Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz o savaştan kaçıp bize sığınanlara ne bay bay Kemal’in yaptığını ne diğerlerinin yaptığını yapamayız. Çünkü bu zihniyet bir terör zihniyetidir. Bir terörist zihniyetidir. Onlar bunu rahat yapabilir ama biz yapamayız. Sığınmacıların geri dönüşünü güvenli bir şekilde sağlayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Kongre Merkezi’nde ‘Kadınların Türkiye’si İstanbul Buluşması’ programına katıldı.
Erdoğan, “Sizlerin vasıtasıyla ülkemizin tüm kadınlarını, tüm hanım kardeşlerimi canı gönülden selamlıyorum. Bu vesileyle bir kez daha cennetin ayakları altına serildiği gül yüzlü annelerimize buradan saygılarımı iletiyorum. Özellikle bölücü örgütün zorla dağa kaçırdığı ciğerparelerine kavuşmak için aylarca nöbet tutan Diyarbakır Anneleri’ne hürmetlerimi sunuyorum. Bu güzel atmosferde gönüllerimizi buluşturan AK Parti Kadın Kolları Başkanlığımıza, teşkilatımızın mensuplarına özellikle teşekkür ediyorum.
Salonlardan sokaklara taşan şu coşkunuz için teşekkür ediyorum. 14 Mayıs günü şahsıma ve Cumhur İttifakına verdiğiniz destek için sizlere tek tek teşekkür ediyorum. Mecliste Cumhur İttifakı olarak 323 milletvekiliyle çoğunluğu elde ettik. Böylece seçimlerin meclis boyutuyla ilgili sınavının alnımızın akıyla verdik. Cumhurbaşkanlığında da yüzde 49,52 oy oranıyla ilk turu rakibimizden yaklaşık 5 puan önde bitirdik. 27 milyondan fazla insanımızın teveccühüne mazhar olduk” dedi.
“HİZMET VE ESERLERİMİZDE DE AZİZ MİLLETİMİZİN HUZURUNDAYIZ
“Şimdi önümüzde seçimlerin en kritik aşaması var” diyen Erdoğan, “Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turu için sadece bir gün kaldı. Bu pazar bir kez daha sandıklara gidecek, belki de hayatımızın en önemli tercihlerinden birini yapacağız. Sadece kendimizle ilgili değil, ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğini dahilinde çok mühim bir karar vereceğiz. Bizi siz hanım kardeşlerimiz gibi milletimiz gibi tüm dünya biliyor, tanıyor. Afrika’dan, Asya’ya, Balkanlardan Türk cumhuriyetlerine kalbi bizimle olan yüz milyonlarca kardeşimiz biliyor.
Sadece söylemlerimizde değil, hizmet ve eserlerimizde de aziz milletimizin huzurundayız. Vatanımızın istiklal ve istikbali uğrunda verdiğimiz mücadeleyle milletimizin huzurundayız. Hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurlara sahip çıkarak milletimizin huzurundayız. Türkiye’ye son 20 yılda kazandırdığımız nice eserleri tanıştırdığımız nice başarıyla milletimizin huzurundayız. Elbette her kul gibi yapmak isteyip de yapamadıklarımızı eksiklerimizle, kusurlarımızla milletimizin huzurundayız. Diğer tarafta ise bürokratik kariyerine SSK’yı batırmayı, siyasi kariyerine de CHP’yi batırmayı sığdırmış bir kifayetsizlik örneği var.
Kardeşlerim daha iki hafta öncesine kadar bedava ev vadettiği insanları sırf oy vermediler diye gece yarısı kapı dışarı eden bir vicdansızlık örneği var. Koltuğunu korumak için Kandil’deki terör elebaşlarından Pensilvanya’daki hainlere kadar hepsine çiçek dağıtan bir teslimiyet var. Rakiplerini minder dışına atmak için şantaj, baskı, tehdit, kumpas dahil her yolu meşru gören bir ilkesizlik var.
Bakanlık pazarında toplamda yüzde biri zor bulan böyle bir gruba 40 milletvekili dağıtan bir garip insan. Fakat bir özelliği daha var nedir o? Hesap uzmanı. Bu nasıl hesap uzmanı ki yüzde 1 bile olmayanlara kalkıp kendi milletvekili sayılarını neredeyse yok edecek sayıda bir oranla 40 tane milletvekilliği de alacak. Şimdi bu pazar çok önemli. Bu pazar inşallah benim milletim hesap uzmanlığının en güzel örneğini sandıklarda onlara vereceğiz” diye konuştu.
