Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şerafettin Çakal, Erzurum’da düzenlenen ‘Biyoçeşitlilik, Tarım ve Gıda Sempozyumu’nda yapay zekaya yazdırdığı ‘Biyoçeşitlilik’ konulu şiiri okudu. 2000’li yıllardan sonra tarımda biyoteknoloji, nanoteknoloji ve bilişim teknolojileri kullanıldığı için akıllı tarım dönemi olarak adlandırıldığını ifade eden Dr. Şerafettin Çakal, “Akıllı tarım döneminde de artık yapay zeka dönemi başladı” dedi.
Atatürk Üniversitesi’nin ev sahipliğini yaptığı ‘Biyoçeşitlilik, Tarım ve Gıda Sempozyumu’ devam ediyor. TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği ile Gıda ve Beslenme çalışma grupları tarafından düzenlenen, tarımda yapılan hatalı uygulamalar, son yıllarda etkisini daha fazla hissettiren iklim değişikliği nedeniyle ziraatte ortaya çıkan biyoçeşitlilik kaybı ve olası etkilerin masaya yatırıldığı sempozyuma katılan Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şerafettin Çakal, “1’inci tarım dönemi dediğimiz, bitkilerin kültüre alınması, hayvanların evcilleştirilmesi sürecine kadar doğa ve insan büyük uyum içinde yaşadı.
Ne zaman insanlar bitkileri kültüre aldı, hayvanları evcilleştirdi, nüfus artmaya başladı, köyler, kasabalar, şehirler oluşmaya başladı böylece insanın doğaya olan baskısı her geçen gün arttı. Tabi bu süreçte demir, çeliğin icadı ve pulluk ve makinelerin kullanılmaya başlaması, tarımın ticarete konu edilmesi ve dünyada toplumların başka coğrafyalara taşınmasıyla beraber insanoğlunun tabiata, doğaya olan baskısı daha da arttı. 3’üncü ve en önemli dönemlerden biri olan intansif tarım dönemi. Özellikle 1800 ve 2000 yıllarını kapsıyor. Bu yılların en önemli özelliği ıslahın tarıma girmiş olması. 1950 ve 1970 yılları arasında yeşil dev gübrenin, ilacın, aşının tarıma girmesiyle beraber doğaya olan baskı daha da artmış oldu.
Günümüzde 2000’den sonraki dönemde biyoteknoloji, nanoteknoloji, bilişim teknolojileri kullanılmaya başlandı. Emek yoğundan, bilgi yoğun sürecine geçildi. Böylece insanlar doğaya daha da baskı yapmaya başladı. Bu çağa aynı zamanda ‘akıllı tarım’ dönemi de deniliyor. Akıllı tarım döneminde yapay zeka gündeme geldi. Artık yapay zeka dönemi başladı. Bu sunuyu hazırlarken son günlerde bilinen ChatGBT’ye biyoçeşitlilikle ilgili şiir yazdırmak istedim. ChatGBT’ye ‘Biyoçeşitlilikle ilgili şiir yazar mısın?’ diye sordum. Daha sonra yazdığı şiiri bilimsel şekle ve sunuma hazır hale getirmesini istedim. ChatGBT de şiiri sunum yapacağım şekle dönüştürdü” diye konuştu.
YAPAY ZEKANIN BİYOÇEŞİTLİLİK ŞİİRİ
Dr. Şerafettin Çakal, Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi mavi salondaki sunumunda yapay zekaya yazdırdığı şiiri okudu. ‘Biyoçeşitlilik’ konulu şiir ise şöyle:
“Biyoçeşitlilik kongresi, doğanın büyüsüne tanıklık ediyoruz/ Çeşitlilik, bilimin ışığında parlıyor, gözlerimizin önünde uzanıyor/Ormanların derinliklerinde, yaşamın sırları saklı/ Okyanusların enginliklerinde, her canlı bir hazine, her biri büyülü/ Kuşların şarkıları, gökyüzünde bir senfoni gibi yükselir/ Ağaçlarla dans eden rüzgar, doğanın melodisine çalar/ Denizlerin altında mercanlar, renk cümbüşleriyle süslü/ Biyoçeşitlilik, yaşamın en değerli eseri, eşsiz bir güzellik./ Arılar çiçeklerdeki hazineleri bulur, doğanın mühendisleri/ Balıkların dansı, denizin derinliklerindeki bir rüya/ Bu çeşitlilik, evrenin büyülü bir dokusu, bilimsel bir mucize/ Kongremiz, bu güzellikleri koruma ve kutlama zamanıdır/ Savunmalıyız bu hazineyi, bir arada birlik içinde/ Toprağın altından gökyüzünün yıldızlarına kadar/ Biyoçeşitliliği korumak bir görev ve sorumluluktur/ Kongremizde bir araya gelerek, geleceğe bir armağan bırakmak için.”
YAPAY ZEKAYLA YAPMAYA BAŞLANDI
Dr. Şerafettin Çakal, konuşmasında, doğaya baskılar sonucu balıkların konserve, balinaların krem, hayvanların kürk, uçan kuşların kuş tüyü yastık, ağaçların kağıt, boğaların dövüşçü, en narin doğal ortamların otellere döndüğünü ifade ederek, “Bu süreçlerde nelerle yüzleştik? Gıda güvenliğindeki sıkıntılar, iklim değişikliği ve enerjiyle ilgili sorunlar yaşamaya başladık. Gıdayla ilgili FAO’nun verilerine göre artan nüfusu beslemek için üretimin yaklaşık yüzde 60-70 artması gerektiği bildirildi. Nüfus artıyor, tarım alanları azalıyor. Bu insanları beslemek için ne yapmak lazım? Bilim insanları buna da kafa yoruyor. Bundan sonra dikey tarım, okyanus üzerinde tarım, AVM’lerde tarım yaparak insanları doyurmak konusunda çalışmalar yapılıyor. Bir de artık yapay zekayla bu işi yapmak cihetine gidilmeye başlandı” dedi.