Aksaray’ın Eskil ilçesinde kavun ile domatesin hasadı başladı. Tuz Gölü Havzası’nda kavun ve domates üretimi yüzde 75 su tasarrufu sağladı.
Aksaray’ın Eskil ilçesinde Tuz Gölü Havzası’nda yer altı sularının 150 ile 200 metreye kadar çekilmesinin ardından çiftçilerin yoğun olarak ürettiği mısır ve şeker pancarına alternatif ekilen ve az su tüketen kavun ile domatesin hasadı başladı. İl Tarım ve Orman Müdürü Nejdet Demir, ” Bölgedeki en büyük sorunumuz, su. Buradaki sebzecilikte de damlama sulama yapıldığı için ve süre kısıtlı olduğu için mısıra göre, şeker pancarına göre, yaklaşık yüzde 75 gibi bir oranda su tasarrufu sağlayan kavun ile domates yetiştiriyoruz. Bu ürünlerin yaygınlaştırılması için uğraşıyoruz” dedi.
Tuz Gölü Havzası’ndaki Aksaray’ın Eskil ilçesinde iklim değişikliği nedeniyle yer altı su seviyesi her geçen gün azalırken, kuyulardan tuzlu su çıkmaya başladı. Bu nedenle İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, bölgedeki çiftçilere daha az su isteyen ürünleri yetiştirmek için projeler hazırlıyor. Bölgede yoğun olarak yetiştirilen şeker pancarı ile mısıra alternatif ürün olarak, kavun ile domates yetiştiriliyor. 3 bin 700 dekarda domates ile 300 dekarda üretilen kavunun hasadı başladı.
‘150 METRE HATTA DAHA DÜŞÜK SEVİYELERDE’
İl Tarım ve Orman Müdürü Nejdet Demir, “Kavun tarlasında verim ve kalite çok yüksek. Eskil’de klasik olarak yetiştirilen mısır, çerezlik ayçiçeği, şeker pancarı gibi ürünlerin yanında bunlar alternatif olarak yaklaşık 4 bin dekarlık arazide sebze tarımı yapılmaktadır. Aynı zamanda hem kavun hem domates hem biber yetiştirdikleri için pazarlama yönleri yüksek. Türkiye’de yaklaşık 30-35 şehre ürün gönderiyorlar. Aksaray Tuz Gölü Havzası bulunduğu ortam itibarıyla nasıl yoncaya bir kalite katıyorsa, sebzeye de o şekilde aroma ve kalite katmaktadır. Bölgedeki en büyük sorunumuz, su. Buradaki sebzecilikte de damlama sulama yapıldığı için ve süre kısıtlı olduğu için mısıra göre, şeker pancarına göre, yaklaşık yüzde 75 gibi bir oranda su tasarrufu sağlayan kavun ile domates yetiştiriyoruz. Bu ürünlerin yaygınlaştırılması için uğraşıyoruz. Fazla su tüketen bitkiler yerine suyu daha az tüketen ve çiftçimize daha çok kazanç getiren bitkiler üzerinde duruyoruz. Yaklaşık 10 yıl önce 50 metrede olan yer altı suyu seviyelerimiz, günümüzde 150 metre hatta daha düşük seviyelerde. Bu su seviyelerin düşmesiyle hem enerji maliyetlerimiz artıyor hem de suyun kalitesi giderek bozuluyor. Bu suyu oldukça efektif kullanmamız ve oldukça faydalı yerlerde kullanmamız lazım” dedi.
‘ÇİFTÇİLERİMİZ MUTLAKA DAMLAMA SULAMAYA GEÇMELİ’
Domates ve kavunda olduğu gibi mısırda da damlama sulama yapıldığı takdirde su tasarrufu sağlanacağını belirten Demir, şunları söyledi: “Damlama sulamanın diğer bir özelliği de kalitesi düşük suların tarımda kullanılabilmesi için daha elverişli bir sulama sistemi olması. Normalde salma sulamayla randımanımız maksimum yüzde 40-50, 100 ton su kullandıysak ancak bunu yüzde 40-50 tonunu bitkilere verebiliyoruz veya kullanılabilir olarak verebiliyoruz. Damlama sulama yaptığımız vakit yüzde 90-95’lere kadar çıkıyor. Her yüz ton suyun 90 tonu bitkiler tarafından alınıp, kullanılabiliyor. Bu konuda çiftçilerimize ricam; sera bitkilerinde ayçiçeği olur, pancar olur, domates, kavun, karpuz olur. Bunlar da mutlaka damlama sulama yapmalarını öneriyorum.”
‘KUYULARDA DERİNE İNDİĞİMİZ ZAMAN, SU DEĞİL TUZ ÇEKİYORUZ’
Eski Eskil Ziraat Odası Gazi Mutlu da “Kavun, karpuz, domates, biber, marul eken çiftçi sayımız az. Bu gibi ürünlerin tanıtılması ve desteklenmesi lazım. Bizim bu bölgedeki çiftçilerimiz görmeden yapmazlar. Anlatmayla değil, görmeyle domates, kavun, karpuz ekmişler. Kuyularda derine indiğimiz zaman, su değil tuz çekiyoruz. Bu bölgede, böyle su çekimi devam ederse dünyada eşi benzeri olmayan Tuz Gölü’müz zor durumda. Kuyudan tuz çektiğimiz zaman bitkiyi yakıyor ve bitkiden verim alma gibi bir şansımız da yok. Tuz Gölü’ne sınır olan bölgelerde tuz çıkan yerler var. Koçlar Yaylamızda kuyulardan tuz çıkıyor, o da bitkiyi kurutuyor. Su seviyesinin düşmesi, gerçekten bölge tarımını bitirir. Türkiye’nin en az yağış alan bölgesi, Konya ve Aksaray bölgesidir. Bu bölge, maalesef kapalı bir havza. Dış havzalardan su beslemesi olmayan, yağmur sularıyla ve yer altı sularıyla beslenen bir bölgedir. Yer altı sularının düşmesi sonucu maliyetler artıyor. Çiftçi her geçen gün zor durumda kalıyor. Bu gibi ürünlerin tanıtılması, çoğaltılması çok önemli” diye konuştu.