“PAZARTESİ GÜNÜ DE FETHİ MÜBİNİ KUTLAYALIM”
Konuşması sırasında hazırlanan videoyu salondakilere izlemesinin ardından Erdoğan, “Şimdi soruyorlar delil, buyurun delil. Belge, buyurun belge. Daha ne istiyorsunuz? Şu anda ne diyor? ‘Eğer Selo’nun dışarı çıkmasını istiyorsanız oyları Kılıçdaroğlu’na vereceksiniz’ Kim bu Selo? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan teröristtir. Şu anda Edirne’de cezasını çekiyor. Bu ülke hukuk devleti değil mi? Hukuk devleti. Hukuk devletinde sen kendini tamamen hukukun üzerine çıkartıp eğer Selo’nun çıkmasını istiyorsanız ‘Oyları bize vereceksiniz.’ nasıl dersiniz?
İşte bunun için Erdoğan 323 kişiyle beraber bu yola devam ederse hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu parti CHP ne diyor? Diyor ki ‘Bırakın general olsa ne yazar’ Halka ne diyor? ‘İt sürüleri’ diyen kim? İşte o da yine bir HDP’li. Ben şimdi burada merak ediyorum. Bu yargı nerede? Bu şekilde saldıran birisine karşı şu ana kadar yargı devreye girdi mi? Maalesef yargı da devreye girmedi. Ama bu onlardan değil. Farklı bir kesimden olmuş olsaydı herhalde yakasına yapışıp hemen içeri alırlardı. Niye?
Gazi Mustafa Kemal’e hakaretten. Değerli kardeşlerim, işte tüm bunları bir düzene sokmak için karşımızdaki bu tabloyu çok iyi göreceğiz. Pazar günü inşallah sandıkları patlatacağız hep beraber. Her zaman benim bir sözüm var. Kale içeriden fethedilir. Sizinle bu fethi yapacağız. Hatırlayın. Pazartesi günü İstanbul’un fethi. Öyleyse Cumartesi günü yani yarın. 14 Mayıs 1950 Menderes’in çok partili dönemdeki adımı atışı. İnşallah pazar günü de hep beraber AK Parti’nin cumhurbaşkanlığındaki zaferiyle bu işi neticelendirelim diyoruz.
Pazartesi günü de fethi mübini kutlayalım. Bunların her gün daha çok çirkinleşmelerinin, seviyeyi biraz daha dibe çekmelerinin sebebi işte budur. Suçüstü yakalandılar. Bizi hedef alarak, bize ve milletimize hakaret ederek paçalarını kurtarmaya çalışıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar hakikatin üzerini örtemezler. Tabii bunun için asıl sorumluluk bize düşüyor. İşi şansa bırakamayız. ‘Nasıl olsa öndeyiz’ duygusunun, bizi rehavete sürüklemesine izin veremeyiz. 14 Mayıs’ta yarım bıraktığımız işi inşallah 28 Mayıs’ta hem de ezici bir çoğunlukla tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.
“ÖZELLİKLE 28 MAYIS’TAKİ GİBİ SEÇİM HAYATIMIZDA BİR KEZ YAŞANIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandığına mutlaka gitmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Kardeşlerim Pazar günü oy kullanmak ve sandıklara sahip çıkmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Hayatta pek çok şeyin telafisi vardır. Ama sandığın telafisi yoktur. Arkadaşlarla daha sonra bir araya gelinir. Tarladaki, bağdaki, bahçedeki işler ertesi günde yapılır. Ama sandık önümüze sadece 5 yılda bir gelir. Özellikle 28 Mayıs’taki gibi seçim hayatımızda bir kez yaşanır. Sizlerden sabahın çok erken saatlerinden itibaren oy verme yerlerine gitmenizi, oraları bayram yerine çevirmenizi özellikle rica ediyorum.
Sadece kendiniz gitmekle kalmayacaksınız. Eşinizin, dostunuzun komşunuzun başka yerlerdeki akrabalarınızın da mutlaka sandığa gitmesini sağlayacaksınız. 28 Mayıs’ta bir kez daha sandığa kadın elinin gideceğine inanıyorum. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. Rabbim dayanışmamızı daim eylesin diyorum. Kıymetli hanımefendilerim çok değerli dava arkadaşlarım, 40 yılı bulan siyaset yolculuğumuzda hep kadınlarımızda omuz omuza yürüdük. Biz bugünlere siyaset mühendislikleriyle değil analarımızı hayır dualarıyla geldik.
Önümüze çıkartılan engellerin hayatımıza kastetmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldik. Bugün bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki ülkeye ve millete hizmet mücadelemizin en önemli kahramanları kadınlardır. 3 Kasım seçimleriyle Anadolu ihtilalini başlatanlar kadınlardır. Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından kurtaranlar kadınlardır. Maruz kaldığı onca saldırıda milli iradeye siper olanlar kadınlardır. 15 Temmuz gecesi tanklara, uçaklara meydan okuyanlar kadınlardır” diye konuştu.
