Tüketicilerin haklarının korunmasının ancak tüketicilerin kanunla belirlenen haklarını bilmesi ve aramasıyla mümkün olabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Cem Dinar, tüketici şikayetlerinin, üreticileri daha kaliteli bir üretime yönelteceğini ifade etti.
Birleşmiş Milletlerin, 15 Mart 1985’te “Tüketici Evrensel Bildirgesi”ni ilan etmesiyle her yıl 15 Mart ile başlayan dönem Tüketiciyi Koruma Haftası olarak kutlanıyor. Türkiye’de ise tüketicinin korunmasına yönelik ilk olarak, 8 Mart 1995’te, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) yayımlandı ve üzerinde yapılan değişikliklerle 2013 yılında 6502 sayılı TKHK. ile son halini aldı.
EN ÇOK AYAKKABILAR ŞİKAYET EDİLİYOR
Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, 1995 yılından bugüne kadar, 28 yılda yaklaşık 17 milyon uyuşmazlık yargıya intikal etmeden tüketici hakem heyetleri tarafından karara bağlandı. Tüketici Hakem Heyetlerine 2023 yılında toplam 727 bin 630 adet başvuru yapılırken bunlardan 707 bin 814’üne ilişkin karar verildi. Tüketici hakem heyetlerince 2023 yılında karar verilen başvuruların toplam parasal değeri yaklaşık 3,9 milyar lira oldu.
Toplam başvuruların yaklaşık yüzde 12,5’i (90 bin 918 adet başvuru) ayakkabıya ilişkin olarak gerçekleşti. Bunu yüzde 5,29 ile cep telefonu (38 bin 521) ve yüzde 5,26 ile kredi kartı üyelik ücretleri (38 bin 252) başvuruları izledi. Diğer şikayet konuları ise yüzde 4,55 ile kıyafet (33 bin 93), yüzde 4,35 ile internet abonelikleri (31 bin 629), yüzde 3,98 ile mobilya (28 bin 952) ve yüzde 2,61 ile GSM aboneliği (18 bin 991) oldu.
“TÜKETİCİLERİN TOPLUMSAL BİLİNCİNİN YAYGINLAŞMALI”
5-21 Mart Tüketici Hakları Haftasına ilişkin açıklamalarda bulunan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Cem Dinar, TKHK yayınlanmadan önce de Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemelerle, tüketicilerin haklarının korunduğunu anımsatarak bu kanunda da yine tüketicinin korunmasına ilişkin düzenlemeler olduğunu ifade etti.
Tüketicilerin aldıkları mal veya hizmetlerden kaynaklanan mağduriyetleri ve memnuniyetsizlikleriyle ilgili mutlaka şikâyette bulunmaları gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Dinar, “Tüketicilerin toplumsal bilincinin yaygınlaşması gerekmektedir. Bu sayede, kanunun uygulanması da daha iyi sonuçlar verecektir. Çünkü her başvuru sonucunda, mal ve hizmet sağlayıcıları, daha kaliteli ve nitelikli mal üretmeye ve hizmetler sağlamaya yöneleceklerdir. Dolayısıyla, Kanun’un tüketicileri koruması, ancak onların haklarını bilmesi ve aramasıyla korunabilecektir” dedi.
ŞİKAYET BAŞVURUSU ÜCRETSİZ
Tüketicinin herhangi bir mağduriyetinin olması durumunda “Tüketici Hakem Heyeti” veya “Tüketici Mahkemelerine” başvurabileceğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Dinar, bu başvurulardan ücret alınmadığını belirtti. Şikayet başvurularının, Heyet’e yapılması halinde, başvuru tarih ve sırasına göre en geç üç ay içinde görüşülüp, karara bağlanacağına; Mahkeme’ye dava açılması halinde ise, yine başvuru tarih ve sırasına göre 6 ay içinde karara bağlanacağına işaret eden Dinar, süreçle ilgili şu bilgileri verdi:
“Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuru, ikametgahınıza yakın heyete şahsen veya e-devletten yapılabiliyor. Başvuru sırasında dilekçenize ek olarak, fatura, fiş, inceleme raporu gibi belgeler ibraz edilmeli. Tüketici Hakem Heyetleri’ne yapılacak başvurularda, Büyükşehir statüsünde olan illerde, değeri 6 bin 920 Türk Lirası’nın altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetleri, yine Büyükşehir statüsünde olan illerde, değeri 6 bin 920 Türk Lirası ile 10 bin 390 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri ve Büyükşehir statüsünde olmayan illerin merkezlerinde ve bağlı ilçelerde değeri 10 bin 390 Türk Lirası’nın altında bulunan uyuşmazlıklarda, İl Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir.
Ancak, bu yerlerden alınan sonuçlara rağmen, tüketici, bu uyuşmazlığı Tüketici Mahkemeleri’ne de götürebilir. Belirtilen miktarların üzerinde bir uyuşmazlık söz konusu ise tüketici, doğrudan Tüketici Mahkemeleri’ne başvurabilir. Açılan dava, başvuru tarih ve sırasına göre en geç altı ay içinde karara bağlanır.”
TÜKETİCİNİN SAHİP OLDUĞU HAKLAR
Dr. Öğr. Üyesi Cem Dinar, tüketicinin sahip olduğu hakları ise şöyle sıraladı:
“Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
Satılanı alıkoyup, ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme.
Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir misli -başka bir malla- ile değiştirilmesini isteme.
Tüketici, onarım ve malın ayıpsız bir başka malla değiştirilmesi haklarını, üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabilir.
Türk Borçlar Kanunu’nda da benzer seçimlik haklar bulunuyor ve tüketici bunları kullanabiliyor.
TKHK’nın 15. maddesinde düzenlenmiş olan seçimlik haklara göre de tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini kullanabilir.
Tüketici bu haklara ek olarak Türk Borçlar Kanunu uyarınca tazminat da talep edebilir.
Bütün bunların dışında, tüketici yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin veya ceza ödemeksizin cayma hakkını kullanabilir. Eğer söz konusu ürün tüketici kredi sözleşmesi ise cayma hakkındaki süre on dört gündür.
Tüketici ile yapılan sözleşmede haksız şartlar söz konusuysa, sözleşme, haksız şartlar olmaksızın geçerli olur.
Sözleşme şartlarının, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dille ifade edilmiş olması gerekir.”