Bulgaristan’ın Kırcaali şehrinde, 17 aylıkken annesinin kucağında Bulgar askerlerin açtığı ateşte şehit olan ve totaliter rejim döneminde direnişin sembolü haline gelip, ‘Türkan bebek’ olarak anılan Türkan Feyzullah, 38’inci ölüm yıl dönümünde Edirne’deki anıt önünde anıldı.
Bulgaristan’da 1984’te uygulanan zorunlu asimilasyon girişimine karşı Kırcaali’nin Mogilyane köyünde düzenlenen protesto yürüyüşünde annesinin kucağında 17 aylıkken Bulgar askerleri tarafından vurularak öldürülen Türkan Feyzullah, Edirne’de adını taşıyan parkta anıldı. Edirne Belediyesi ile Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin ev sahipliğinde yapılan törene Vali Hüseyin Kürşat Kırbıyık, İYİ Parti Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar, Belediye Başkanı Recep Gürkan, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Ahmet Hamdi Zafer, Hak ve Özgürlükler Hareketi Milletvekili Mukaddes Nalbant, Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cevat Güneş, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve bölge halkı katıldı.
‘TARİHTEN ALDIĞIMIZ DERSLERİ ASLA UNUTMAMALIYIZ’
Anıta çelenk sunumuyla başlayan törende saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı okundu. Vali Kırbıyık, tarih boyunca Türk varlığını korumanın bedeli olduğunu belirterek, “Bizler bu bedeli geçmişte defalarca ödemiş bir milletiz. Bugün de yine yeri geldiğince bu bedeli ödemeye devam ediyoruz. Geldiğimiz noktada özellikle devletler arası ilişkilerde olumlu bir seyir olduğunu görüyoruz.
Bunu geliştirmek de hepimizin görevi. Ancak tarihten aldığımız dersleri de asla unutmamalı, bunu gelecek nesillere düzgün ve doğru bir şekilde aktarmak her birimizin ayrı ayrı sorumluluğu. Bu sorumluluk, gerek Bulgaristan’da yaşayan Türklerimizin sorumluluğu gerek çeşitli tarihlerde Türkiye’ye göç etmiş, bugün Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yaşayan göçmen soydaşlarımızın temel sorumluluğu olarak değerlendiriyorum” diye konuştu.
Kırbıyık, konuşması sonrası Türkan bebek ve Bulgaristan’da hayatını kaybeden Türkleri andı.
‘ZULME KARŞI OLANLAR BURADALAR’
İYİ Parti Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar, zulmedenlerin akıbetinin iyi olmayacağını belirterek, “Dün Sarayiçi’nde, birkaç zaman sonra Belene’de yaşananlar tarihin hafızalarına kazınmıştır. Bir çocuğu katledecek kadar gözü dönmüş vahşetin nerelere vardığını görmek, yaşamak hepimizin hakkı. Arkamızda gördüğümüz Türkan bebek, dünya tarihinde yerini almış ve zulmün karşısında direnmenin neleri getirdiğini her zaman göstermiştir. Bugün zulme karşı olanlar buradalar. Bu zulme karşı olanların hepsine saygı duyuyorum” dedi.
‘BUNUN ADI İNSANLIK SUÇUDUR’
Belediye Başkanı Gürkan ise dünyadaki bütün dinlerde bebeklerin masum olduğunu vurgulayarak, “Hangi gerekçeyle olursa olsun bir masum bebeği öldürürseniz, bunun adı insanlık suçudur. 1984’te Bulgaristan’da Türkan bebeğin ve annesinin öldürülmesiyle başlayan o süreç, bir insanlık suçudur. Belene diye adlandırdığımız, son yılların yakın coğrafyamızda yaşanan bu insanlık suçu, bizim tekrar Türk milleti olarak bir araya gelmemizi ve tarihteki bağlarımızı da hatırlamamızı sağladı.
Aramızda Belene gazilerimiz var. Onlar Bulgaristan’da doğdular, şu anda Edirne’de yaşamlarını sürdürüyorlar. Onlar bizim de onur timsalimiz. Onlarla gurur duyuyoruz. Geçmişi çocuklarımıza öğretebilirsek, gelecekte aynı sıkıntıları yaşamamak için onların bilinçli olarak büyümelerini sağlarız. Bu anma törenleri, bu anlamda kıymetli. Bugün burada, pazartesi günü de Kırcaali’deyiz” diye konuştu.
‘TÜRKAN, HEPİMİZİN SİMGESİ’
Bulgaristan’da çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin milletvekili Mukaddes Nalbant ise Türkan isminin simge olduğunu söyleyerek, “Türkan, kimlik savunmasının bir simgesidir. Türkan, hepimizin bir simgesidir. Her yıl Bulgaristan’da toplantılar yapılır ve Türkan adını anıyoruz. Burada bu güzel heykeli yapan kişilere teşekkür ediyoruz. Umarım bu yeni nesiller Türkan ismini kalbinde taşırlar ve ömür boyu herkese o gururu insanlarla paylaşabilirler” dedi.
Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cevat Güneş de Bulgaristan’da çözülememiş bazı sorunlara dikkat çekerek, “Soydaşlarımızın 1989 zorunlu göçünden sonra yaşadığı sıkıntılardan birisi de devlet eliyle zorla verilen isimlerimizin, devlet eliyle düzeltilmiş olmamasıdır. Kendi rızasıyla isimlerini almak isteyenler için kolaylık olsa da ölmüş ve hayatta olmayan, yani babalarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin kayıtlarda olan bu rencide edici isimleri için Bulgaristan devletinin ve onların temsilcilerinin bu konuda geriye dönük ve bir daha arşivlerde gözükmemek üzere kişiliğimizi rencide eden olayı hafızalardan ve belgelerden kazınmasını görmek istiyoruz” diye konuştu.
Törende Bulgaristan’dan gelen Türk çocuklar da Türkan bebek için şiirler okudu. Katılımcıların duygulandığı törende Türkan bebek ve şehitler için dua edildi. Katılımcılar, Türkan bebek anıtına karanfiller bıraktı.