Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, “Türkiye su zengini bir ülke değil, iki yıl önce 1500 metreküp olan yıllık kişi başı su tüketimi 5 yıl içerisinde 1000 metreküpe düşecek” dedi.
Sever, “Aslında Türkiye su zengini olan bir ülke değil. O zaman iklim değişikliğine uyum kapsamında iklim değişikliğine uyum becerimizi geliştirmemiz lazım. Bunun için sıfır atık, demiştik, buradan söylüyorum ki sıfır su israfı yapmamız lazım. Bir kişi suyu eğer sürdürülebilir, randımanlı şekilde kullanırsa günlük olarak 93 litre tasarruf yapabiliyor” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından Meriç – Ergene Havzası’ndaki taşkın risk yönetimi planlarının hazırlanması amacıyla proje kapsamında ilk toplantı Edirne’de yapıldı. Toplantıya Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, Tarım İl Müdürü Atilla Bayazıt ve projenin paydaş kuruluş temsilcileri katıldı.
Toplantıda konuşan Genel Müdür Sever, taşkın riski bulunan Meriç ve Ergene havzalarının risk haritalarının oluşturulacağı proje kapsamında, yatak temizliği, belirli sanatsal yapıların restorasyonu ve nehir yatağı üzerindeki mevcut yapıların kaldırılması gibi çalışmaların yapılacağını söyledi.
‘SU TÜKETİMİ 1300 METREKKÜPLERE DÜŞMÜŞ DURUMDA’
Türkiye’nin su stresi altında olan bir ülke olduğuna dikkat çeken Sever, “Türkiye, değişik indekslere göre su stresi altında olan bir ülke. Yani öyle su zengini bir ülke değiliz. Yıllık toplam kullanılabilir su potansiyelimiz 112 milyar metreküp. Bunun büyük bir kısmını, yüzde 74-75’i arasında yani 45 milyar metreküpe tekabül eden kısmını tarımda kullanıyoruz, geri kalan yüzde 23’lük kısmı ise biz sanayide kullanma suyu olarak kullanıyoruz.
Bu noktada baktığımız zaman nüfusumuz hızla artıyor ve kişi başına düşen iki sene önce sorsaydınız su tüketimi 1500 metreküp civarındayken şu an itibariyle 1300 metreküplere düşmüş durumda. Bundan bir 3-5 yıl sonra sorsanız elbette nüfus artışıyla ve iklimin getirdiği etkilerle beraber kişi başına düşecek su miktarı 1000 metreküp civarında olacak” dedi.
‘TÜRKİYE SU ZENGİNİ ÜLKE DEĞİL’
Su israfının mutlaka önlenmesi gerektiğinin altını çizen Sever, “Şunu söylemeye çalışıyorum; aslında Türkiye su zengini olan bir ülke değil. O zaman iklim değişikliğine uyum kapsamında iklim değişikliğine uyum becerimizi geliştirmemiz lazım. Bunun için sıfır atık demiştik, buradan söylüyorum ki sıfır su israfı yapmamız lazım. Bir kişi suyu eğer sürdürülebilir, randımanlı şekilde kullanırsa günlük olarak 93 litre tasarruf yapabiliyor.
Tarımda özellikle kapalı sulama sistemlerine geçersek damla ve yağmurlama, hele ki toprak altı damla su sistemine geçebilirsek orada da performansı yüzde 70 – 80’lere taşıyabiliriz. Sanayide su kullanımını verimli hale getirmek için özellikle atık suların yeniden kullanılması ve su hasadı; suyu çatıdan toplanarak yeniden sektör içerisinde kullanabilme yeteneğimizi geliştirebilmemiz lazım. Temiz üretim tekniklerini sanayide yaygınlaştırıyor olmamız lazım. Dolayısıyla tarımda, sanayide, hane halkında suyu verimli kullandığımız sürece su bizimle olur. Aksi takdirde bu su maalesef kıtlığa, gıda güvenliğinde zafiyetlere neden olabilir” diye konuştu.
‘TAŞKIN KONUSUNDA 3 ÜLKE KOORDİNASYON HALİNDE OLMALI’
Meriç – Ergene havzasının taşkın riskinden korunması konusuna da değinen Sever, bu noktada gidilecek çok yolun olduğunu belirtti. Sever, “Meriç Yunanistan’la sınırı oluşturuyor. Bu noktada taşkın riskinin azaltılması için yukarı kısımlardan çok fazla yüklü sediment geliyor çünkü yüzde 12’den fazla eğim var. Dolayısıyla bu gelen sedimentler de adacıklar oluşturuyor. Bu adacıkların üzerinde de değişik bitkisel türler yetişebilmekle beraber atık ve odunsu yapılar oluyor.
Bu adacıkların temizlenmesi, taşkın riskinin azaltılması açısından çok önemli. Bu konuda da Yunanistan’la birtakım çalışmalarımız olmuş ama bahsettiğim gibi, çalışmalar peyderpey, risk olduktan sonra olmuş. Bunun sürekliliğinin sağlanıyor olması lazım. Yani bu üç ülke bir araya gelerek Meriç Nehri’nin yönetiminde etkin söz sahibi olması, birbirinden haberdar olması, sıkı bir koordinasyon içerisinde olması lazım” dedi.