İzmir’in Bornova ilçesindeki kentin ilk yerleşimcilerinin yaşadığı Yeşilova Höyüğü’nde yapılan kazı çalışmalarında, 8 bin 200 yıl öncesine ait kemikten yapılmış iğneler bulundu.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin, “İzmir’in ilk kadınları, bunları kullanmış. Dokumacılıkta bu aletlerle üretim yapıyorlardı” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Belediyesi ve Ege Üniversitesi’nin desteğiyle Yeşilova ve Yassıtepe höyüklerindeki kazı çalışmaları sürdürülüyor. Çalışmalarda üst üste 9 köyün gün yüzüne çıkarıldığı ve tarihinin 8 bin 500 yıl öncesine kadar uzandığı kentteki binlerce yıl öncesine ait çipura, öldürücü bir tür olan zehirli vatoz, denizkestanesi, istiridye ve midye gibi birçok kalıntıdan ilk İzmirlilerin de bugünün kent sakinleri gibi başta midye olmak üzere deniz ürünlerini tükettiği belirlenmişti.
Tarihe ışık tutan İzmir’in ilk insanlarının yaşadığı Yeşilova ve Yassıtepe höyüklerinde 2022 yılı kazı sezonu da başladı. Bu yılki kazıların ilk buluntusu ise 8 bin 200 yıl öncesine ait taştan yapılmış et kesme, ağaç yontma ve mobilya işlemede kullanılan kesici aletler oldu.
‘ÇOK GENİŞ BİR ALANDA ÇALIŞIYORUZ’
Yeşilova ve Yassıtepe höyüklerinin İzmir’in Egeli geçmişine dair çok önemli bulguların bulunduğu yerleşim alanları olduğunu vurgulayan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin, “Burası kentin tarihinin anlaşıldığı bir yerleşim alanı. Çok geniş bir alanda çalışıyoruz. 1200 metrekare çapındaki bir alanda 2 bölümde bu çalışmayı sürdürüyoruz. Günümüzden 8 bin 200, 6 bin, 5 bin ve 2 bin yıl önceye ait birçok kültüre ait çeşitli eserler ortaya çıkardık” dedi.
‘KUŞ VE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN KEMİKLERİ KULLANILMIŞ’
Bu yılki kazılarda son olarak İzmir’in ilk kadınlarının dikim için kullandığı kemik malzemeden iğneler bulduklarını belirten Doç. Dr. Derin, “Bu bulgular, kadınlara ait. Geçmişin İzmirli kadınları bunları kullanıyordu. Günümüzde olduğu gibi o dönem kullanılan iğneler. Günümüzdeki gibi metalden değil. Bu madeni bilmiyorlar. Her şeyde olduğu gibi kemikten son derece güzel şekilde yapılmış. Çoğunlukla kuş ve küçükbaş hayvan kemikleri kullanılmış.
Onları düzeltip, sivriltip iğne formuna getiriyorlar. Gerekirse toka gibi ya da yakasında bir takı gibi de kullanabiliyor. Günlük yedikleri bir hayvanı, yaşamı içinde değerlendiriyor. Geriye atık malzemesi bırakmıyor. Dokumacılıkta bu aletleri kullanıp üretim yapabiliyor. Bunlar 8 bin 200 yıl öncesi kadınlara ait nesneler” diye konuştu.