TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, sıkı parasal duruşun; “enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı önemli bir tampon” işlevi göreceğini vurguladı.
Kavcıoğlu, TCMB’nin bugün yayımlanan Finansal İstikrar Raporu’ndaki önsöz yazısında, TCMB‘nin fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceğinin altını çizerek, şöyle dedi:
“Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrarın, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmektedir.”
Türkiye ekonomisinde, 2020 yılının üçüncü çeyreğiyle başlayan “güçlü seyir iç ve dış talep ile desteklendiğini” belirten Kavcıoğlu, “Sanayi üretimi kuvvetli bir seyir izlerken, salgın kaynaklı belirsizlikler ve kısıtlayıcı tedbirlerin etkisiyle hizmetler sektöründe kaydedilen toparlanma görece sınırlı kalmıştır” dedi ve şöyle devam etti:
“Dış talepteki artış, altın ithalatındaki gerileme ve kredilerde finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle kaydedilen yavaşlama ile cari işlemler dengesinde gözlenen iyileşmenin önümüzdeki dönemde de süreceği öngörülmektedir.
“Salgına yönelik ekonomik tedbirlerle borçluluk seviyeleri 2020 yılından itibaren tüm dünyada artmaktadır. Bu dönemde ülkemizde de gerek hanehalkının gerekse reel sektörün borçluluk oranlarında artışlar olmuş, ancak söz konusu oranlar gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altında ve görece düşük seviyelerde gerçekleşmeye devam etmiştir.
“Reel sektör firmalarının yabancı para pozisyonundaki iyileşme eğiliminin devam etmesi ve kısa vadeli yabancı para borç karşılama oranındaki kuvvetli seyir mali bünyelerinin kur gelişmelerine karşı dayanıklılığını artırmaktadır. Hanehalkı tarafında ise bireysel kredilerde salgın döneminde görülen artış, son dönemde yavaşlamıştır.
“Söz konusu eğilimin korunması, enflasyon ve cari dengenin sürdürülebilirliği ile makroekonomik ve finansal istikrar açısından önem arz etmektedir. Önümüzdeki dönemde kredi büyüme oranlarının gerilemeye devam etmesi beklenmektedir.
“Bankaların ihtiyatlı karşılık politikaları, yüksek sermaye ve likidite tamponları ile güçlü bilanço yapısı sonucunda aktif kalitesi kaynaklı riskler yönetilebilir seviyede seyretmeye devam etmektedir.”