Prof. Dr. Mehmet Sertaç Özer, sosyal medyadan alınan et süt ve konserve grubu ürünlerin kişiyi ölüme kadar götürecek sorunlara yol açabileceğini kaydetti.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sertaç Özer, profesyonel şekilde satış yapan internet sitelerinin dışında sosyal medya platformlarında satışa sürülen gıdaların, çeşitli riskler taşıdığını belirtti.
Özer özellikle et, süt ve konserve grubu ürünlerin kişiyi ölüme kadar götürecek sorunlara yol açabileceğini kaydederek, “Bu ürünler fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve toksikolojik gıda riskleri içerebilir. Kısa vadede anlık, akut zehirlenmelere yol açabilir. Bunların tedavisi çoğunlukla mümkün ama mümkün olmayan, ölüme kadar giden durumlar hiç şüphesiz karşılaşabileceğimiz risklerdir” dedi.
Koronavirüs sürecinde satın alma alışkanlıkları değişti. Birçok kişi gıdadan, giyime kadar ihtiyaçlarını internet üzerinden verdikleri siparişlerle karşılamaya başladı. Kalabalığa girmeden, zaman harcamadan tek tuşla ya da telefonla yapılan alışverişler, insanlara büyük kolaylık sağladı. Bunu profesyonel şekilde yapan sitelerin dışında sosyal medya platformlarında satışa sürülen gıdaların çeşitli riskler taşıdığını belirten ÇÜ Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sertaç Özer, özellikle et, süt ve konserve grubu ürünlerin kişiyi ölüme kadar götürecek durumlara yol açabileceğini kaydetti.
‘SAĞLIK KAZANALIM DERKEN HASTA OLABİLİRİZ’
Sosyal medya platformlarından satışa sunulan gıdaların üretim, nakliye ve depolama sırasında, pek çok gıda riskini barındırabileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Mehmet Sertaç Özer, “Özellikle sütlü tatlılar bozulmaya son derece yatkın ürünlerdir. Süt, süt yağı, süt kreması içeren ürünlerde insanları hasta edebilecek bozulmalarla karşı karşıya gelebiliyoruz. Bir diğer riskli ürün grubu ise içinde beyaz veya kırmızı etlerin bulunduğu ürünlerdir. Yöremizde çokça tüketilen ve çokça da satılan içli köftelere çok çok dikkat etmemiz gerekiyor. Sebze ve meyve konserveleri de riskli ürün grubundadır.
Geçenlerde sebze konservelerinin de sosyal medya sitelerinden satışa sunulduğunu gördüm. Bunların tamamı herhangi bir biçimde üretim ve lojistik kontrolü olmayan, depolamasının ve tüketiciye nasıl ulaştırıldığının net bilinmemesi durumunda çok ciddi anlamda gıda riskleri içerebilir. Sağlık kazanalım derken, ‘anne eli değmiş gibi’ ürünler tüketelim derken hasta olabiliriz” diye konuştu.
‘PROFESYONEL ÜRETİCİLERİ TERCİH EDELİM’
Bu gıdaların sağlık açısından yaratacağı riskleri anlatan Prof. Dr. Özer, “Bunlar fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve toksikolojik gıda riskleri içerebilir. Kısa vadede anlık, akut zehirlenmelere yol açabilir. Bunların tedavisi çoğunlukla mümkün. Ama mümkün olmayan ölüme kadar giden durumlar hiç şüphesiz karşılaşabileceğimiz risklerdir.
Uzun vadede, bu tip gıda risklerini taşıyan ürünleri tükettiğimiz takdirde vücudumuzda istenmeyen, örneğin karaciğer üzerinde birtakım olumsuz etkiler karşımıza çıkacaktır. Bu nedenle profesyonel üreticilerin ürettiği ve profesyonel biçimde pazarladığı ürünleri tercih edelim. Masum kabul edebileceğimiz veya risksiz-düşük riskli gıdalar grubunda olabilecek ekmek, tuzlu kurabiyeler, küçük atıştırmalıklar, erişte veya zeytin gibi kuru gıdaları internetten alımlarla pandemi sürecinde tüketebiliriz” dedi.
‘AMBALAJ VE KOKUYA DİKKAT EDİLMELİ’
Satın alınan gıda ürünlerinde dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan Özer, şöyle konuştu:
“Ben gıda maddesini sipariş verdiğim ya da marketten satın aldığım zaman ilk olarak dış ambalajına dikkat ederim. Ambalaj bütünlüğü var mı, ambalajın üzerinde herhangi rahatsız edici yabancı madde var mı öncelikle buna bakarım. Tabii ki mikroorganizmaları, çok küçük canlıları görme şansımız mümkün değil. Bunları göremiyoruz, bu riski kabulleniyoruz demektir. Ambalajı açtıktan sonra bozulmalarda en ciddi belirteçlerden biri olan kokuya, gıda maddesinin kokusunda kendine özgü kokusunun haricinde bir koku var mı buna dikkat edilmelidir. Daha sonra yine gözle kontrolde gıda üzerinde küflenme, bozulma ve benzeri faaliyet gerçekleşmiş mi buna bakarız.”