Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrenci ve mezunlarının yapıtlarını bir araya getiren Yüzleşme sergisi Ankara’da sanatseverlerle buluştu.
Cermodern sanat galerisinde sanatseverlerin beğenisine sunulan sergi, fakültenin 25 yıllık üretimini disiplinler ötesi bir yaklaşımla sunarak, bir yandan kurumun geçmişi ve bugünüyle yüzleşmesine aracı olurken, bir yandan da izleyiciye dünyayla yüzleşme ve onu alışılmadık açılardan yeniden keşfetme fırsatı sunuyor. Bu sene 25’inci yılını kutlayan Yeditepe Üniversitesi‘nin ve üniversiteyle yaşıt Güzel Sanatlar Fakültesi’nin Plastik Sanatlar ve Resim, Grafik Tasarım, Tekstil ve Moda Tasarımı, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Tiyatro, Sanat ve Kültür Yönetimi bölümlerinde üretilen çalışmalardan bir seçkiyi sanatseverlerle buluşturan Yüzleşme sergisi, sanat ve tasarımın günümüz dünyasıyla ilişkisini sorguluyor.
Doğa-kent ve birey-toplum arasındaki ilişkileri tartışmaya açan sergi, Yeditepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’nca projelendirilerek, Sanat ve Kültür Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Marcus Graf küratörlüğünde hazırlandı. 80’den fazla tasarımcının 100’den fazla yapıtının yer aldığı sergi, Ocak ayına kadar Cermodern’de sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
‘5 TANE ANA KONUMUZ VAR’
Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Marcus Graf, Güzel Sanatlar Fakültesi olarak öğrencilerle sanat, tasarım ve kültür üzerine çalışmalar yaptıklarını söyledi. Graf, bilgiler üretip paylaştıklarını belirterek, “Yenilikçi olabilmek ve yeni bilgiler üretebilmek için kendimizle de yüzleşmemiz, kendimize karşı eleştirel olmamız gerekiyor. Dolayısıyla bu sergi ilk olarak sanat eğitimiyle ya da bizim verdiğimiz sanat eğitimi ve modeliyle yüzleşiyoruz. Sergimizde 5 tane ana konumuz var.
Doğa, kent, birey, toplum ve soyut. Bu kavramlara baktığımızda sadece sanat ve tasarım dünyamızda değil, gerçek hayatımızda toplum içinde önemli konular olarak değerlendirebiliriz. Buraya gelen misafirlerimiz aslında sanatçıların ve tasarımcıların eserleri sayesinde toplum ve dünya ile yüzleşebilirler. Burada tüm sanat ve tasarımın disiplinlerini görebildiğiniz yani resim, heykel, çizim, lightbox, video bütün disiplinler olduğu için ve farklı kavramsal içeriklerinden dolayı aslında bir nevi bu sergide çağdaş sanat ve tasarımı yansıtıyor. Bu bağlamda buraya gelen misafirlerimiz günümüzün sanat ve tasarımlarıyla yüzleşebilirler” dedi.
‘ÇEŞİTLİ VE FARKLI YAKLAŞIMLARI GÖREBİLİRSİNİZ’
Sergide üniversitedeki 6 bölümden öğrenciler ve mezunların eserlerinin yer aldığını ifade eden Graf, şunları kaydetti:
“Plastik Sanatlar Resim Bölümü, Grafik Tasarımı, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Moda Tekstil Tasarımı, Tiyatro ve Sanat ve Kültür Yönetimi yer alıyor. Dolasıyla baktığımızda çok çeşitli ve farklı yaklaşımları görebilirsiniz. Burada 80’den fazla sanatçı, tasarımcı ve 100’den fazla yapıt görebilirsiniz. Bu sergi hem içerik açısından hem de estetik açıdan oldukça zengin, çoğulcu ve holistik bir sergi. Yüzleşme sergimiz geleneksel bir öğrenci sergisinin ötesine geçiyor. Günümüzde kalıplaşmış olan o eski tarz kalıplar ve yaklaşımlar biti. Daha interdisipliner, transdisipliner bir sanat dünyamız var.
Bu sergide yaklaşımımızı bu şekilde yaptık. İç içe ve yan yana olan farklı yaklaşımları aynı anda gösteriyor. Hibrit figürler görebilirsiniz. Yarım insan yarım bitki, yarım hayvan yarım insan; bu hibrit figürler insan doğa ilişkisini sorguluyor. Bir bölümde bireysel, toplumsal meseleleri görebilirsiniz. Orada acı, aşk, ölüm, hastalıklar ama aynı zamanda iyileşme gibi farklı bireysel ya da toplumsal olarak meseleleri görebilirsiniz. Bu sergi güncel ve şu anda yaşadığımız durumu çok net ve eleştirel bir şekilde yansıtıyor.”
‘AMACIMIZ ÜLKEMİZ VE DÜNYA SANATINA KATKI SAĞLAYAN SANATÇILAR YETİŞTİRMEK’
Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Gülveli Kaya da, serginin oluşturulma fikrinin dekanlık görevine ilk başladığında geçmişin hatırlanması gerektiği fikriyle yola çıktıklarını söyledi. Kaya, ileriye dönük çalışmalar yapılacaksa geçmişte nelerin yapıldığının görülmesi gerektiğini ifade ederek, “’Geçmişimizle yüzleşelim’ diye kendi kendime hesaplaşırken mezun olan bir öğrencimizin bir defilesiyle karşılaştım. Bir süreç oluşmuş mezunlarımız eserler üretmeye, kendilerini ispatlamaya başlamışlar.
Bu ‘yüzleşme’ içerisine buradan başlamamız gerektiğini düşündük ve öncelikle ‘biz ne yaptık, ne tür mezunlar verdik, mezunlarımız neler yapıyor’. Bir eğitim kurumuyuz. Amacımız bu. Ülkemiz ve dünya sanatına katkı sağlayan sanatçılar yetiştirmek. Yüzleşme’ fikrini fakültedeki arkadaşlarımla, dekan yardımcımız ve fakülte yönetim kuruluyla paylaştığımızda benim fikrim ‘bizim fikrimiz oldu’. Daha sonra hepimizi projesine dönüştü. İzleyicilerde de bu ruh karşılık bulmaya başladı” dedi.
‘HERKESİ KENDİSİYLE YÜZLEŞMEYE DAVET EDİYORUZ’
Prof. Gülveli Kaya, ‘yüzleşme’ kavramının insana ait bir kavram olduğunu söyledi. Kaya, “Kendimizden kaçmadığımız, yanlışlarımız ve doğrularımızla vicdanımızdan bizi kaçırmayan bir kavram. Sanatta klasik diye bir kavram vardır. Herkesin ortak duygusuna hitap eden bir kavram. Yüzleşmede insana ait bir duygu. Bu sergide yüzleşmeyi anlatan eserler yok. Serginin kavramı, kendi adı ‘yüzleşme’.
İnsanlar buraya geldiğinde ‘yüzleşme nasıl anlatılmış’ diye bir şey değil; serginin bütününde ruhunda refleksimiz kendimizle yüzleşmekti. Herkesi kendisiyle yüzleşmeye davet ediyoruz. Bu sergide tüm disiplinleri bir potada yan yana getirdik. Orada gördük ki, tek başına bir anlam ifade eden bir şey burada bir resimle, heykelle ya da bir performansla yan yana geldiğinde bambaşka bir okumaya sebep oluyor” diye konuştu.