Edirne’de halk arasında Tarihi Taş Köprü olarak bilinin köprü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya
Edirne’de, tarihi Muradiye Camii’ne geçişleri sağlayan ve halk arasında ‘Taş Köprü’ olarak bilinen tarihi köprü, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Zamanla çevresi evlerle kaplanan ve gözden kaybolmaya başlayan köprünün ciddi bakıma ihtiyacı olduğunu söyleyen, Edirneli tarih araştırmacısı Altay Bayatlı, “Aslında bu köprü için Edirne‘de ‘kayıp köprü’ diyebiliriz. Mahalle arasında kalarak kaderine terk edilmiş durumda. Ciddi derecede restorasyon istiyor. Bu tarz yaya köprülerine nadir rastlıyoruz” dedi.
Edirne’nin Menzilahir Mahallesi’nde bulunan, 15’inci yüzyıldan kalma Muradiye Camii‘ne geçişlerin sağlanması için yine aynı dönemde yaptırıldığı düşünülen ve halk arasında ‘Taş Köprü’ olarak bilinen tarihi köprünün, çevresini kaplayan evlerin arasında yok olma tehlikesi bulunuyor. Çok gözlü köprüden zaman içinde tek göz kalırken, oluşan tahribat da dikkat çekiyor.
‘CAMİLERİN YANINA YAPILAN NADİR KÖPRÜLERDEN’
Kentte tarihi köprüler üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan, tarih araştırmacısı Altay Bayatlı, köprünün ciddi bakıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Bayatlı, “Köprümüz yaya köprüsü. Camilerin yanına yapılan nadir köprülerden bir tanesi fakat günümüzde sokak içinde evlerin arasında kalmış durumda. Bayezid Külliyesi için Edirne’de nasıl ki camiye ulaşmak için köprü yapmışlarsa burada da aynı şekilde camiye daha rahat ulaşabilmek için ki Muradiye aynı zamanda bir mevlevihanedir, mevlevihaneye ulaşmak için bu şekilde bir yaya köprüsü yapmışlardır. Anladığımız kadarıyla köprünün genişliği de yaklaşık bir at arabasının geçebileceği boyutlarda. O nedenle buradan ufak da olsa birtakım yükleri de taşıdıklarını anlayabiliyoruz” dedi.
‘CİDDİ RESTORASYON İSTİYOR’
Köprünün çok bakımsız olduğunu vurgulayan Bayatlı, “Ciddi bir restorasyon istiyor ve eğim yapmış durumda. Büyük ihtimalle burası mevsimlik bir dere yatağı gibi alan olması gerekiyor. Bu tip yerlere bu şekilde mevsimlerde rahat geçilebilmesi için yaya köprüleri yapıyorlardı. Bildiğimiz kadarıyla 15’inci yüzyılda 2’nci Murad döneminde yapılmış. Şu anda gördüğümüz tek gözlü fakat tahminimce bu köprü biraz uzundu önceden. Belki bir gözü daha içeride kalmış olabilir yani köprülerin ulaşımda ne kadar önemli bir obje olduğunu görmekteyiz. Camilerin de yanına bu şekilde küçük de olsa köprüler yapılarak rahatlıkla insanların, cemaatin oraya ulaşması sağlanmaktaydı” diye konuştu.
‘CİDDİ DERECEDE YAPILAŞMA VAR’
Köprünün ihmal edildiğini söyleyen Bayatlı, “Ciddi derecede yapılaşma söz konusu. Ben daha önce gelip incelediğimde köprü daha açık durumdaydı. Yani iki kanadını da en azından görebiliyorduk, şu anda oldukça eğim vermiş durumda, aynı zamanda da kemerin iki tarafına da ayaklara yerleşim olmuş durumda. Enteresan şekilde zamanında suyun aktığı yerlerden şu anda yaya geçişleri de olmakta. Burasının kurtarılması gereken bir köprü olduğunu düşünüyorum çünkü çok bilinmiyor. Tamamen mahalle arasında kalmış durumda ve Muradiye’nin bir parçası olarak görüyorum ben bu köprüyü” dedi.
‘KAYIP KÖPRÜ’
Altay Bayatlı, köprüyü ‘Edirne’nin kayıp’ köprüsü olarak nitelendirerek, “Aslında bu köprü için Edirne’de ‘kayıp köprü’ diyebiliriz. Mahalle arasında kalarak kaderine terk edilmiş durumda. Ciddi derecede restorasyon istiyor. Bu tarz yaya köprülerine nadir rastlıyoruz. Edirne’de buna benzer küçük yaya köprüsü yok. Zaten bu da dahil 13 ayakta kalan taş köprü var. Bu da onlardan biri. Bana kalırsa çok önemli bir köprü çünkü camiye ulaşımı sağlamak için çok nazik ve hoş şekilde imar edilmiş fakat günümüzde gördüğümüz gibi mahalle arasında kalarak ciddi bakım istemekte. Gerçekten çok üzücü bir durum. Umarım en kısa zamanda restorasyona alınır ve düzenlenir” diye konuştu.