Elvan, 2017’deki protokol ve bu protokol çerçevesinde yapılan işlemler tamamıyla yasaldır, yasalara aykırı bir durum söz konusu değildir.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, (128 Milyar Dolar tartışması) Hem siyasi malzeme olarak kullanılmasının önüne geçilmesi hem de bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması açısından, ben açıkçası bu verilerin yayınlanması gerektiğini düşünüyorum. Tabi takdir Merkez Bankası’nın.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2017’de Hazine Müsteşarlığı ile imzaladığı protokol doğrultusunda Hazine hesapları üzerinden bir kamu bankası aracılığıyla döviz satımı gerçekleştirdiğini belirterek, “Şimdi siz bu yöntemi tartışabilirsiniz, bu yöntemle ilgili görüşlerinizi, düşüncelerinizi ifade edebilirsiniz. Ama hiç kimseyi yolsuzlukla suçlayamazsınız, hiç kimsenin burada bir yolsuzluk yapması söz konusu değildir” dedi.
Bakan Elvan, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Elvan, Merkez Bankası’nın rezervleri üzerinden başlatılan tartışmalarla ilgili, “Merkez Bankası’nın temel görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. Merkez Bankamız 2006 yılından bu yana enflasyon hedeflemesi rejimini kullanıyor ve bu rejimde bildiğiniz gibi kısa vadeli faiz oranı temel politika aracı olarak belirlenmiş durumda. Diğer taraftan dalgalı döviz kur rejiminin uyguluyoruz” dedi.
‘2017’DEKİ PROTOKOL YASALDIR’
Merkez Bankası’nın finansal istikrarı sağlamak ve parasal aktarım mekanizmasının daha sağlıklı işleyebilmesi için zorunlu karşılıklar ve döviz alım-satım işlemleri gerçekleştirdiğini belirten Elvan, “Bu yöntemlere ilave olarak, 2017 yılından itibaren o zamanki Hazine Müsteşarlığı ile Merkez Bankası arasında bir protokol imzalanıyor. Bu protokol çerçevesinde Merkez Bankası, Hazine hesapları üzerinden döviz alım ve satım işlemleri gerçekleştirebiliyor” ifadelerini kullandı.
Bu konuyla ilgili ‘Protokol yasal mıdır?’ sorusunun da gündeme gelebileceğini kaydeden Elvan, “Bu yapılan protokol ve bu protokol çerçevesinde yapılan işlemler de tamamıyla yasaldır. Herhangi bir şekilde yasalara aykırı bir durum söz konusu değildir. Aslında Merkez Bankası başkanımız açıkladı. Hazine hesapları üzerinden döviz satımı gerçekleştirildi. Muhabir bir kamu bankası aracılığı ile bu alım satım işlemi elektronik işlem platformundan gerçekleştirildi” diye konuştu.
‘ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE GÖREBİLMENİZ MÜMKÜN’
Merkez Bankası’nın bilançosunda ne olduğunu, hareketlerin rahat bir şekilde görüldüğünü belirten Elvan, “Yani ne kadarlık bir döviz satım işlemi gerçekleştirilmiş, ne kadarlık bir döviz alım işlemi gerçekleştirmiş, ne kadarlık bir alım gerçekleştirmiş bunların hepsini görebilme imkanınız var. Tamamı ile açık ve şeffaf bir şekilde bunları görebilmeniz mümkün” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankalarının muhabir banka aracılığı ile döviz alım satım işlemi gerçekleştirmesinin dünyada başka örneklerinin olduğunu da kaydeden Elvan, “Dünyada özellikle Uzak Doğu başta olmak üzere değişik ülke örneklerini arkadaşlarımız benimle paylaştılar. Bizde de açıkçası kasım ayından bu yana böyle bir döviz alım satım işlemini gerçekleştirmesi söz konusu olmadı” diye konuştu.
‘YOLSUZLUK İDDİALARI DOĞRU DEĞİL’
Alım-satım işlemlerine ilişkin tüm bilgilerin Merkez Bankası’nın kayıtlarında yer aldığını söyleyen Elvan, “Şimdi siz bu yöntemi tartışabilirsiniz, bu yöntemle ilgili görüşlerinizi, düşüncelerinizi ifade edebilirsiniz. Ama hiç kimseyi yolsuzlukla suçlayamazsınız, hiç kimsenin burada bir yolsuzluk yapması söz konusu değildir. Sadece yolsuzlukla da bitmiyor, işte Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından talimatlar verildiği gibi birtakım iftiralar, ithamlar kamuoyunda yaygın bir şekilde yer alıyor. Dolayısıyla burada işte bir yolsuzluk yapıldığı, bir usulsüzlük yapıldığı şeklindeki yaklaşımlar doğru değil” dedi.
