Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Tarım liselerinde yeni yönetim modelini devreye sokuyoruz. Tarım alanında eğitim veren Türkiye’nin tüm noktalarındaki meslek liselerimizi, Tarım ve Orman Bakanlığımızla birlikte yöneteceğiz” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Tarım ve Orman Bakanlığı arasında ‘Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği Protokolü’ imzalandı. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndaki imza törenine Milli Eğitim Bakanı Özer ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci katıldı. Burada konuşan Bakan Özer, mesleki eğitim verilen tüm alanlarda iş gücü piyasasının güçlü temsilcileriyle birlikte hareket ettiklerini belirterek, atılan adımlar sonucunda mesleki eğitimin son yıllarda şaha kalktığını söyledi.
Bakan Özer, tarım alanında eğitim veren Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri’nin tamamında yeni bir yönetim modelini devreye soktuklarını vurgulayarak, “Tarım alanında eğitim veren Türkiye’nin tüm noktalarındaki meslek liselerimizi, Tarım ve Orman Bakanlığımızla birlikte yöneteceğiz. Okul yöneticilerini, öğretmenlerimizi, müfredatı birlikte belirleyeceğiz. Programlarımızı gelişen, güncellenen teknolojiye göre revize edeceğiz.
Öğrencilerimizin işletmedeki beceri eğitimlerini birlikte planlayacağız. Öğretmenlerimizin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimlerini Tarım ve Orman Bakanlığımızın imkanlarından yararlanarak, el ele vererek süreçlerin tamamını birlikte yöneteceğiz. İşte bu yeni yaklaşımla ben inanıyorum ki; tarım alanında özellikle son yıllarda iklim değişikliğinin, kuraklığın, gıda tedarik zincirlerindeki problemleri gidererek tarım alanında yeni bir başlangıç yapacağız” diye konuştu.
BAKAN KİRİŞCİ: YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM ŞART
Bakan Kirişci ise, iş birliği protokolüyle tarım sektörüne verilecek olan teknik ve mesleki desteğin çok kıymetli bir katkı olacağını söyleyerek, “Tarım ve orman sektörü uzun yıllar ihmal edilebilir bir sektör olarak görüldü. Bazı çevreler bu sektörün ürettiklerinin ithal yoluyla da ikame edilebileceği gibi kötü bir algıya sahip oldu. Önce pandemi, sonra Rusya-Ukrayna savaşı gösterdi ki; teknoloji bizim karnımızı doyurmuyor. Diğer taraftan cebimizde paramız var ama herhangi bir satın alma gücü olamıyor. Mutlak surette yerli ve de mümkünse milli bir üretim şart. Bu da tarımın ta kendisi. Dolayısıyla böyle bir üretimin gerçekleştirilmesini mecbur ve zorunlu kıldık” ifadelerini kullandı.