Vertigo (baş dönmesi) en basit hali ile hastanın kendisini ya da çevresinde gördüklerini dönüyor gibi algıladığı ilüzyon durumudur.
Hasta hareketsizken bile gördüğü görüntünün dönüyormuş veya sallanıyormuş gibi hareket etmesi ilizyonunu yaşar. Vertigonun şiddetine göre, mide bulantısı, kulakta çınlama, terleme ve kusmada yaşanabilir. Baş dönmesinin süresi, şiddeti ve dönme ataklarının sıklığı hastalığın tipine göre değişkenlik gösterir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar vertigo ve dengesizlik durumunun nüfusun yaklaşık % 20-30’nunu etkilediğini göstermiştir. Toplumda en çok iş gücü kaybına yol açan durumlardan birisidir.
İnsanda dengeye sağlamaya yönelik birçok yapının birbiri ile kompleks ilişkileri vardır. Bu yapılardaki geçici veya kalıcı hasarlar hastada vertigo semptomu olarak karşımıza çıkar. Bu yapılar beyin ve kulakta bulunmaktadır. Ancak; beyine kan sağlayan veya sinir iletiminde rol oynayan yapılardaki hasarlarda vertigo yapabilirler. Kısaca; vertigoyu periferik ve santral olarak ikiye ayırabiliriz.
Santral vertigo; daha çok nörolojik hastalıklar ile ilgilidir. Beyin, beyincik ve beyni besleyen damarlardaki sorunlar vertigoya sebep olurlar. Periferik vertigo ise kulaktaki denge merkezleri ile ilişkilidir.
Vertigo nedenini tespit edip sebebe yönelik tedavi yapılması gerekir. Klinik tecrübelerim doğrultusunda vertigo atağı yaşayan her hastaya ilk klinik muayenesi sonrası beyin görüntüleme yapılmasını önermekteyim. Özellikle; beyin MR çekilmesi ve görüntülemeyi değerlendiren radyoloji hekiminin bilgilendirilmesi önem arz etmektedir. Tespit edilen hastalığa göre vertigonun tekrarlama ihtimali, süresi, sıklığı ve şiddeti hakkında bilgi sahibi olabiliriz. Vertigo sebepleri oldukça fazladır ve akademik olarak yoğun bilgiler içerir. Burada kısaca en sık görülen sebepleri değerlendireceğiz.
Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo
Erişkinlerde tekrarlayan vertigonun en sık sebebidir. Genelde ani baş hareketlerinin tetiklediği, kısa süren, baş dönmesi, sersemlik ve dengesizlik ataklarıdır. Ataklar gerçek dönme ilüzyonu ve bulantı ile kusmanın eşlik ettiği şiddetli olabileceği gibi, hafif sersemlik hissi olarak da gerçekleşebilir. Pozisyonla tetiklenmesi en önemli kriterlerden birisidir. Özellikle yatakta baş hareketleri ile hastaların baş dönmesinin tetiklendiğini vurgularlar.
Beyin, Beyin Sapı ve Beyincik (Serebellum) Lezyonları
Beyin, beyincik ve beyin sapı dengede önemli rol oynarlar.
Beynin temporal ve oksipital bölgesinde oluşabilecek hasarlar baş dönmesi yapabilir. Bu durumda hastada sıklıkla birçok farklı klinik bulgularda eşlik edebilir.
Beyin sapı; beyin ile vücut arasındaki bağlantının sağlandığı ve bu sinirsel bağlantıların geçtiği ana yol gibi düşünülebilecek bir yapıdır. Burada oluşabilecek hasarlar özellikle gözüde etkilemektedir. Bu duruDengesizlik, çift görme, yutma güçlüğü gibi çok ağır klinik gözlenir.
Beyincik; beyin sapının üst kısmının arkasında yer alan ve vücutta dengenin sağlanması başta olmak üzere birçok görevi olan beyin bölümlerinden birisidir. Beyinciğin orta bölümündeki lezyonlar baş dönmesi ile sonuçlanabilmektedir. Beyincikte yerleşen multiple skleroz lezyonları, tümörler, damar tıkanıklığı ve kanama gibi durumlar hastalarda dengesizlik yürümede zorluk ve vertigo ile sonuçlanabilmektedir. Hastalarda en önemli klinik dengesiz yürümedir.
Meniere Hastalığı
İlerleyici işitme kaybı ve vertigo atakları denilence aklımıza ilk gelen hastalıktır. Tekrarlayan spontan vertigo atakları, çınlama, dalgalı ilerleyici işitme kayıpları ve kulakta dolgunluk hissi ile karakterize kronik bir durumdur. Vertigo atakları genellikle 20 dakika ile birkaç saat arasında sürer. Kırklı yaşlarda genelde başlar, kadınlarda daha sık gözlenir ve diyet, enfeksiyon, stres gibi birçok durum atakları tetikleyebilir. İç kulakta bulunan endolenf adlı sıvının miktarının artması ile Meniere Hastalığı ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Hastalığın tanısında işitme testleri ve denge testlerine başvurulur. İşitme testinde hastalarda başlangıçta kalın sesleri tutan hafif bir işitme kaybı tespit edilirken zamanla her frekansı tutan orta derece işitme kayıpları görülmeye başlanır.
Vestibüler Migren
Migrene bağlı ortaya çıkan bir vestibüler sendromdur. Tanı konulmasının en zor olduğu hastalıklarda birisidir. Çünkü vertigo ile başağrısı birlikte veya birbirinden bağımsız ortaya çıkabilir ve bu da tanı konusunda problemlere yol açabilmektedir. Tanıyı kesinleştirmek için öncelikle hastada başka bir hastalık olmaması gerekir. Geçmişte veya o sırada migren kriterlerini hasta karşılamalıdır.
Semptomlar oldukça çeşitlidir. Hastanın dengesizlik, etraf dönüyor gibi olma, sersemlik hissi gibi şikayetleri vardır. Ataklar kendiliğinden olarak ortaya çıkabileceği gibi, baş pozisyonu, hareket veya görsel uyaranlarla tetiklenebilir.
Akut Vestibüler Nörinit
Vestibüler sinirin tek taraflı ve seçici olarak etkilendiği, akut veya subakut inflamasyonu sonucu ortaya çıkan çok şiddetli baş dönmesi, bulantı, kusma ve dengesizlik ile karakterize klinik tablodur. Sinirin etkilenmesine bağlı olarak işitme kaybı da gözlenebilir.
Görüldüğü gibi vertigo birçok sebebe bağlı olarak gözlenebilir. Hatta burada daha az vertigoya yol açan birçok hastalığı değerlendirmeye almadık. Her hastanın öncelikle tanısının konulması ve tedavinin yapılabilmesi hastalık öyküsü, muayenesi ve gerekli görüntüleme tetkiklerinin yapılabilmesi gereklidir.
Sağlıklı günlere…