TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, MIKTA toplantısına ilişkin, “Küresel sorunlar karşısında bölgeler arası diyaloğun ve parlamenter diplomasinin önemine dikkat çektiğimiz toplantıda, ülkemizin güncel çatışmalara ilişkin çözüm önerilerini paylaştık” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya’nın oluşturduğu MIKTA’nın, Meksika’nın başkenti Meksiko’da düzenlenen 10’ncu Parlamento Başkanları Toplantısı’nı tamamladık. Küresel sorunlar karşısında bölgeler arası diyaloğun ve parlamenter diplomasinin önemine dikkat çektiğimiz toplantıda, ülkemizin güncel uyuşmazlık ve çatışmalara ilişkin çözüm önerilerini paylaştık.
Dört ayrı oturumda gerçekleşen toplantıda, Gazze’de yaşanan soykırıma karşı MIKTA ülkeleri parlamento başkanları olarak hükümetlerimizi harekete geçirmek ve İsrail hükümetine baskı yaparak barışın bir an evvel sağlanması, insani dramın sona ermesi için uluslararası camianın tüm kurumlarını harekete geçirmemiz gerektiğini vurguladık. Her ne kadar uluslararası sistem, Gazze’de devam eden ve yakinen tanık olduğumuz insanlık suçlarına karşı sessiz kalsa da dünyanın birçok yerinde halklar sokağa çıkmakta ve bu soykırıma karşı çıkarak; yeni ve adil bir dünya sistemi kurulması için seslerini yükseltmektedir. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz toplantı ümit ediyorum ki barışı, adaleti, hakkaniyeti esas alan yeni bir dünya sisteminin kurulmasına vesile olur. Türkiye olarak bizler de dünyayı derinden etkileyen birçok krizin çözümü için diyaloğu önceliyor ve bu anlamda inisiyatif alıyoruz” dedi.
‘KADIN HAKLARI’NDA ÖNEMLİ MESAFE KAYDETTİK’
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya’nın oluşturduğu MIKTA’nın, Meksika’nın başkenti Meksiko’da düzenlenen 10. Parlamento Başkanları Toplantısı’nın 2’nci oturumu olan ‘Cinsiyet Eşitliği: Parlamenter Zorluklar ve Kapsayıcılık için Stratejiler’ başlıklı oturumda konuştu. TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Her alanda kadınların, hem işgücüne katılması hem fikir ve sanat alanına katılması hem kadına karşı ayrımcılığın önlenmesi; aynı şekilde kadın haklarının sağlanması ve özellikle kadına karşı şiddetin önlenmesinde Türkiye olarak son yıllarda önemli mesafeler kat ettiğimizi sevinerek ifade ediyorum.” dedi.
‘Gökyüzünün yarısı kadınlarındır’ şeklindeki Çin atasözünü aktaran Kurtulmuş, bu atasözünün, hak ve eşitlikleri, kadınlar ve erkeklerin eşit şekilde paylaşması anlamına geldiğine dikkati çekti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, kadını ihmal eden toplumların, varlık ve kalkınmasının yarım olduğunu, gücü ve potansiyelinin yarısından baştan vazgeçmiş olacağını dile getirerek, “Onun için kadınların emeğinin, alın terinin, katkısının, çabasının olmadığı yerde katılımcılık da olmaz, barış da, kalkınma da, gelişme de olmaz. Toplumların huzurlu ve barış içerisinde yaşayabilmesi için kadınların fırsat eşitliğinden azami derece istifade edeceği sistemleri kurmak, siyaset olarak bizlerin boynumuzun borcudur. Siyasette, ekonomide, akademide, bilimde ve sanatta; diğer taraftan da evinde, fabrikada, tarlada, kendi işinin başında, alın teriyle, emeğiyle, fedakarlığıyla her türlü zorlukların üstesinden gelmeye çalışan kadınların başarılarından da gurur duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.
