Son zamanlarda Türkiye’de artan terör saldırıları ve bu saldırıların ardından sosyal medyada yayılan yanlış bilgiler, Türklerin Kürtlerle bir sorunu olduğu gibi bir algı yaratmaktadır.
Bu, gerçeği yansıtmayan, kasıtlı olarak oluşturulan bir manipülasyondur. Türkler ve Kürtler, yüzyıllardır aynı topraklarda barış içinde yaşamış, kültürel ve sosyal olarak birbirine entegre olmuştur. Ancak, bu kardeşliği bozmaya çalışan terör örgütü PKK ve onun sempatizanları, Kürtleri temsil ettiklerini iddia ederek halkı birbirine düşürmeye çalışmaktadır.
PKK, yalnızca Türkiye’nin değil, Kürt halkının da baş belasıdır. Kürtlerin haklarını savunma iddiasında olan bu örgüt, aslında en büyük zararı Kürtlere vermektedir. Terör örgütü, Kürt çocuklarını zorla silah altına almakta, Kürt köylerini haraca bağlamakta ve Kürt halkını kendi ideolojik saplantıları uğruna feda etmektedir. PKK’nın saldırıları sonucunda hayatını kaybeden binlerce Kürt vatandaşı, örgütün gerçek yüzünü ve amacını ortaya koymaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kürt vatandaşlarına her zaman eşit haklar tanımış, onların kültürel ve dilsel zenginliklerini koruma altına almıştır. Eğitimden sağlığa, ekonomiden kültürel faaliyetlere kadar her alanda Kürt vatandaşlarına fırsatlar sunulmuştur. Bugün, Türkiye’nin her köşesinde Kürtçe konuşan, Kürt kültürünü yaşatan milyonlarca insan bulunmaktadır. Devletin bu tutumu, Kürtlerle Türklerin kardeşçe yaşamasının en büyük garantisidir.
Ancak, PKK ve onun yandaşları, bu huzur ortamını bozmak için ellerinden geleni yapmaktadır. Terör örgütü, Kürtleri ve Türkleri birbirine düşman etmeye çalışarak kendi varlıklarını sürdürmek istemektedir. Bu amaçla propaganda yapmakta, yalan haberler yaymakta ve toplumu kışkırtmaktadırlar. PKK sempatizanları, sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla Kürt-Türk ayrımını körüklemekte, bu şekilde terör örgütünün kirli emellerine hizmet etmektedir.
Türk halkının, PKK’nın bu oyunlarına gelmemesi ve Kürt kardeşleriyle olan güçlü bağlarını koruması gerekmektedir. Terör örgütünün amacına ulaşmasına izin vermemek için, toplum olarak birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz. PKK’ya ve onun sempatizanlarına verilecek en güzel cevap, Türk ve Kürtlerin omuz omuza vererek teröre karşı durmasıdır.
Türkiye‘nin sorunu Kürtlerle değil, Kürt halkının da büyük zarar gördüğü terör örgütü PKK iledir. PKK’ya ve onun sempatizanlarına karşı mücadelemiz, Kürt-Türk kardeşliğini daha da pekiştirecek, terörün amacına ulaşmasını engelleyecektir. Bu süreçte, sağduyulu ve bilinçli hareket etmeli, provokasyonlara kapılmamalıyız. Unutulmamalıdır ki, terör örgütlerinin en büyük silahı, halkın arasına nifak tohumları ekmektir. Bu tuzağa düşmemek, kardeşliğimizi korumak için en büyük görevimizdir.
Son olarak, tarih boyunca hiçbir zaman Kürdistan adında bir devlet veya millet olmamıştır ve olmayacaktır. Bu tür hayali oluşumlar, sadece terör örgütlerinin ve onların destekçilerinin propagandasından ibarettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları bellidir ve bu sınırlar içinde yaşayan herkes, kökeni ne olursa olsun, bu ülkenin eşit ve değerli bir vatandaşıdır. Bu topraklarda barış ve kardeşlik içinde yaşamaya devam edeceğiz. Hayali Kürdistan olanların sonu sarı torba olacaktır. PKK’nın ve benzeri oluşumların emellerine ulaşmasına asla izin vermeyeceğiz.