6 Şubat 2023 o kara gün, o büyük acının yıl dönümü. Koskoca bir sene geçmiş asrın felâketinin üzerinden.
Geçtiğimiz hafta Salı günü yani 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi yıkıp virân eyleyen deprem felâketinin birinci yıl dönümüydü. Evet bir yıl önce 6 Şubat sabahına, yeni haftaya ciğerimizi dağlayan bir kâbusun içinde uyanmıştık; Merkezi Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan deprem fırtınası hem orayı hem de diğer 10 şehri yıkıp geçmişti. Kahramanmaraş’la beraber Hatay, Malatya, Osmaniye, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep, Adana, Elazığ, Kilis ve Şanlıurfa da bu fırtınadan nasibini alarak yerle yeksan olmuştu. Canlarımız enkaz altındaydı kimisi çoktan oracıkta son nefesini vermiş kimileri ise çaresizce can çekişerek kurtarılmayı bekliyordu.
Herkes bu 11 kent için seferber oldu o dakikadan sonra, ülkemizden ve dünyanın birçok yerinden yardım ekipleri yola çıktı televizyon kanalları normal yayınlarını kesip deprem bölgesinden özel yayınlara geçtiler, ünlüsü ünsüzü ülkemizin yardımsever güzel insanları elini taşın altına koyup oradaki insanlar için yardım seferberliğine girişti. Hepimiz yüreklerimiz sıkışmış hâlde çarparak, kalbimiz kanayarak, ruhumuz sızlayarak, zihnimiz uğuldayarak oradan gelecek haberlere kilitlendik acıyı, kederi, can sıkıntısını, çaresizliği, öfkeyi, boğulmuşluğu bütün kötü ruh hâllerini, tüm kötü duyguları iliklerimize kadar hissettik kelimenin gerçek anlamıyla hem de.
11 şehrimizden hafızalarımızdan asla silinmeyecek, milenyumlarca zaman geçse bile unutamayacağımız olaylar, görüntüler, isimler kazındı mesela Adıyaman’a turnuva için gelip konakladıkları kahrolası İsias Otel’in yıkılmasıyla küçücük yaşlarında canlarından olan Kıbrıslı Şampiyon Melekler Takımı, Kahramanmaraş’ta enkaz altında yaşamını yitiren kızının elini sımsıkı tutup bırakamayan baba Mesut Hançer, eşini çocuklarını kaybettiğinden habersiz enkaz başında cebinde bir paket bisküvi gözü yaşlı bekleyişiyle içimizi bir kez daha sızlatan kısa zaman sonra da onların özlemine dayanamayıp terk-i diyar eden Şerif Amca, zor bir yaşamdan çıkıp İstanbul’da hukuk okurken Adıyaman’daki mor apartmanda tüm sevdiklerini yitiren o günden beri acısını her gün sosyal medya hesaplarında haykıran şimdinin genç avukatı Nehir Karakuş ve daha onlarcası…
Tuzla buz olup onlarca insana mezar olan İsias Otel, Ebrar Sitesi, Ezgi Apartmanı…
Deprem bölgesine gönderilen ‘’yardım’’ kisvesi altında gönderilen bazı çirkinlikler. Bütün bunlar yaşanırken sosyal medyada dalga geçercesine paylaşımlar yapan bazı densizler…
Bunları uzun uzun anlatmaya değil bu satırlar saatler bile yetmez. Sadece şunu söyleyebilirim bu noktada; Şubat en kısa aydı ama bize en acıların en ağırını yaşattı geçen yıl. Asrın felaketinin gölgesinde geçti 2023 Şubat’ı.
Ve bu büyük, ağır acının üzerinden bir sene geçti. Ama ne o felaket ne alt üst ettiği hayatlar ne de bu süreçte yaşananlar asla unutulmadı, unutulmayacak. Hem deprem bölgesindeki yurdum kişilerinin hem de burada bizlerin geçirdiği o berbat ötesi günler, kötü duygu ve ruh hâllerinden harabeye dönen psikolojimiz ve onlar vesilesiyle öğrendiklerimiz hep aklımızda kalbimizde kalacak.
En önemlisi o güzelim kentlerde dehşeti tadan, her anlamda eksilen, acının içinden geçip dışına çıkamayan o güzelim insanlar için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hiçbir yer gözlerine eskisi gibi gözükmeyecek, hiçbir ses eskisi gibi gelmeyecek onlara. Artık ömürleri boyunca yürekleri bu acıyla kavrulacak, yaşadıkları dehşet akıllarında yüreklerinde mıh gibi çakılı kalacak, gördükleri her şeyde baktıkları her izde işittikleri her seste kaybettikleri sevdiklerini anımsayacaklar…
Sahi ya ‘’Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak’’ bu sözün ne demek olduğunu da anladık bu acı süreçte.
Yazımı burada bitirirken tekrar çifte dehşette hayatını kaybedenlere Yüce Yaradan’dan rahmet, kederli yakınlarına sonsuz sabır, metanet ve güç, hâli hazırda iyileşip yaşama tutunmanın savaşını veren yaralılara çokça şifa, bunca yıkılmışlığa rağmen hayatta kalmaya çalışan hayatı geri dönülemez biçimde değişenlere ve yerle bir olan o güzel kentlere de mümkünse hızlıca iyileşme ve bolca umut diliyorum.
Unutmak mümkün mü KARA ŞUBAT’I ?!