‘TCMB’NİN VERİLERİ AÇIKLAMASINDA FAYDA GÖRÜYORUM’
Tartışmalara konu olan döviz işleminin Merkez Bankası tarafından açıklanıp açıklanmayacağının sorulması üzerine Bakan Elvan, “Geçmişteki Merkez Bankamızın uygulamalarına baktığımızda, döviz alım ihalelerinin yine doğrudan döviz alım satım müdahalelerinin Merkez Bankası tarafından kamuoyuna açıklandığını görüyoruz. Veriyi açıklama kararı tamamıyla Merkez Bankası’nın uhdesindedir. Ama burada özellikle bir bilgi kirliliği söz konusu, bu meselenin bir siyasi malzeme olarak kullanılması söz konusu. Hem siyasi malzeme olarak kullanılmasının önüne geçilmesi hem de bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması açısından ben açıkçası bu verilerin yayımlanmasında fayda görüyorum. Tabii ki takdir Merkez Bankası’nın” ifadelerini kullandı.
‘2021’DE KÜRESEL ÖLÇEKTE GÜÇLÜ BİR BÜYÜME’
Bakan Elvan, 2021 yılında baz etkisi ile de birlikte küresel ölçekte güçlü bir büyüme beklediklerini belirterek, bu büyümenin Türkiye’ye ihracat yönüyle pozitif yansımalarının olacağını kaydetti. Elvan, “Fakat 2021 yılındaki bu yüksek küresel ölçekteki yüksek büyüme performansı bizi hiçbir zaman yanıltmamalı. Dünya gerçekten çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldı ve borçlanma yönüyle, bütçe açıkları yönüyle önümüzdeki 3-4 yılda tüm ülkeler bunlarla mücadele etmek için uğraşacaklar. Şu an bunun faturasını görmemiz mümkün değil ama hem kamu maliyesi alanında hem ülkelerin genel anlamda borçlanmaları söz konusu.
Dolayısıyla bu alanda ciddi sorunların ortaya çıkabileceğini düşünüyorum. Diğer taraftan tedarik zincirlerinde bölgesel tedarik merkezlerinin oluşturulması gerektiği noktasında bir kanaat oluştu. Artık sadece Çin ve Uzak Doğu merkezli bir tedarik merkezi yerine çok kutuplu bir tedarik merkezi sisteminin oluşturulması gerektiği ortaya çıktı. Türkiye bu noktada çok önemli avantajlara, güçlü bir alt yapıya sahip. Bu sorunların giderilmesi ülkelerin tek başına alacakları kararlarla mümkün değildir. Önümüzdeki süreçte mutlaka ve mutlaka G20 gibi, Avrupa Birliği gibi bölgesel ve küresel ölçekteki birliktelikler ve ortak kararlar alınarak ortaya çıkacak olan sorunların üstesinden gelinmelidir” dedi.
‘YÜZDE 5 CİVARINDA BİR BÜYÜME ÖNGÖRÜYORUZ’
2021 yılında iktisadi faaliyetlerin oldukça canlı başladığını söyleyen Bakan Elvan, “Sanayide bir canlılık devam etti, ihracatımızdaki potansiyelimiz oldukça iyi gidiyor ki ocak-mart döneminde 50 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik. İlk çeyrekte de öncü göstergelere baktığımızda yüzde 5 civarında bir büyüme öngörüyoruz. 2’nci çeyrekte ise baz etkisi ile de birlikte çift rakamlı bir büyüme söz konusu olacak. 2021 yılının büyüme açısından daha olumlu bir yıl olacağını düşünüyoruz ama finansal istikrarın sağlanması açısından da oldukça kontrollü ve ılımlı bir yaklaşım içerisinde hareket etmemiz gerektiği açıkça ortada” diye konuştu.
‘ENFLASYONLA MÜCADELEYE KARARLI ŞEKİLDE DEVAM EDECEĞİZ’
Bakan Elvan, enflasyonla mücadelenin ekonomi politikalarının en temel önceliklerinden bir tanesi olduğunu da vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Enflasyonun toplumun hiçbir kesimine faydası söz konusu değil, fiyat istikrarının olmadığı bir ortamda enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda sağlıklı büyümeden, yatırımdan, üretimden, istihdamdan bahsedemezsiniz. Enflasyonla mücadele bizim açımızdan son derece önem arz ediyor. Enflasyona bütüncül bir bakış açısıyla bakmamız gerekiyor.
