Bugün biraz sınav kaygısından bahsedelim. Sınav kaygısının belli düzeyde olması gerektiği kadar artması ve fazla baskı uygulayarak bireyi etkisi altına alması da bir o kadar tehlikelidir.
Birçok öğrenciye, öğretmene, iş adamına hatta konsere çıkan sanatçıya “Kaygı duygunuzun olmamasını ister miydiniz?” sorusunu sorduğumuzda cevapları şüphesiz “Evet” oluyor. Ancak aygı normal ve genellikle sağlıklı bir duygudur. Yani sınav öncesinde kaygı duygusuna kapılmanız gayet normaldir. Hatta öğrenciler bu duyguyu yaşadığı için olumlu tepki vermeleri gerekmektedir.
Söylem ve kelime gücünün etkili olduğu düşünce yapımızda kaygının sürekli olmaması gerektiği hatta sıfıra inmesi için neler yapılması gerektiğiyle ilgili birçok metin okumuşsunuzdur. Bundan dolayı kaygının teknik anlatımı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Kaygı, orantısız gerilim ve endişe tepkileri kaygıyı karakterize eder.
Amerikan Psikoloji Derneği (APA) kaygıyı “Gerginlik duyguları, endişeli düşünceler ve artan kan basıncı gibi fiziksel değişikliklerle karakterize edilen bir duygu” olarak tanımlar. Kaygının belli düzeyde olması gerektiği kadar artması ve fazla baskı uygulayarak bireyi etkisi altına alması da bir o kadar tehlikelidir. Bununla ilgili şöyle bir örnek verecek olursak aklımızda daha kalıcı olacaktır: Vücudumuzun %80′ i sudur. Yani canlı olarak vücudumuzun en önemli ihtiyaçlarından biri sudur.
Ancak fazla su içtiğimiz anda vücudumuz su dengesini sağlayamaz ve tepki verir. İşte burda kaygı üst sınıra çıkarmadan kontrol altına almamız gerekiyor. Bunun içinde yapmamız gereken en önemli eylemlerden biri sahip olduğumuz psikolojik düşünceyi kontrol altına almak. En kolayı yolu ise yaşadığımız o anki olumsuz olayları olumlu bir şekile dönüştürüp cümle hâlinde kendi iç benliğimize aktarmaktır. Bununla ilgili bir kaç örnek yazayım.
“Bu sınavda başarısız olacağım ve herkes aptal olduğumu düşünecek” düşüncesi yerine, “Başarısız olmak ya da olmamak benim elimde. İstersem başarılı olabilirim. Başarısız olsam bile bu benim aptal olduğumu göstermez “Eğer bu sınavda kötü alırsam her şey berbat olur, sınıfta kalabilirim, okuldan atılabilirim, her şey mahvolur” gibi olumsuz bir düşünce yerine “Bu sınavda kötü not alacağımı nereden biliyorum? Ayrıca bir sınavda kötü not almak dünyanın sonu değil.
Bu sınavı hayatımın son şansı gibi görmekten vazgeçmeliyim “Ellerim titriyor, ne yapacağım ben” düşüncesi yerine “Ellerimin titremesi doğal, bunu elimden geldiğince kontrol etmeliyim” şeklinde aklınızdan geçen bu olumsuz düşünceler yerine daha gerçekçi ve olumlu düşünürseniz kaygılarınızın azaldığını ve artık bedeninizden gelen sinyallerinde eskisi kadar olumsuz yorumlamadığınızı göreceksiniz. Ayrıca bedensel belirtilerini hem sınav öncesinde hem de sınav sonrasında yavaş yavaş kaybolduğunu fark edeceksiniz.
Bunlara benzer onlarca örnek yazılabilir ancak emin olmamız gereken bir konu var; düşünce yapımız bizi çözdüğümüz soru sayısından daha çok nete götürecektir. Kaygıyı düzeyde tutmayı başaran herkes istediği başarıyı muahakkak elde etmiştir. Sınavla ilgili durumlarda kişinin kendisiyle olumlu bir diyalog kurması çok önemlidir. Sınav öncesinde ve sınav sırasında kendinizle ne tür cümlelerle konuştuğunuzu belirleyin. Olumsuz ve akılcı olmayan cümleler yerine, rahatlamanızı sağlayacak olumlu cümleler bulmaya çalışın. Şimdiye kadar sınav sonuçlarının iyi olması için neler yapmamız gerektiğini konuştuk. Şimdi de tüm bunları uyguladıktan sonra çok kötü gelen sınav sonuçlarıyla ilgili konuşalım.
Örneğin; üniversite sınavına çalışıyorsunuz kodlama hatası yaptınız veya tüm soruları çözdünüz ama yetersiz puan aldınız. Bu bir öğrenci için yolun sonu veya onun artık hiç bir zaman başarılı olmayacağı anlamına gelmez. Ben bu konuda başarısız olduğum anda her zaman şu şekilde düşünüyorum: ” Daha önce hiç bilmeden, deneyim sahibi olmadan başaracağımı düşündüğüm işlere cesaret ettim girdim. Evet, ilk denememde başarısız oldum ancak şimdi bu işlerin karşısında tecrübesiz biri yok tam tersi hatalarında ders almış daha tecrübeli biri var. Asıl şimdi tekrar denemeliyim.” şeklinde cümle kuruyorum iç benliğimde.
Bunu sınavda başarısız olduğumuz zamanda düşünelim. Çünkü o sınava iki defa hazırlanan hatta olmadı 3 – 4 defa hazırlanan bir sen varsın. Diğer arkadaşlarına göre daha çok soru çözmüş daha çok konu tekrarı yapmış daha iyi eksiklerini fark etmiş sen olacaksın. Aslında senin için daha güçlü bir şans doğmuş oluyor.O yüzden sınavda başarısızlığınla ilgili duygusal çöküntüler veya travmaya girip vakit kaybetme. Çünkü zaman çok kıymetli ve hızlı geçen bir süreçtir. Bunla ilgili şöyle bir söz var; “Bundan bir yıl sonra bugün başlamış olmayı dileyeceksin. (Karen Lamb)
“Son olarak, sınavdan sonra şu maddeleri hayatına entegre et: Sınav sonrasında başarısız olunan konular tespit edilip eksiklikler ve yanlışlıklar üzerinde durulmalıdır. Yanıtlar ya da değerlendirme sonuçları incelenerek, en iyi ve en zayıf olduğunuz soru tiplerine bakın. Yanlış ya da eksik bilgilerinizin nereden kaynaklandığını inceleyin.
Zamanı doğru kullanıp kullanmadığınızı düşünün ve hatalarınızdan ders çıkarın ve daha sonraki sınavlarınız için olumlu bir bakış açısı belirleyin. Bir sonraki sınavda başarılı olmak için neler yapılması gerektiği planlanmalı ve bunlar uygulamaya geçirilmelidir. Sınavdan sonra çok çalıştığınız için kendinizi ödüllendirin. Ve unutma!!!!Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir. (Mark Kay)