULAŞMAYI ÜMİT EDİYORUZ’
Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yavuz, 2 farklı bölgede 5 açma yaptıklarını belirterek, “Bunlardan 3’ü İç Kale Camii’nin güneyinde gerçekleşti. İlk açmada 1.60 metre derinliğe inildi ve zeminde Roma dönemine ait blok taşların işlenmiş vaziyette zemin blokajı olarak kullanıldığını tespit ettik. Benzer malzemeyi bu alandaki üçüncü açmada iç sur duvarı olarak değerlendirdiğimiz ve Bizans döneminde yapıldığını düşündüğümüz duvarda da kullandıklarını gördük. Bu iki malzemenin Roma mimari anlayışını sergilemesi bu alanda büyük bir anıtsal yapının varlığına işaret ediyor. Bu yıl sadece 2 yerde açma yapabildik. Daha sonraki çalışmalarda bu anıtsal yapıya dair yeni buluntulara ulaşmayı ümit ediyoruz” dedi.
‘AMFORA PARÇALARI VE SİKKELER BULDUK’
Kazılarda önemli buluntular elde ettiklerini dile getiren Prof. Dr. Yavuz, şunları söyledi:
“İç Kale Camii’nin güneyindeki ikinci ve üçüncü açmada 1.40 metre seviyeye inildi. Buralarda Roma, Bizans, Kommenos ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda sırlı ve sırsız seramik malzeme, Bizans dönemine ait olduğunu düşündüğümüz çatı kiremitleri ve amfora parçaları, büyük oranda korozyona uğramış sikkeler bulduk. İlk bulduğumuz sikkelerin Roma dönemine ait ve iyi nitelikte olması bizi sevindirdi. Diğer tarafta yaptığımız açmalarda da benzer sikkelere ulaştık. Toplamda 80 sikke bulduk. Yine burada Osmanlı döneminde oluşturulmuş bir hazirenin varlığını tespit ettik.
3 No’lu açmada bütüncül şekilde ve İslami usullere göre defnedilmiş bir mezar tespit ettik. Bunları uygun olduğu şekliyle korumaya aldık. Alanın güney tarafında kısmen 1.50 metre derinliğine ulaşan, doğu batı istikametinde olduğunu tespit ettiğimiz bir duvar yapısı söz konusu. Yaptığımız çalışmalarda bu duvar kalıntısının bölgede 4’üncü John zamanında yapılmış surun duvar yapısı olduğunu tespit ettik. Önümüzdeki yıl diğer duvarın açılması için çalışacağız.”
‘ROMA MEZARI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ’
İç Kale’nin batısında da 2 açma yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Yavuz, “İlk açma içinde yüzeye yakın 2 farklı kuru duvar tespit edildi. Askeri maksatla yapıldığını düşünüyoruz. Her iki tarafta da yaptığımız incelemelerde farklı dönemlere ait çok miktarda ve çok parçalı sırlı sırsız, çok renkli seramik malzeme, amfora, pitos ve çatı kiremit parçaları elde ettik. Aynı yerde bir yangın lokasyonu tespit ettik ve tunç şamdan kaidesi bulduk. O bölgede obsidyen parça kesici alet diyeceğimiz bir parça ele geçti. Aynı bölgede 2 insan iskeleti tespit ettik. Bunlardan doğu yönünde olanı bel hizasına kadar açıldı ve üzerinde kırık kiremit parçaları bulduk. Bu mezarın basit kiremit mezar tipinde bir Roma mezarı olduğunu düşünüyoruz” dedi.
‘BEKLENTİLERİMİZİN ÜZERİNDE’
5 bin metrekare alanda kazı yaptıklarını belirten Prof. Dr. Yavuz, “Şu ana kadar yapmış olduğumuz çalışmalar beklentilerimizin üzerinde. İnşallah bol miktarda ve nitelikli malzemenin devamını düşünüyoruz. Özellikle beklentimiz Trabzon’un bilinen tarihini daha da geriye getirmek için daha somut buluntulara ulaşmak. Roma öncesi Helenistik dönem ve onun öncesinde de Persler veya ondan önce yerel kabilelerin oluşturduğu kültür katmanlarına ve onların buluntularına da ulaşmayı düşünüyoruz. Böylece elde ettiğimiz malzeme belki 5 yıl veya 15 yıl sonra gerçek anlamda bir müzeyi doldurabilecek bir malzeme elde etmiş olacağız. Alanın belki bir arkeopark veya açık hava müzesi şeklinde bir değerlendirilmesi söz konusu. Şu anda işin başındayız ne tür malzeme çıkacak, iş nereye varacak, bunu zaman gösterecek” diye konuştu.