Hintoğlu, “Türkiye’nin siber güvenliği, bu alanda teknoloji geliştiren yerli şirketlerimizin sayısı kadar sağlam” dedi.
Dijitalleşmenin hızlı yaygınlaşması, beraberinde tüm dünyada siber güvenlik ihtiyacını da artırıyor. Türkiye’nin bu alanda güçlenmesinin ise yerli oyuncuların gücüne bağlı olduğunu dile getiren Berqnet Firewall Genel Müdürü Hakan Hintoğlu, “Siber güvenliğin olmadığı bir ortamda insan sağlığı, özel hayatın gizliliği, ticari ve ekonomik büyüme ve ulusal güvenliğin büyük tehdit altında olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu bağlamda, Türkiye’nin siber güvenliğimizin, teknoloji geliştiren yerli şirketlerin sayısı kadar sağlam olduğunu söylemek yanlış olmaz” dedi.
Bilgisayar ağları, cihazlar ve bu cihazlardaki verilerin yetkisiz erişim ve saldırılara karşı korunması anlamına gelen siber güvenlik, internete bağlı milyarlarca cihaz ve kullanıcıları için hayati önem taşıyor. Maddi ve manevi kayıplar başta olmak üzere, ciddi sonuçlar doğurabilen siber güvenlik açıklarına karşı, dünyada pek çok ülkenin harekete geçtiği görülüyor.
Siber güvenliğin NATO tarafından kara, deniz, hava ve uzaydan sonra beşinci harp alanı olarak tanımlandığına dikkat çeken yerli siber güvenlik şirketi Berqnet Firewall Genel Müdürü Hakan Hintoğlu, Türkiye’deki siber güvenlik ekosistemine dair değerlendirmelerde bulundu.
“İNSAN KAYNAĞI GELİŞTİRMEYE YÖNELİK FAALİYETLER ARTMALI”
Siber güvenliğin artık ülke ve kurumlar için dijital bir savaş alanına dönüştüğünü dile getiren Hintoğlu, “Siber güvenliğin olmadığı bir ortamda insan sağlığı, özel hayatın gizliliği, ticari ve ekonomik büyüme ve ulusal güvenliğin büyük tehdit altında olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu bağlamda, ulusal siber güvenliğimizin, teknoloji geliştiren yerli şirketlerin sayısı kadar sağlam olduğunu söylemek yanlış olmaz. Pazarda yerli ve milli çözümlerin hakimiyet kazanması için hem üretim hem tüketim tarafında teşviklerin olması ve insan kaynağı geliştirmeye yönelik faaliyetlerin artması çok büyük önem taşıyor” dedi.
300 MİLYON DOLARLIK HACİM
Türkiye’deki siber güvenlik pazarının yaklaşık 300 milyon dolarlık hacme sahip olduğunu belirten Hakan Hintoğlu, “Bu seviye, yazılım ve donanım çözümleri ile hizmetlere karşılık geliyor. Hizmetler dışında kalan pazarın yüzde 90’ı yabancı ürünlerin hakimiyetinde. Pazar, olması gereken hacmin ancak dörtte biri düzeyinde olduğu için yerli yatırıma daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Dünya siber güvenlik pazarının lokomotifi konumundaki ülkelere baktığımızda ise çok sayıda şirket ve geniş çözüm yelpazesiyle büyük bir ekosistem oluşturduklarını görüyoruz” diye konuştu.
Benzer bir ekosistemin Türkiye’de kurulması konusunda yürütülen çalışmalara da değinen Hintoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Siber güvenlik teknolojilerinin geliştirilmesi ve dünyayla rekabet edebilmesi amacıyla 2017’de kurulan Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi’nin faaliyetlerini çok önemsiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından hazırlanan Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi’nin de hayli ufuk açıcı bir çalışma olduğuna inanıyorum. Rehberdeki 12 temel hedeften birincisi, yerli ve milli siber güvenlik ürünlerinin kullanımını teşvik ederek bu alanda üretim yapılmasının önünü açıyor. Yalnızca bu hedef bile çok önemli. Kamu otoritesinin desteği, büyük kurumlar, girişimciler ve STK’ların katkılarıyla siber güvenlikte dışa bağımlılıktan kurtulacağımıza inancım tam.”
“ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI SAĞLAMAYI AMAÇLIYORUZ”
Siber güvenlik alanında dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla önemli adımlar attıklarını aktaran Hakan Hintoğlu, “2015 yılından bu yana Berqnet Firewall ürün ailesiyle işletmelerin siber güvenlik, yasalara uyumluluk ve internet yönetimi ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyoruz. Bu topraklarda doğup büyümüş bir kurum olduğumuz için siber güvenlik ihraç eden bir kapasite oluşturmayı, ülkemize karşı bir gönül borcu olarak görüyoruz. Bu kapsamda, yurt dışı satışlarımız ilk etapta yakın coğrafyamızda başladı ve bu durum sürdürülebilir büyüme stratejimizin önemli bir parçası haline geldi.
Şu anda Avrupa ve Orta Asya’dan seçtiğimiz ülkelerde altyapı çalışmaları yürütüyoruz. 5 yıl içinde gelirlerimizin üçte birini yurt dışından elde etmeyi hedefliyoruz. Öncelikli hedefimiz Azerbaycan ve Kazakistan gibi ülkelerin yer aldığı Bağımsız Devletler Topluluğu’nda ve seçtiğimiz Doğu ve Batı Avrupa ülkelerinde önemli bir siber güvenlik oyuncusu olmak. Orta vadede ise farklı kıtalarda yer alan büyük pazarlarda yerimizi alacağız. Global bir siber güvenlik oyuncusu olmak, ülkemizin ekonomisine ve teknoloji geliştirme ekosistemine daha fazla katkıda bulunmak temel amacımız” diyerek sözlerine son verdi.