Yarın 29 Nisan Uluslararası Dans Günü. Uçsuz bucaksız dünyanın her diyarından, sonsuz dans yelpazesinin her renginden dansa sınırsız bir aşk ve tutkuyla bağlı, bu sanatı belki bir aydır belki bir yıldır hatta daha da fazla zamandır hayatına nakış gibi işleyen milyonlarca ruhun en mutlu günü bugün kuşkusuz.
Ben de ne mutlu ki o ruhlardan biriyim, dans çocukluğumdan beri hayatımda ve gönül sayfamda kocaman bir yer kaplıyor; 5-6 yaşlarındayken aslında hemen hemen her kız çocuğu gibi baleye başlamamla bu denizdeki yolculuğum başlamış bulundu. Yanlış hatırlamıyorsam 2-3 sene belki biraz daha fazla süre baleye devam ettim daha sonra sırasıyla modern dans, show dans, sosyal latin ve sirtaki limanlarına uğradım son 6.5 senedir de dans sporu limanındayım ve kesinlikle bu yolculuktaki en özel liman, en özel durak burası oldu. 2016 yılında üniversiteye başlamamın üzerinden bir hafta geçmişti, kulüp tanıtım günlerinde dans sporunun standını gördüm, ilgimi çekti katılayım dedim iyi ki de katılmışım aslında o anda ve hatta ilk zamanlarda henüz anlamasam da çok güzel bir yolculuk başlamıştı benim için.
Doğuştan Dansçılar’a katılıp çalışmalara başladıktan 1.5 ay sonra gösteri grubu seçmelerine katıldım ve gösteri ekibine girmeye hak kazandım. Öğrendiğim zaman başta biraz şaşırdım ama bir o kadar da mutlu oldum içimden ‘’Demek ki bu işe yatkınlığım gerçekten var, bir şeyler kanıtlayabilmişim kendime ve hocama potansiyelim fark edilmiş’’ o dakika itibariyle dans yolculuğumda yeni bir evreye girdiğimi anladım. 2017 ilkbaharından geçen seneye kadar da o ekibin üyelerinden biriydim, çok güzel gösterilerde yer aldım, çok eğlenceli dans festivallerine katıldım o ortamı solumak öylesine keyifliydi ki.
Antrenörümüz, mentorumuz, biricik hocamız Çiğdem Güler Adışen’le de yolumuz burada kesişti. Tanıdığım ilk andan itibaren çok ama çok özel bir insan olduğunu kavradım. O sadece bir hoca, bir mentor bir antrenör değil kat be kat fazlası benim için bir abla, bir idol, şahane bir yol gösterici en karanlık zamanlarda bile etrafı aydınlatan bir deniz feneri. Daima çok güzel, sevecen, pozitif, ponçik biri gerçi bütün DoğuşDans ailesi için öyle.
Bugüne kadar ne her zaman arkamızda oldu, her zaman bizim için en iyisini istedi bunun için çabaladı bize hep destek çıktı bu yoldaki gelişimimde, gelişimimizde büyük rol oynadı ben gösteri ekibinde olduğum dönemlerde daima festivallerde sunacağımız şovlarımız için çok yaratıcı, şahane temalar bulup hakkını verecek muazzam koreografiler çıkardı biz de ne mutlu ki ondan aldığımız sevgi, destek ve güçle hep başarılı olduk, sahnede muhteşem gösterilerle yer aldık o zamanları gerçekten çok özlüyorum keşke geri dönebilmenin bir yolu olsa.
Ayrıca orada çok güzel dostluklarım oldu, Çiğdem hocam orada edindiğim arkadaşlarım benim seçtiğim ailem hep de öyle kalacaklar oradaki yolculuğum sona ermiş olsa da canım dans ailemin her bir ferdinin gönül sayfamdaki yeri daima apayrı olacak, onlarla bugüne dek biriktirdiğim, biriktirmeye devam edeceğim bütün güzel anılar daima kalbimde kalacak, son nefesime dek umuyorum ki bu güzel aileyle bir arada kalacağız aksi mümkün değil düşünemem bile zaten Çiğdem Hocamın Lets Club’daki derslerine eylülden beri katılıyorum şartlar el verdiğince de katılmaya devam edeceğim.
Ayrıca geçen sonbaharda lisedeyken başlayıp üniversiteye geçene dek devam ettiğim fakat dans kulübü çalışmaları dolayısıyla ara verdiğim sirtaki derslerine geri döndüm haftada iki gün dans dersine gidiyorum çok da mutluyum bu yüzden özetle.
Hemen hemen her gün bir saat de olsa dans antrenmanımı yapıyorum, o sırada bambaşka bir dünyaya geçiyorum sanki yani dans ederken bambaşka bir dünyadayım adeta o gün içinde ne yaşamış olursam olayım isterse yorgunluktan pestilim çıkmış olsun ya da moralim diplerde olsun dans etmeye başladığım ân her şey sıfırlanıyor mutlulukla doluyorum, pozitif enerji yağmuru yağıyor üzerime adeta her şeyden uzaklaşıp sadece ona odaklanıyorum ve bu bana o kadar iyi geliyor ki. Böylesi kutsal bir alana sahip olmak gerçekten çok değerli bir şey.
Dans derslerinde, antrenmanlarımda, bu kutsal şey için pistte ya da sahnedeyken hissettiğim şey hayatla dans ettiğim ve bunu kendime etrafımdakilere gösterdiğim. Annemin geçen doğum günümde benim için dileği yeni yaşımda da hayatla dans etmeye devam etmemdi 25 yaşıma dans ederek başlamıştım çünkü ve çok mutluydum.
Ve hayatla dans etmeden yaşanamayacağını bir kez daha idrak etmiştim gerçekten hayatta gülmeden, güldürmeden, sevilmeden, sevmeden, eğlenmeden, yaşamla dans etmeden hayat geçer mi? Geçmez, hayata bir kez geliyoruz hakkını vermeli ve yaşamla dans etmek de bence bunun en güzel yollarından biri kesinlikle. Umarım sadece bu yaşımı değil önümde kalan bütün zamanı hayatla dans ederek geçiririm ne yaşamış olursam olayım
Dans benim bu hayattaki en büyük tutkularımdan biri tıpkı şarkıda dediği gibi ‘’Yalnız bir mevsim değil, yalnız bir bahar değil her zaman her yerde…’’ Nefes almaya devam ettiğim müddetçe, hayat bana izin verdiği sürece de bu değişmeyecek.
Hayatla dans etmeye devam edeceğimiz nice dans günlerine.