TBMM Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu’nca hazırlanan raporda, vakıflarda barınma hizmeti alan çocuklara sunulan hizmetlere ilişkin denetim mekanizmalarının güçlendirilmesine dikkat çekildi.
TBMM’de 6 yaşındaki kız çocuğunun cinsel istismarının araştırılması ve çocuk istismarını önleyici tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan ‘Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu’nun raporu tamamlandı. 4 aylık çalışma sonucu 323 sayfalık rapor hazırlandı.
Komisyon, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile birlikte çeşitli vakıf, dernek ve sivil toplum kuruluşlarından rapor ve görüş aldı. Türkiye İstatistik Kurumu, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun çalışmalarından da yararlanıldı.
Raporda, istismara uğrayan çocukların yaş ve cinsiyet analizi yapılarak, “3 yaş altındaki çocuklar daha fazla ihmale ve fiziksel istismara maruz kalırken; kız çocukları daha fazla oranda cinsel istismara maruz kalabilmektedir” denildi.
Savaş, terör veya doğal afetlerin yaşanması, güvenlik hizmetlerinin istenilen düzeyde olmaması da istismarın nedenleri arasında gösterildi. Olağanüstü afet durumlarında çocukların korunması konusunda hızlı ve etkin müdahalelerin gerçekleştirilmesi için kurumlar arası eşgüdüm ve iş birliğinin önemine işaret edildi. Toplumsal farkındalığın artırılması, kurumsal mekanizmaların, mevzuatın güçlendirilmesi, medya ve dijital mecralarda çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi, ailenin güçlendirilmesi, deprem, salgın gibi olağanüstü hallerde ihmal ve istismarın önlenmesine yönelik tedbirlere dikkat çekildi.
‘ERKEN YAŞTA EVLİLİK KABUL EDİLEMEZ’
Erken yaşta evlilikler dahil her türlü ihmal ve istismarın kabul edilemez olduğuna dair toplumun tüm kesimlerinde farkındalık, duyarlılık ve sorumluluk bilinci oluşturulmasına dikkat çekilerek, “Kamu spotu, eğitim, seminer, tiyatro, sergi gibi topluma yönelik eğitimsel, sanatsal ve kültürel etkinlikler teşvik edilmeli, bireysel ve toplumsal refahın sağlanabilmesi için çocuk hakları, çocuk ihmali ve istismarı, başvuru mekanizmaları gibi hususları içeren eğitim, seminer, tiyatro, sergi gibi eğitimsel, sanatsal ve kültürel etkinlikler başta çocuklar olmak üzere toplumun her kesimine sunulmalı ve etkinlikler yaygınlaştırılmalıdır” denildi.
Şiddetsiz bir toplumun oluşması ve çocukların güvenli bir şekilde yaşamalarının temini için şiddet döngüsünün kırılmasının önemine dikkat çekilen raporda şöyle denildi:
“Okul öncesinden başlayarak her tür ve kademedeki öğrencilere sevgi, saygı, adalet gibi kök değerlerin öğretilmesine yönelik öğretim programları ve müfredat içeriği zenginleştirilmeli. Okul öncesinden başlamak üzere her bir çocuğa yönelik ‘hayır deme becerisi’, ‘güvenli mesafe’, ‘mahremiyet’, ‘güvenli ilişkiler’, ‘iyi dokunuş-kötü dokunuş’ eksenli eğitimler yaygınlaştırılmalı.
Rehber öğretmen-psikolojik danışmanlara yönelik psikososyal destek hizmetleri kapsamında müdahale temelli ileri düzey eğitimler yaygınlaştırılmalı. Dijital ortamlarda gerçekleşen istismarın önlenebilmesi amacıyla dijital okuryazarlık, medya okuryazarlığı, siber şiddet, bilinçli internet kullanımı, siber zorbalık konularında eğitimler yaygınlaştırılmalı ve öğretim programları ile müfredatlar zenginleştirilmeli.”
