Vücudumuzun merkezi beynimiz sadece fizyolojik olarak bedenimiz ile değil, ruhumuz ile de bağlantılı.
Vücudumuz; 600 adet kas, 206 adet kemik ve dâhi binlerce tendon ile birlikte çok sayıda organı kapsayan çok büyük bir fabrikadır aslında. Bu fabrika çok büyük bir düzen ile işlemektedir. Örneğin; Büyüklerimizin hamurun kıvamı için örnek olarak gösterdikleri, görünüşü itibarî ile aşırı büyük olmayan organımız, kulak; içinde denge, işitme ve daha nice işlevleri barındırıyor. Ya da 1 İnsan vücudunda bulunan, dünyanın en büyük otoyol ağından dâhi daha uzun olan, toplam 100.000 kilometre gibi çok büyük bir sayısal ifade değeri bulunan damarlarımızın bütünü de vücudumuzun ne denli bir sistematik üzere çalıştığını ortaya koymaktadır. Bu tarz sayısal değerlerin hepsi, çağımızın en büyük ve dâhi en önemli bilgi mekanizması olan Google’da yazmaktadır…
Merkezimiz! Beynimiz!…
Böyle büyük ve dâhi önemli bir fabrikanın, Eski Türkçe’de “Meñi”, Orta Türkçe’de “Mengi” veyahut “Meyin”, Osmanlıca’da “Dimağ”, Latince’de ise “Cerebrum” gibi çeşitli isimleri bulunan bir merkezi var, Beyin! Bu bilgilerin hepsi çağımızın kolaylıklarının adeta temsilcisi niteliğinde bulunan Google’da mevcut. Google’a baktığımız zaman, beynimizin en geniş kısmı olan Serebral Korteks’te 15 ilâ 33 milyar civarında nöronların olduğunu bize söylüyor. Yani, Beynimiz öyle büyük bir sistem ile çalışıyor ki sadece içindeki bir bölümde bulunan nöronları ifade ederken dâhi kullandığımız sayısal ifadeler tâbir-i câiz ise Dehşet! Beynimizin, Hayatımızdaki önemi o kadar büyüktür ki! Genellikle duyduğumuz bir kavram vardır, Beyin Ölümü! Çünkü, Kalpten bile önce ölür, Beyin!…
Beyin Sağlığı!…
Ünlü Bilim Adamı İbn-î Sina’nın; hayatımızdaki duygusal faktörlerin organlarımız ile ilişkisini anlattığı bir sözünde, Beynimize düşen pay, kalbimiz ile aynı olarak Strestir! Şu Anda, Beyin Kanaması gibi ciddi bir hastalığı geçiren İnsanlar için bile konuşulan şeylerin başında, bir daha kesinlikle Stres yaşamaması gerektiği gelmektedir. Yani Beynimiz sadece fizyolojik olarak Bedenimiz ile değil, Ruhumuz ile de bağlantılıdır. Osmanlı Zamanında; Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi olarak Bimarhaneler varmış.
Farsça kökenli Bimar kelimesinin de anlamı, Ruh Sağlığı imiş. Zaman ile Bimar sözcüğünün yerini Tımar almış. Günümüzde ise Akıl ve Ruh Sağlığı sadece tek merkezli olarak değil, Psikiyatri, Psikolog, Nöroloji gibi çeşitli dallar ortaya çıkmıştır. Beynimizin işleyiş tarzı çok değişik. Mesela, beynimize Negatif, bizi rahatsız eden düşünceler geldi, diyelim. Beynimiz hemen ruhumuz ile etkileşim hâline geçiyor. Ve o beynimize gelen negatif düşünceler, adeta bir akarsu misali kendilerini ruhumuza aktarıyorlar. Fakat bu işleyiş burada da bitmiyor. Bu sefer de hem beynimiz hem de ruhumuz adeta bir zincir ile birbirlerine bağlıymışçasına, bize bir cam verin. Ayna olmaz! Çünkü, ayna tek taraflı gösterir. Biz, kendimizdeki negatif düşünceleri göstermek istiyoruz dermişçesine! Kendilerindeki negatif düşünceleri, insan bedenine yansıtıyorlar!
İnsan bedenine yansımaları ise adeta bir lambaya ışığın gelmesini sağlayan çeşitli kablolar gibi oluyor. Yani, kâh davranış biçimleri olarak kâh söz tarzları olarak bu yansıma gerçekleşiyor. Beynimizin bu işleyiş tarzını farklı bir tarzda betimleyecek olursak şayet, şöyle diyebiliriz; Bizim elimizde büyük bir su tabancası var ve bu su tabancasının ağzı tamamen açık! Adeta yağmur gibi çeşitli maddeler bu su tabancasına yağıyor ve bu su tabancasının ağzı, çeşitli kapatma denemelerimize rağmen, hiç bir türlü kapanmadığından dolayı da! İçine su da doluyor. Çamaşır suyu da doluyor. Zehir de doluyor! Ve de yanlışlıkla sadece bir parmağımız bile! Bu su tabancasının tetiğine değse, içindeki her türlü madde dışarıya fışkırıyor.
Hülasa; bu denli önem ârz eden, etkileşim alanı da oldukça geniş olan, bütün vücudumuzun merkezine, beynimize elimizden geldiğince çok iyi, çok güzel, çok itinalı bakmalıyız. Eğer elimizdeki su tabancası, her türlü pislik ile dolduysa ve dâhi kendimiz de boşaltamıyorsak, uzman birine danışmamız, gerekli işlemleri yapmamız ve dâhi yaptırmamız gerekmektedir. Çünkü Beynimiz; vücut evimizin tuvaleti değil bilâkis en kıymetli yerlerindendir!…