Sadece para politikalarıyla enflasyon problemini çözmeniz mümkün değil, para politikalarına ilave olarak kamu maliye politikaları, finansal sektör ve yapısal sorunlar üzerine kalıcı bir şekilde giderek ancak enflasyon problemini çözebilirsiniz. Bizim temel makroekonomik politikalarımızda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Enflasyonla mücadeleye kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Fiyat istikrarı ve finansal istikrarın sağlanması enflasyonla mücadelenin ön koşullarından birisi.
Bu noktada Merkez Bankası başkanımız enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlanana kadar sıkı para politikası duruşuna devam edeceğimizi ifade etti. Güven ortamını tesis etmek bizim en temel ilkelerimizden bir tanesi. Biz hiçbir zaman kısa vadeli kazanımlar peşinde değiliz. Orta ve uzun vadeli kazanımlar bizim için çok daha önemli.”
‘46,5 MİLYAR TL İLAVE HARCAMA BEKLİYORUZ’
Meclisten geçen bütçedeki bütçe açığını 4,3’ten 3,5’e çektiklerini belirten Bakan Elvan, “Mali disiplin alanındaki kararlılığımızı net bir şekilde ortaya koymak istedik. Biz 4,3’ten 3,5’e çekerken çok detaylı, çok kapsamlı bir çalışma yaptık. 0.8’lik bir bütçe açığını aşağı çekici bir karar aldık. Bunun 0.5 puanı gelir tarafında 0.3 puanı da harcamalar tarafında olacak. Özellikle bu süreçte bütçemizde kalıcı gelir artışını sağlayıcı bazı tedbirler de aldık.
Ancak Covid nedeniyle harcama yapma zorunluluğumuz olan alanlar ortaya çıktı. Bütçede bulunmamasına rağmen şu an 2021 için 46,5 milyar liralık ilave bir harcama yapılmasını bekliyoruz. Bunun 12,3 milyar lirası gelir tarafında, 34,2 milyar TL’lik kısımda harcama kısmında esnafa verdiğimiz destekler, diğer kesimlere verilen destekler. Bu süreçte esnafımızın çok ciddi sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Bu harcamalara rağmen biz 4,3’lük bütçe açığını 3.5’e çektik. Bunları bir bütün olarak dikkate aldığınızda gerçekten kamu maliyesi alanında oldukça disiplinli bir şekilde hareket ediyoruz. Tek amacımız sağlıklı, sürdürülebilir bir büyüme” ifadelerini kullandı.
‘TAKİPTEKİ ALACAKLARIN ORANI 150 MİLYAR LİRA’
Bakan Elvan, aşağı yukarı 6 ay önce bankacılık sektörünün ciddi risk altında olduğu yönünde açıklamaların da kamuoyunda yer aldığını hatırlatarak, uluslararası kuruluşların ise bankacılık sektörüne yaptığı ziyaretler sonrasında ciddi bir risk görmediklerini ifade ettiklerini anlattı.
Elvan, o ifadeden sonra kamuoyundaki tartışmaların önemli ölçüde durulduğunu kaydederek, “Şu anda takipteki alacaklarının oranına baktığımızda aşağı yukarı 150 milyar liralık takipteki alacak miktarı var. 150 milyar lira takipteki alacaklara bankalar tarafından 115 milyar liralık bir karşılık ayrıldığını görüyoruz. Yakın izlemedeki krediler miktarını baktığımızda da aşağı yukarı 350 milyar lira civarında yakın izlemedeki kredilerin olduğunu görüyoruz. Buradaki karşılık oranına baktığımızda da yüzde 16’lık bir karşılık ayrıldığını görüyoruz. Burada da bankalarımızın oldukça ihtiyatlı olduğunu görüyoruz.
2 ay önce banka genel müdürlerimiz ile bir toplantı gerçekleştirdim. O toplantıda banka genel müdürlerinin hemen hemen tamamı, ‘maksimum yüzde 20’lik bir risk görüyoruz’ dediler. Bankacılık sektörü açısından biz sıkıntı görmüyoruz ama ekonomi reform programımızda bankacılık sektörüne yönelik çok ciddi tedbirlerimiz var. Ekonomi reform programımızdaki 160’ın üzerindeki eylemin yüzde 77’sini de 2021 yılında gerçekleştireceğiz” açıklamasında bulundu.