Günümüzde veri pek çok alanda son derece önemlidir. Öyle ki sırf verinin analizi ve işlenmesini anlamak için çok ciddi sayıda personele ihtiyaç duyuluyor. Bu tarz bir ortamda verinin iktisatçılar için de pek çok öneme sahip olduğu anlaşılmaktadır. Ancak nasıl bir öneme sahip?
Öncelikle, iktisadi kararlar verilirken eldeki veriler incelenir. Mesela bir Merkez Bankası para politikasını belirleyeceği zaman enflasyon verisi, büyüme oranları, istihdam oranları gibi pek çok değişkeni kontrol eder. Bu verileri analiz ettikten sonra bir karara varır.
Benzer şekilde borsada yatırımcılar; şirketlerin zararları, öz sermayeleri, hisse fiyatları gibi pek çok veriyi incelerler. Bankalar, bir vatandaşa borç vereceği zaman o kişinin maaşı, kredi borçları, daha önce aldığı borçları ödeme oranı (çünkü bankalar hayır kurumu değildir. Batması muhtemel bir krediyi vermek istemezler.) gibi pek çok veriyi incelerler.
Fakat bunun için hangi verinin ne anlam geldiğinin belirlemekte fayda var. Örneğin, bir ülkenin ihracatında düşüşler var. Bunun nedenini anlamak için ihracat verileri incelenir.
Ticaret yapılan diğer ülkelerdeki parametreler kontrol edilir; ihraç edilen malların fiyatlarına, kalitelerine bakılır ve sorun bu veriler sayesinde tespit edilir. Ama, veri analizi konusunda yeterince başarılı değillerse bu sorunu çözemezler ve bu durum o ülkedeki şirketlerden hane halklarına kadar pek çok iktisadi yapı ve kurumu etkiler.
Kısacası, veriler her alanda olduğu gibi iktisatta da son derece önemlidir. Bu verilerin kullanımı ile alınan kararlar bir sürü insanı etkiler. Dolayısıyla da verilerin anlamlarını bilmek ve analiz etmeyi başarabilmek bir iktisatçı için olmazsa olmazdır.