Kadın Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nilüfer Tuğut, “Gebe ve emziren kadınlar, plastik kaptan yiyecek tüketmemelidir” dedi.
SCÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nilüfer Tuğut, İtalya’nın başkenti Roma’da yapılan çalışmayla ortaya çıkan ‘Anne sütünde plastik bulundu’ haberleriyle ilgili değerlendirme yaptı.
Tuğut, biberonla beslenen bebeklerin her gün milyonlarca mikroplastik yutma ihtimali olduğunu belirterek, “Anne sütünde plastik bulundu haberleri emziren annelerde endişeye neden olmamalıdır. Bebekler için en güvenilir besin hala anne sütüdür. İnek sütünde de mikroplastik bulunduğu biliniyor. Mikroplastikler, sabun, şampuan, göz kalemi, diş macunu gibi kişisel bakım ürünlerinden kıyafetlerimize kadar her şeyde bulunuyor.
Her gün bu plastik ürünleri solunum ve temas yoluyla yutuyoruz, yiyoruz ya da soluyoruz. Bu bilgi aslında yeni bir bilgi değil. Yapılan çalışmalar insan kanında da olduğunu söylüyor. Bunların insan sağlığını nasıl etkilediği henüz bilinmiyor. Net olan anne sütünün eşsiz bir besin olduğudur.
Kendimizi ve bebeğimizi plastik ürünlerden koruyabiliyoruz. Gebe ve emziren kadınlar plastik kaplar içinde bulunan yiyecek ve içecek tüketmemeli, kozmetik ürünler ve diş macunu kullanırken, sentetik kumaştan kıyafetler giyerken dikkat etmeleri gerekli” diye konuştu.
‘ANNE SÜTÜNE HER BEBEĞİN ULAŞMASI SAĞLANMALI’
Plastik pet şişeler yerine cam şişelerin kullanılması gerektiğini söyleyen Tuğut, şöyle devam etti:
“Kişisel bakım ürünlerini alırken mesela; yüz yıkama jeli, diş macunu, kozmetik ürünleri alırken plastik içermeyenleri almaya çalışmalıdır. Sentetik tekstil ürünleri almak yerine doğal pamuk, keten, ipek olanları tercih etmelidir. Herhangi bir ürünü satın alırken içerik etiketini iyice okumalı, plastik içeriyorsa doğal alternatifini almaya çalışmalıdır. Anne sütü bileşiminin en önemli özelliği bebeğin yaşına ve durumuna uygun değişim göstermesidir.
İçerdiği vitamin, mineral, protein, karbonhidrat ve lipitlerin miktar ve biyoyararlanımının üstünlüğü ile anne sütü bebeklerin ilk altı ay boyunca tüm gereksinimlerini karşılar. Altıncı aydan sonra ek besinlerle birlikte anne sütü ile beslenmenin devam etmesi ve emzirmenin iki yaşın sonuna kadar sürdürülmesi bebeğe sayısız yararlar sağlar. Anne sütü yenidoğan gereksinimlerine göre anlık ayarlanabilen eşsiz bir besindir.
Bunun yanı sıra bebeği çeşitli enfeksiyonlardan koruyan biyoaktif maddeler, büyüme ve gelişmeyi etkileyen hormon ve büyüme faktörleri, immün sistemi düzenleyen faktörler ve antiinflamatuar maddeler içerir. İnsan sağlığı üzerine böylesine etkili olan anne sütüne her bebeğin ulaşması sağlanmalıdır.”
‘ANNE SÜTÜ EŞSİZ VE EN GÜVENİLİR BESİN’
Anne sütü alan bebeklerde lösemi gibi ciddi rahatsızlığın görülme ihtimalinin daha düşük olduğunu aktaran Doç. Dr. Tuğut, “Sadece bu açıdan değil psikolojik açıdan da yapılan çalışmalar var. Dikkat eksikliği, hiperaktivite, şizofreni gibi sorunların anne sütü alan bebeklerde daha az görüldüğü ifade ediliyor.
Bu kadar önemli bir besini bebeklerimizden mahrum etmememiz gerekiyor. Anne sütünün sadece bebek açısından değil anne açısından da çok büyük faydaları var. Doğum sonrası kanama, anemi gibi ciddi sorunları önlerken ileriki yaşantısında da anneyi pek çok kanserden koruyor. Yumurtalık kanseri, meme kanseri görülme riskini azaltıyor. Hatta migren krizlerini azaltıcı etkisi var.
O nedenle endişeye gerek yok. Anne sütünde plastik bulundu haberlerini çok dikkate almıyoruz. Çünkü yapılan çalışma çok kısıtlı bir çalışma. Geniş çaplı ve kanıt temelli çalışmalara ihtiyaç var. Emzirmeye, bebeklerimize anne sütü vermeye devam ediyoruz. Şu an için elimizde olan bilgi, anne sütü eşsiz ve en güvenilir besin” dedi.