Ya İstiklal Ya Ölüm: 19 Mayıs 1919 Milli Mücadele tarihi yeni bir devletin ortaya çıkışını, yeni bir ulusun oluşumu ayrıca milletin tek bir kişi etrafından birleşip Kurtuluş Mücadelesi vererek bağımsızlığına kavuşacaktı. Türkler tarih boyunca esir yaşamamış, her daim bağımsızlığına düşkün bir milletti.
M. Kemal 19 Mayıs 1919’ da Samsun’ a çıktığı vakit kimileri Ondan kurtulduğunu kimileri ise Şişli’ de evinde toplanarak ileride kurulacak olan Cumhuriyetin temellerini atan Paşalarla beraber Milli Mücadele başlamış olacaktı. Mitinglerin başlaması M. Kemal gibi bir liderin çıkmasıyla etrafında birleşen halkla Türk Milleti bağımsızlığına kavuşacaktı.
19 Mayıs sadece bir ulusun kurtuluşu değil aynı zamanda milletin yeniden kurtuluşu muasır medeniyetlere ulaşmak için de kurtuluşun tarihidir. Çünkü, “Milleti, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Formülünün içinde bütün devrimler gizli bu formül amacın sadece bağımsız bir Türkiye kurmak değil, millet egemenliğini de getirmek olduğunu ifade eder. (1)
M. Kemal bir yandan halkı tekrar örgütleyecek, Milli Mücadele için komutanları, halkı yanına çekmek isteyecek, Kongreler düzenlenerek Millet Egemenliğini hakim kılmak isteyecek, kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti için kongrelerde devrimlerin alt yapısını hazırlayacak ve M. Kemal bu zor şartlar altında Milli Mücadele’ ye halkıyla başlayacaktı.
19 Mayıs 1919’ da M. Kemal Samsun’ a çıkarken aynı zamanda bağımsızlığını yitirmiş halkların, sömürü altında bulunan devletlerin de kaderini etkileyecek bir sürecin başlangıcını da oluşturuyordu. 19 Mayıs’ ı anlamak için öncelikle temel olarak yapılması gereken ulusal kurtuluş savaşımızı anlamak doğru yorumlamak gerekir. Bugün 19 Mayıs 1919’ u anlamayanlar elbette Kuvayı Milliye ruhunu da anlamamıştır. M. Kemal Samsun’ a çıkarken O daima milletine güvenmiştir. (2)
Günlerden pazartesi, tarih 21 Nisan 1919 … İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe Osmanlı hükümetine Karadeniz’ deki çetelerle ilgili bir nota verdi ve bu nota Ulusal Bağımsızlık Savaşımız için adeta gökten inmiş bir müjde gibidir. (3) Bu nota, Mustafa Kemal’ in Samsun’a gitmesi için ordu müfettişliği görevinin verilmesine neden olmuş, sonuçta Türklerin Anadolu’ da bağımsız bir ulus devlet, cumhuriyet kurmalarının yolu açılmıştır.
1919 yılını anlatan bir esir Türk subayı S. Karatuğ, Birinci Dünya Savaşı’ nda esir düşmüş, İskenderiye’ de Seydi Beşir İngiliz esir kampına sürülmüştü o günleri şöyle anlatır: (4)
“…1919’ un başlangıcını unutmayalım. Hayat hakkımız tanınmıyordu. Meclis’ ten kovuluyorduk. Çünkü ümitsizliğe düşmüştük. Dünya barışının adeta bir anahtarıyız. Dün aleyhimize yürüyen yabancı kalemler, ihtiraslı fikirler, şimdi de hiç utanmadan övüyorlar bizi. Çünkü Anadolu’ da yükselen yumruklar var, hakkını isteyen büyük bir kitle…”
Ümitsizliğe düşen bir halk, yabancılara sığınmaya çalışan bir sürü insanlar. O günün şartları durumu elbette zordu lakin memleketin işgal edilmesi bazı işbirlikçilerin de İtilaf Devletlerini desteklemesi elbette kabul edilemezdi. Atatürk, İstiklal Savaşı’na dair en önemli belge olan Büyük Nutuk’ta (1927) durumu şöyle anlatıyor: (5)
“1919 senesi Mayısının 1 9. günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve umumi manzara: Osmanlı Devletinin dahil bulunduğu grup Harb·i Umumi’de mağlup olmuş, Osmanlı Ordusu her ta· rafta zedelenmiş, şeraiti [şartları] ağır bir mütarekename imzalanmış, Büyük Harb’ in uzun seneleri zarfında, mil let yorgun ve fakir bir halde, millet ve memleketi Harb·i Umumi’ye sevk edenler, kendi hayatları endişesine düşerek, memleketten firar etmiştir. Saltanat ve hilafet mevkiini işgal eden Vahdettin mütereddit [tereddüt içinde], şahsını ve yalnız tahtını temin edebileceğini tahayyül ettiği yeni tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın riyasetindeki kabine aciz, haysiyetsiz, ce· bin [korkak], yalnız Padişah’ın iradesine tabi ve onunla beraber şahıslarını vikaye edebilecek [koruyacak] herhangi bir vaziyete razı.
