Kar amacı gütmeyen ve doğanın korunması konusunda çalışan iki sivil toplum kuruluşunun hazırlattığı ve dün yayınladığı rapora göre, Avrupa Birliği’ne Türkiye’den ihraç edilen su kurbağalarının soyunun, 2032 yılı itibariyle tükeneceği ön görüldü.
AB’ye ihraç edilen 200 milyon kurbağaya eşdeğer yaklaşık 4 bin 70 ton kurbağa bacağının yüzde 4’ü, Türkiye’den sağlandığı ve bu da yıllık ortalama 160 ton kurbağa bacağına denk geldiği ifade edildi.
Almanya merkezli Pro Wildlife ile Fransa merkezli Robin des Bois sivil toplum kuruluşlarının hazırlattığı ‘Ölümcül Yemek’ adlı raporda, Avrupa Birliği’ne, yılda ortalama 81 ila 200 milyon kurbağaya eşdeğer yaklaşık 4 bin 70 ton kurbağa bacağı ithal edildiği ve bunların büyük çoğunluğunun özel üretim çiftlikleri yerine vahşi yaşamdan toplandığı ifade edildi. Bu durumun, önde gelen tedarikçi ülkeler olan Endonezya, Türkiye ve Arnavutluk’ta kurbağa türlerinin soyunun tükenmesine yol açacağı vurgulandı.
BİLİM İNSANLARI 2032’Yİ İŞARET ETTİ
Raporda “Türkiye’den sahadaki bilim insanları, vahşi doğadaki nüfusların aşırı kullanımı devam ederse, 2032 yılına kadar yerli su kurbağalarının neslinin tükenebileceği konusunda uyarıyor. Ve AB’nin dördüncü en büyük kurbağa bacağı tedarikçisi olan Arnavutluk’ta, diğerleri arasında ‘Scutari’ su kurbağası (Pelophylax shqipericus) tehdit altındadır” ifadeleri yer aldı.
AB istatistik kurumu EUROSTAT 2021 verilerine göre; AB ithalatının yaklaşık yüzde 74’ü Endonezya’dan, yüzde 4’ü Türkiye’den ve yüzde 0,7’si yaban kurbağası nüfuslarının giderek tehdit altında olduğu Arnavutluk’tan geldiği ifade edildi. AB ülkeleri arasında kurbağa bacağını en fazla ithal eden ülkeler arasında yüzde 70’le Belçika, yüzde 16.7 ile Fransa ve yüzde 6.4 ile Hollanda yer aldı.
DOĞADAN TOPLANAN KURBAĞALAR DOMİNO ETKİSİ YARATIYOR
AB’nin ‘lüks gıda’ olarak tükettiği kurbağa bacağının açık ara en büyük ithalatçısı olduğu belirtildi. Pro Wildlife organizasyonunun kurucu ortağı Dr Sandra Altherr dün yayınlanan basın açıklamasında “1980’lerde, Hindistan ve Bangladeş, Avrupa’ya kurbağa bacağı tedarik eden ilk ülkelerdi, ancak 1990’lardan beri Endonezya, en büyük tedarikçi olarak yerini aldı. Güneydoğu Asya ülkesinde, şimdi Türkiye ve Arnavutluk’ta olduğu gibi, büyük kurbağa türleri vahşi doğada birbiri ardına azalıyor ve türlerin korunması için ölümcül bir domino etkisine neden oluyor” dedi.
BÖCEK ÖLDÜRÜCÜ KURBAĞALAR GİDİNCE, ZEHİRLİ İLAÇLAR DEVREYE GİRİYOR
Soyu hızla tükenen su kurbağaların ekosistemde ‘böcek öldürücü’ olmaları sebebiyle bu durumun domino etkisi yaratarak kurbağaların azalmaya başladığı yerlerde, zehirli tarım ilaçları ve böcek öldürücü zehir kullanımlarının arttığı vurgulandı. Robin des Bois’in başkanı Charlotte Nithart konuyla ilgili “Kurbağalar, böcek öldürücüler olarak ekosistemde merkezi bir role sahiptir ve kurbağaların ortadan kaybolduğu yerlerde, zehirli pestisitlerin kullanımı artmaktadır. Bu nedenle, kurbağa bacağı ticaretinin yalnızca kurbağaların kendileri için değil, aynı zamanda bir bütün olarak biyolojik çeşitlilik ve ekosistem sağlığı için de doğrudan sonuçları vardır” dedi.
ÇÖZÜM KURBAĞA ÇİFTLİKLERİ Mİ?
Ölümcül Yemek raporunda çözümler arasında, ABD ve Vietnam gibi ülkelerde kurbağa çiftlikleri ve Türkiye’de uygulandığı gibi kurbağa boyu sınırlaması olduğu belirtildi. Üreme sezonlarında av yasağı ve ihracat kotası, diğer çözümler olarak raporda yer aldı.