‘DENETİM RAPORLARI PAYLAŞILMALI’
Baro, sendika, meslek birliği, vakıf ve dernek gibi sivil toplum kuruluşlarının ulusal ve uluslararası politikaların takibinde, ihtiyaçların tespitinde, eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarında rolü bulunduğuna dikkat çekilerek, “Çocuğun korunması ile refahına ilişkin bireylerin ve toplumun sürekli desteklenmesine yönelik çeşitli alanlarda çalışmalar yürütülen ve toplumun geniş bir kesimini temsil eden sivil toplum kuruluşları ile yerel yönetimlerin ilk elden hizmet sunmaya ilişkin sosyal belediyecilik anlayışı doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların etki alanları güçlü olacaktır” denildi. Vakıf ya da dernek bünyesinde özellikle barınma hizmeti alan çocuklara sunulan hizmetlere ilişkin denetim mekanizmalarının güçlendirilmesine dikkat çekilirken, “Denetim raporları, kamuoyuna açık şekilde paylaşılmalı” ifadesine yer verildi.
‘ÇOCUK HAKLARI KOMİSYONU KURULMALI’
Ayrıca TBMM bünyesinde daimi ‘Çocuk Hakları Komisyonu’ kurulması önerisi getirildi. Çocuk refahı ile çocuk ihmal ve istismarının mevcut durumu ve risk faktörlerinin belirlenebilmesine ilişkin ulusal düzeyde araştırma yapılması istenirken ilki 2022 yılında yapılan en kapsamlı çocuk araştırması olan ‘TÜİK Çocuk Araştırması’nın belirli aralıklarla tekrar edilmesi önerildi. Şiddet döngüsünün kırılması amacıyla çocuklara yönelik şiddet algısı araştırmasının yapılması, önleyici çalışmalar kapsamında özellikle dijital bağlamlarda çocukların korunmasına ilişkin çocuk hakları etki analizi çalışmasının da yürütülmesi gerektiği vurgulandı.
H.K.G.’YA PSİKOLOJİK DESTEK
Raporda, 6 yaşından itibaren cinsel istismara maruz bırakıldığı gerekçesi ile adli ve idari soruşturması devam eden H.K.G. (25) olayına ilişkin süreçlere de yer verildi. H.K.G.’nin, devlet korumasındaki sürecine yer verilen raporda, 8 Aralık 2020 tarihinden itibaren başka bir şehirdeki kadın konukevinin sunduğu başta barınma hizmeti olmak üzere temel hizmetlerinden yararlandığı belirtildi.
Travma mağduru olması göz önünde bulundurularak psikolojik iyilik halinin güçlendirilmesine yönelik pek çok kez kendisiyle mesleki görüşme gerçekleştirildiği, psikiyatri servisine yönlendirilerek tedavi programı uygulandığı ve psikolojik desteklerle sürekli desteklendiği, bu süreçte sağlık takiplerinin kaldığı kuruluş tarafından yapıldığı kaydedildi. H.K.G.’nin kadın konukevi hizmeti almaya başladıktan sonra psikolojik olarak rahatladığı ve kendisini iyi hissettiği belirtildi.
H.K.G.’nin kendisini ekonomik olarak destekleyecek mekanizmalardan yoksun olması ve hiçbir gelirinin bulunmaması dikkate alınarak harçlık düzenlemesi yapıldığı, mesleki eğitim kurslarına ve kuruluş bünyesindeki atölyeye katıldığı, grup faaliyetleri ile kuruluş bünyesinde yapılan bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarına aktif katılım sağladığı ve iletişim ile iş birliğine açık davranışlar gösterdiği anlatıldı. Aşçılık sertifikası almaya hak kazandığı ve kuruluşla olan bağının güçlü olduğu anlaşıldığından psikolojisinin zarar görmemesi amacıyla kuruluşta kalmasına karar verildiği belirtildi.