Ordunun elinden silahı ve cephanesi alınmış ve alınmakta … İtilaf devletleri mütareke ahkamına riayete [hükümlerine uymaya] lüzum görmüyorlar. Birer vesile ile İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da …”
M. Kemal Samsun’ a çıkacağı vakit “İngiliz Muhipler Cemiyetinde” Sait Molla ile Ali Kemal ile baş başa vermişler Mustafa Kemal’ in Anadolu’ya hareketi için konuşuyorlardı:
-Gaflet, öyle bir gaflet ki tarih mislini ender kaydeder Hiç Mustafa Kemal bırakılır mıydı?
-Dainiz de öyle düşünüyordum. Defalarla Sadrazam paşaya söyledim.
-Bırak şu ipi dolaşık eşeği.. Dün Meclisi hası vükela dağıldıktan sonra sordum: Anadolu’ ya ordu müfettişi mi, yoksa hidiv mi gidiyor? Kulağıma eğildi ve dedi ki: “Hayır, mirim menfa olarak gidiyor, fakat söz aramızda kalsın.”
Demiş, aynı gün ise Topkapı Sarayında da Kiraz Hamdi ile İsmail Hakkı Hoca aynı mevzu üzerinde durmuşlardı:
-Cümlemizin gözü aydın hocam. Mustafa kemal yarın Samsun’a çıkacak.
-Umduğumuz gibi çıksa çok iyi amma korktuğumuz gibi çıkacak sonra galiba…”
Konuşmaları geçmiş, başta olan memleketi yabancıların işgali için her ortamı hazırlayan Hürriyet ve İtilaf Fırkasının merkezinde hep aynı mesele görüşülüyor, Süleyman Şefik ile Avranoszade Sami arasında:
“-Nihayet Mustafa Kemal’ i atlattık ve bugün Samsun’ a attık.
-Bilakis biz aldatıldık gibi geliyor bana paşam. Bakalım işin sonu ne olacak?
-Elbette muvaffakıyet. Göreceksin bayram yapacağız… -Evet bayram… Fakat bize mi ona mı tarih gösterecek bunu…”
Rüştü Aras’ ta Bekirağa Bölüğüne tutuklanıp götürülmüştü. Aynı zamanda Fethi Okyar da Bekirağa Bölüğünde idi. Mustafa Kemal Bekirağa Bölüğünde Aras’ ı ve Okyar’ı zaman zaman ziyaret ediyordu. Yine Rüştü Aras şöyle anlatır o günü: (6)
“…1919 Mayıs’ ın ortalarına doğru, bir gün büyük liderimiz Atatürk üniformasını giymiş olduğu halde gelmişti. Pırıl pırıl parlayan bu üniforması içinde hepimizin tek ümit yıldızıydı.“ bir odada olduklarını belirttikten sonra Aras: “Atatürk “Bu sefer veda için geldiğini” söyledi. Konuştuk; tasarladığı plan mucibince hareket etmek üzere Samsun’ a gidiyordu…”
Son söz olarak, General Sherrill’e göre Mayısın aynı haftasında, 15 Mayıs, 16 Mayıs ve 19 Mayıs tarihlerinde talih ikili bir yol geçişi vermişti. Sherrill şöyle yazar: (7)
“Talih bir taraftan Yunanlıları İzmir’e çıkarırken öbür taraftan, onlara karşı koyacak Mustafa Kemal’i Samsun’a getiriyordu. Bu dramda, Yunanlıları İzmir’ e gönderen L. George ve Mustafa Kemal’ i Anadolu’ya atayan Vahdettin adında iki kukla, talihin aleti olmuşlardır.”
Notlar
- Sadi Irmak, “19 Mayıs’ ın Yeni Görüşü”, Milliyet, 18 Mayıs 1974, s. 2
- Kansu Atatürk’ ün tayin edilmesini şöyle anlatır: “Fahri Yaver-i hazret-i şehriyari mirliva Mustafa Kemal Paşa üçüncü ordu müfettişliğine tayin edildi. Paşa, sadrazam Damat Ferit Paşa ve kabine erkanı ile müzakere ve temaslarını bitirir bitirmez vazifesi başına hareket edecektir.” Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’ dan Ölümüne Kadar Atatürk’ le Beraber, Türk Tarih Kurumu, Cilt 1, Ankara, 1997, s. 11
- Alev Coşkun, Samsun’ dan Önce Bilinmeyen 6 Ay, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul, Ekim, 2008, s. 334
- Tarık Zafer Tunaya, “Medeniyet, Sadece Bir Biçim Meselesi Değildi”, Milliyet, 12 Kasım 1963, s. 5
- Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, Mayıs, 2009, s. 196
- Tevfik Rüştü Aras, “Ellinci Yılında 19 Mayıs 1919”, Milliyet, 19 Mayıs 1969, s. 2
- Alev Coşkun, a.g.e., s, 412