Bireyler ellerinde bulunan parayı değerlendirmek için çeşitli yöntemlere başvururlar. Bunun için de yatırım araçlarını kullanırlar. Yatırım araçları, belli bir risk alarak paranızı arttırabileceğiniz veya aldığınız risk dahilinde para kaybedebileceğiniz araçlardır.
Bu araçlara en sık verilen örnekler: Gayrimenkul yatırımları, faiz, hisse senetleri, tahvil ve bonolar, kıymetli madenler, kira sertifikaları, fonlar…
Gayrimenkul yatırımları genelde ev ve arsayı kapsar. Tercih sebepleri ise genelde somut olmalarıdır. Çünkü gittiğiniz zaman evinizi veya arsanızı görebilirsiniz. Ancak hisse senedinizi veya fonlarınızı göremezsiniz. Ayrıca faiz içermediği için muhafazakar vatandaşlar da sıklıkla bu aracı tercih ederler.
Faiz ise bankaya yatırdığınız paranın banka tarafından değerlendirilmesi sonucu size bankanın verdiği fazladan paradır. Örneğin siz bankaya 1000 TL yatırdınız. Banka ile de yıllık %10 (genelde bunun çok daha altında faiz verilir ama neyse) faiz ile anlaştınız. Banka 1 yıl sonra sizden aldığı 1000 TL’yi size 1100 TL olarak öder. Bu süreç içerisinde de farklı kişi, kurum ve kuruluşlara borç verip onlara da faiz uygular. Borç verdiği kişilere genelde borç aldığı kişilerden daha fazla faiz uygular ki kâr elde etsin.
Faizle ilgili başlıca sorunlar ise özellikle enflasyonun yüksek olduğu ortamlarda enflasyona göre çok az getiri sağlar. Bu yüzden her ne kadar size faiz belli bir miktar para getirse de enflasyona yenik düşersiniz. Bununla beraber bazı dini kaygılar da mevcuttur. Ancak bu konuda ben bir yorum yapamam, bu tarz kaygıları olan kişilerin Diyanet’in fetvalarına bakması daha uygun olacaktır.
Bütün hepsini tek bir yazıda toplayıp can sıkmak istemem o yüzden devamını daha sonra yazacağım.
Bitirmeden önce son uyarı: Yatırım yaparken asla bir başkasının dediği veya söylediği şeylere hemen inanmayın, sonuçları hem maddi hem de manevi açıdan çok kötü olur.