Uluslararası İlişkiler Uzmanı, Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nın Korunması Görevine Talip Olmasının Büyük Önem Taşıdığını Belirtti
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Öğr. Üy. Bahadır Kaynak, Türkiye-ABD arasında iki hafta önce gerçekleştirilen zirvede alınan kararla, Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nın korunması görevine NATO adına talip olmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
Afganistan’ın NATO ve Amerikan dış politikası açısından önemini tarihi bir perspektif ve yakın geçmişte yaşanan gelişmeler üzerinden değerlendiren Altınbaş Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Öğr. Üy. Bahadır Kaynak, “ABD’nin Afganistan’a müdahalesini tetikleyen olay 11 Eylül’de yapılan El-Kaide saldırıları ve bu örgütün Afganistan’da üslendiğine dair bilgilerdi. NATO’nun dördüncü ve beşinci maddeleri, yani ittifak üyesi bir ülkeye yapılan saldırıya tüm müttefikler birlikte karşı koyar kuralı işletilerek Afganistan harekâtı başlatıldı. Ancak yirmi yıldır bu misyonun sadece 11 Eylül saldırılarıyla ilgili olduğunu düşünen pek kimse kalmamıştır” dedi.
“Afganistan’ın Eşsiz Bir Jeopolitik Konumu Var”
Afganistan’ın 19’uncu yüzyılda iki defa İngiltere, 20’nci yüzyılda ise bir kez Sovyetler Birliği tarafından işgal edildiğini hatırlatan Dr. Kaynak, “Ülkenin eşsiz bir jeopolitik konumu var. Afganistan, Doğu-Batı aksında İran’la Doğu Türkistan’ı, kuzey-güney aksında da Orta Asya ile Hint alt kıtasını birbirine bağlayan bir köşe taşı konumunda. Üstüne siyasi otorite boşluğunu eklediğimizde büyük güçler, rakiplerinden önce boşta duran bu satranç karesini ele geçirip bir avantaj sağlamak istiyor. Bu haliyle Afganistan, Rusya, Çin, Hindistan ve İran’ın tam orta yerinde, NATO’nun da etkisini sürdürmek istediği kıymetli bir parçaya dönüşüyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Yabancı Unsurların Ülkeden Çıkmasını Talep Eden Taliban’la İlişkiler Çok Önemli Olacak”
İki hafta önce gerçekleştirilen zirvede, Türkiye ile ABD arasında en hızlı şekilde anlaşma sağlanabilecek konunun Kabil Havaalanı’nın korunması olduğunun anlaşıldığını vurgulayan Dr. Bahadır Kaynak, NATO‘nun finansman ve lojistik destek sağlayacağı görev gücünde Türk askerinin yer alacağını belirterek, Afgan toplumunun, aynı dini paylaşan ve tarihsel bağlara sahip olduğu Türkiye halkı ve askeri ile bir sorunu olmamasının, havaalanının korunmasının Türkiye’ye bırakılmasında etkili olduğunu ifade etti.
“Ancak, Türk askerinin Afganistan’daki ilişkileri ne kadar sıcak olursa olsun, bu misyonun risksiz olduğu anlamı çıkarılamaz” diyen Dr. Kaynak, “Zira uzmanlar Afgan hükümetinin üç ila altı ay arasında çökmesinin beklendiğini ve Taliban’ın kırsal alanlardan sonra tüm ülkeye hâkim olacağını belirtiyor. Bu durumda tüm yabancı unsurların bir an önce ülkeden çıkmasını talep eden Taliban’la ilişkiler çok önemli olacaktır” dedi.
“Askerimizi En Az Riske Atacak Şekilde Diplomatik Girişimlerin Sürdürülmesi Önemli”
Siyasi bir anlaşma olmaksızın Kabil’de kalmaya devam edecek Türk askerlerinin hedef alınması veya bazı provokatif saldırılar görülmesinin mümkün olacağı uyarısını yapan Dr. Kaynak, “Türkiye bu görevi üstlenmeyi kabullendiğine göre, askerimizi en az riske atacak şekilde diplomatik girişimlerin de sürdürülmesi önemli” diye konuştu.
Türkiye’nin zorlu bir görev üstlendiğine dair değerlendirmelerde de bulunan Dr. Bahadır Kaynak, şunları söyledi:
“Birincisi ve belki biraz daha tali olan gerekçe, Türkiye’nin Afganistan’ın geleceğine kayıtsız kalamayacağı, bunca tarihi ve kültürel bağımız olan bir topluma destek olmak istiyor olmamız. Yukarıda da açıkladığımız jeopolitik konum da Ankara’nın Afganistan’a olan ilgisini perçinleyen bir faktör. Ama asıl gerekçe, Türkiye’nin NATO ve ABD ile olan ilişkilerdeki bozulmayı düzeltmek ve ittifak içinde önemini göstermek için Afganistan’daki misyonu kullanmak istiyor oluşudur. Böylelikle Ankara, uzunca bir süredir kendi önceliklerini göz ardı eden Batılı müttefiklerine neden Türkiye’yi önemsemeleri gerektiğini bir kez daha göstermek istiyor. Böyle bakınca Türkiye’nin NATO’ya girmek amacıyla katıldığı Kore Savaşı’na benzer bir akıl yürütmeden bahsedebiliriz.”