Değerli Okurlarım! Nacizane, sizleri Allah (celle celaluhü) için uyarıyorum! Herhangi bir internet sitesinde ya da herhangi bir basılı gazetede köşesi olan bir kimse yapabildiğinin en iyi şekliyle Hâkk’ı haykırmak mecburiyetindedir!
Tarih rafları çeşitli savaşlar, kıskançlıklar, komplolar, teoriler, barışlar, spekülasyonlar ile doludur!
Ve son 1400 yılı aşkın süredir Ebu Cehil’inden Ümeyye İbn-î Halefine, Siyonizminden Masonluğuna (lanetullahi aleyhi minezzalimin) yıpratılması, çürütülmesi gereken bir odak noktası vardır; Yüce Dinimiz İslâm!
Tarihte İslâmiyyeti yıpratmak adına İngiltere tarafından Müstemlekeler Nezareti, Hristiyanlığın diğer ülkelerde özellikle de İslâm ülkelerinde yayılabilmesi adına oluşturulan Misyoner teşkilatları gibi kuruluşlar faaliyete geçmiştir!
Ve bu süreç hiç bir şekilde yavaşlamadı!
Şu anda Dünya bir teknolojik halkanın içerisinde varlığını devam ettirmekte.
Teknolojinin olumlu ya da olumsuz özelliklerini az ya da çok çoğumuz biliyoruz!
Fakat teknolojiyi maske olarak kullanan bir de sinsilikler mevcut!
Nasıl mı? Özellikle Facebook’ta “Sponsorlu Reklam” bâbında önümüze sayfa reklamları çıkıyor.
Ve öyle sinsi cümlelerin ardına gizlenmiş bir vitrin var ki!
Yorumlara baktığımız zaman “Hafızlık” için dua isteyeni bile var!
Peki o maskenin ardında ne var?
Sürpriz! Hristiyanlık!
Bakınız! Bizler zalim olmayan Yahudi, Hristiyan vatandaşlarımıza bir şey söylemiyoruz!
Fakat sinsice cümlelerin ardına saklanarak “Misyonerlik” yapanlara karşı çok söyleyeceğimiz söz var biiznillah!
Elhamdülillah Müslümanım diyen vatandaşlarımız böyle sinsi cümleleri adeta sakallı, nur yüzlü bir amcanın, nur yüzlü bir teyzenin ağzından çıkan hâyır dualar zannediyorsalar, iş çok ciddi demektir Efendiler!
Biz hiç kimseye hakaret etmiyoruz!
Hakaret ile Adalet sağlanamaz!
Fakat evvelAllah, bizler Müslüman Mahallesinde Salyangoz da sattırmamak zorundayız!
Müslüman basiret sahibi olmak mecburiyetindedir!
İyiyle kötüyü, siyahla beyazı, vatansever Hristiyan ile Misyoner Hristiyanı ayırt edebilme kabiliyetine sahip olmalıdır!
İpucu isteyenler olursa nacizane söyleyeyim;
Gerçekten Elhamdülillah Müslümanım diyen bir kimse Yüce Allah (celle celaluhü) Hâzretlerimizi “Rab” kelimesini donuk bir şekilde yazarak zikretmez!
Ârife tarife gerek yoktur!
Yüzyılın Felaketinde bile çocuklara teslim edilen paketlerin içerisinden “İsa Seni Seviyor” mesajlı kartların Kahramanmaraş’ta dolaştığı iddia ediliyor!
Burası Anadolu! Burası Türkiye!
Şehit kanları ile sulanmış bir memleketin pırıl pırıl zihinlerini Misyonerlere, Hainlere teslim etmemek mecburiyetindeyiz!
Bunun için ne mi yapabiliriz? Eğitim! Eğitim! Eğitim! Anneler, Babalar, Öğretmenler, Hocalar! Sizlere çok büyük görevler düşmektedir! Pırıl pırıl zihinlere sahip çocuklarımızı, gençlerimizi Türk-İslâm Medeniyeti mayası ile tabir-î câiz ise yoğurmak istiyorsak, onları düzgün, dinimize, örfümüze, âdetlerimize uygun bir şekilde, kesinlikle kırıcı bir üslup kullanmaksızın eğitmek zorundayız!
Bu sorunların başka çaresi yok! Ağaç yaş iken eğilirmiş sözünün “Atasözü” olabilmesi için üzerinden belki yüzlerce hatta binlerce yıl geçmiştir! Ve her geçen zaman diliminde tarifsiz tecrübeler yer edinmiştir, Allah-û Âlem (celle celaluhü)!…