Büyüklerimizin de söylediği gibi olan maalesef yaşayana oldu, asrın felaketi denilen 6 Şubat depreminin üzerinden koca bir sene geçti.
Ne kadar devam etsek de yardıma unuttuk, unutturulmak istendi ama unutulmamalı. Bu sefer artık gerçekten unutmamalıyız. Hala ölüm sayısı ile ilgili yalanlar dolanırken, kayıp bir sürü insan bulununamazken bu sefer unutmamalıyız. Tabi bu unutmama halini sosyal medyada acı çeken insanları paylaşarak değil, fiilen yardımlara devam ederek sürdürmek gerekmez miydi? Her an hepimizin başına her şeyin gelebileceği gerçeğini unutmadan ağzımızdan çıkanlara, paylaşımlarımıza dikkat ederek, o insanlara saygı duyarak yapamaz mıydık bunu? Yapanlar da var elbette ama mağdur olan, sakat kalan birini izinsiz paylaşıp hedef şaşırtınca kendini tırnak içinde duyarlı tanımlayanlaraydı bu yazdığım.
Deprem fazlasıyla acı verdi ve hala insanlar ailelerine, sevdiklerine ulaşamıyor. Her şey yolundaymış gibi yaşamaya devam etsek de unutmuş gibi yapsak da bu böyle ve bununla birlikte sadece insanların acılarını yattığı sıcak yatağından ve kaydırdığı telefondan ‘seyreden’ insanlar umudumuzu daha da köreltiyor. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, ne kadar zorluk yaşarsak yaşayalım amalara sığınmadan fiilen bir şeyler yapalım çünkü hiçbir şey bitmedi. 6 Şubat bu ülkenin başka bir miladıydı.
Ellerimizden düşürmediğimiz telefonlarımızda maalesef iyi veya kötü bir sürü yalan var ve o bölgede olmayan insanlar depremi sadece sosyal medyadaki ayrı bir gerçeklikte yaşadı. Yaşananlar çok daha acı ve en önemlisi hala desteğe ihtiyacı olan birçok insan var. Çakma duyarcılara, sözüm ona instagram hikayesinde paylaşınca üzüntüden kahrolmuş gibi yapanlara değil, gerçekten yardım edecek insanlara ihtiyacımız var. Birçok şeye ihtiyacı var bu ülkenin evet bunları artık inkar edebilecek konumda değiliz; ama en çok birbirimize ihtiyacımız var.