‘KADIN VE ERKEĞİN BİRBİRİNİ BÜTÜNLEYEN VARLIKLAR OLDUĞUNU DA UNUTMAMALIYIZ’
Kadının toplum hayatına katılımını güçlendirilmesi, bunun önündeki engellerin ortadan kaldırılması, kadına karşı şiddet ve ayrımcılıkla kararlı bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Kadının haklarının korunması, toplumsal konumunun ve katılımının güçlendirilmesi hedefine güçlü biçimde destek vermek; değer ve yaşam tarzı dayatmalarına da aynı şekilde karşı çıkmak mecburiyetindeyiz. Kadın ve erkeğin birbirini bütünleyen, tamamlayan, bu sayede hayatın her alanında bir dengenin ve daha güçlü bir potansiyelin hayata geçirilmesini sağlayan varlıklar olduğunu da unutmamalıyız. Toplumun kilit taşı olan aile yapısını ve bu yapı içindeki bireylerin oynadıkları rolleri de bir kenara bırakamayız. Aile ile kadını rol olarak birbirinin karşısında, hatta birbiriyle çatışan, çelişen fonksiyonlar olarak tanımlamak, modern dünyanın en büyük yanılgılarından birisidir. Kadim aile yapısının karşısına kadını yerleştirmek; kadın ve aile arasında duvarlar örmek sadece toplumların geleceğine bir tehdit değil, kadının haklarıyla var olma mücadelesine de büyük bir haksızlıktır.”
TBMM Başkanı Kurtulmuş, cinsiyet eşitliğinin sağlanması için atılacak en temel adımın, fırsatlara erişimde eşitliğin sağlanması olduğunu vurgulayarak, erkek ve kadına öncelikle özgürlükler, haklar ve imkanlar bakımından eşit koşullar sağlamak ve böylece ortaya çıkacak fırsatlara eşit katılımı mümkün kılmakla bunun gerçekleşebileceğini işaret etti.
‘KADININ STATÜSÜNÜ GÜÇLENDİRMEK İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR ATIYORUZ’
Kadınların toplumsal hayatın her alanına katılımının kolaylaştırılması, ayrımcı uygulamaların önüne geçilmesi, kadınların erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmasının sağlanması ile özellikle kamu kaynaklarının dağıtılmasında kadınlar ile erkekler arasında adil ve hakkaniyetli bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Biz Türkiye olarak insan hakları temelli yaklaşımlarımızın bir gereği çerçevesinde, kadının statüsünü güçlendirmek bakımından özellikle 2002 yılından bu yana önemli adımlar atıyoruz. Kadının statüsünün geliştirilmesiyle birlikte 2009 yılında TBMM’de Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nu kurduk ve bu Komisyon uluslararası alandaki bütün faaliyetlerde Türk kadınının katılımını sağlayacak olan, fırsat eşitliğini sağlayacak olan adımların atılması için çabalarını gerçekleştirmekte, mücadelesini vermektedir. Sahip olduğumuz perspektifin, böylece yasama süreçlerine de doğrudan ve kurumsal bir şekilde dahil edilmesini temin etmeye çalıştık. Ayrıca 2010 yılında Anayasa değişikliği çerçevesinde kadınlar dahil olmak üzere çeşitli gruplar için pozitif ayrımcılığa izin veren yeni düzenlemeleri Anayasamızda gerçekleştirdik.”
‘TBMM’DE 119 KADIN PARLAMENTERİMİZ VAR’
2011 yılında Türkiye’de kadınların ortalama eğitimde kalma süresi 6,5 yılken, bu sürenin geçen yıl 8,5 yıla çıkarıldığını; çalışabilir nüfus içerisindeki kadın istihdamının yüzde 30,4’e, özellikle yüksek eğitim görmüş kadınların iş gücüne katılım oranının ise yüzde 70’e yükseldiğini belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Meksika Parlamentosu kadar böyle rahat bir rakam veremiyoruz. Ama Türkiye’de de kadınların siyasete katılımında son yıllarda önemli bir başarı sağlanmıştır. Şu anda TBMM’de 119 kadın parlamenterimiz var. Bu da yaklaşık olarak TBMM’deki sayının yüzde 20’sine tekabül ediyor. Dolayısıyla her alanda kadınların hem iş gücüne katılması hem fikir ve sanat alanına katılması hem kadına karşı ayrımcılığın önlenmesi; aynı şekilde kadın haklarının sağlanması ve özellikle kadına karşı şiddetin önlenmesinde Türkiye olarak son yıllarda önemli mesafeler kat ettiğimizi sevinerek ifade ediyorum. Ancak daha yürüyecek çok yolumuz, daha gerçekleştirecek çok hedeflerimiz olduğunu da açık yüreklilikle burada ifade etmek istiyorum. Tekraren ifade etmek gerekirse, kadın ve erkekler birlikte, toplumların diğer yarısını oluşturarak, bir bütünü en iyi şekilde ileriye taşıyabilirler.”