“BİZDEN ÖNCE 70 YILDA YAPILAMAYAN HİZMET VE REFORMU BİZ 21 YILA SIĞDIRDIK”
Erdoğan, “Türkiye’nin ekonomiden ticarete, hak ve özgürlüklerden tarıma, turizme, eğitime, sağlığa, tüm alanlarda yazdığı destanın altında sizlerin, siz hanım kardeşlerimizin imzası, alın teri ve emeği vardır. Başörtünüzden dolayı üniversite kapılarından geri çevrildiğinizde sizler sabrettiniz. Kılık kıyafetinizden dolayı iş bulamadığınızda, işinizden olduğunuzda sizler ümitsizliğe kapılmadınız. Eli kanlı cahiller daha körpe bir fidanken çocuklarınızı sizden kopardığında pes etmediniz. Gerektiğinde 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi canınız pahasına istiklal ve istikbalimize sahip çıktınız.
Ayrımcılığa maruz kalsanız da, önünüze engeller çıkartılsa da siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata kadar hayatın her alanında başarıdan başarıya sizler koştunuz. Ben de sizlerin yanındayım. Hiç endişeniz olmasın. Sonuna kadar. Pazara kadar değil, mezara kadar sizinle beraberim. Tıpkı Nene Hatun gibi Şerife Bacı gibi merhum Şule Yüksel Şenler gibi adınızı tarihe şimdiden altın harflerle yazdırdınız. Sizlerin şahsında ülkemizin tüm cesur kadınlarını tebrik ediyorum. Şimdi isterseniz son 21 yılda ülkemize kazandırdığımız eserlere de şöyle bir bakalımö diyerek salondakilere hazırlanan videoyu izlemesini istedi. Ardından konuşmasına devam eden Erdoğan, “Bizim referansımız bunlar.
Acaba bay bay Kemal’in referansı nedir? Dün akşam Meral Hanım diyor ki, ‘Erdoğan batırır, Kemal çıkarır’. Daha bunlar gerçekten rabbimizin ifade ettiği, buyurduğu gibi ‘Gözleri var görmez, kulakları var duymaz, kalpler mühürlü’. Ama bunların böyle bir derdi de yok. Her şey yalan üzerine kurulu. İşte bu yalanlara da gelin pazar günü son verelim. Bıktık bu yalanlardan. Bizden önce 70 yılda yapılamayan hizmet ve reformu biz 21 yıla sığdırdık. Bunu da kadını erkeğiyle, 85 milyon olarak hep beraber başardık. Rabbim hepinizden razı olsun. Ayağınıza taş değdirmesin diyorum.
Eğitimde sıraların üzerine kitapları yerleştirdik mi? İlk, orta, lise ücretsiz olarak kitapları yavrularımıza verdik mi? 78 adet üniversite vardı. Bunların sayısını 208’e çıkardık mı? Türkiye’de 81 vilayetin tamamında üniversitelerimiz var mı? Artık benim Iğdır’daki evladım üniversite için İstanbul’a gelmeyecek. Muş’taki Ankara’ya gelmeyecek. Bulundukları ilde isterlerse üniversiteye gidebilecek. Bunları başardık. Bütün bunlarla beraber üniversiteler, harç. Bu harçları kim kaldırdı? Biz kaldırdık. Daha önce harçlar vardı. Bu harçtan dolayı üniversite öğrencileri sürekli gösteriler yapıyorlardı. Dedik ki, ‘Ya şunu kaldıralım. Bu harç belasından öğrencilerimizi kurtaralım. Bu işi bitirdik” dedi.
“İSTİHDAMDAKİ KADIN SAYISINI 6 MİLYONDAN ALDIK 10,5 MİLYONA YAKLAŞTIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay bay Kemal, acaba sen şimdi bu konuda da üniversite öğrencilerine ne diyorsun? Kendine ait bir tane televizyon mecrası var. Orada da atıyor, tutuyor. Ama bazı uyanık gençler köşeye de sıkıştırıyorlar. Şimdi biz açık ve net konuşuyoruz. Diyoruz ki buyurun. Bak 45 liraydı biz göreve geldiğimizde burs. Şimdi 850 asgari ücret. Lisans öğrencilerine uygulama farklı, lisans üstü, doktora öğrencilerine asgari ücrete kadar ne yapıyor?
Bu kredi, burs çıkıyor. Biz bunların önünü açtık. Kardeşlerim sizlerin tüm zorluklara rağmen yürüttüğünüz mücadeleyi elimizdeki tüm imkanları seferber ederek destek olduk, katkı verdik. Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere ülkemizin beşeri sermayesinin önündeki engelleri biz kaldırdık. Kadınlar haklarını kullanırken başörtülü ve başı açık ayrımına gidilmesini biz ortadan kaldırdık. Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı haline yine biz getirdik. Aile içi şiddeti, şikayete tabi olmaktan çıkardık. Resen takip edilen suçlar arasına aldık. ŞÖNİM, Kadın Konuk Evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalarla ihtiyaç duydukları her an kadınlarımızın yanında olduğumuzu biz gösterdik.
Kadınlarımızın en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranını yüzde 70’lerden yüzde 88 seviyesine ulaştırdık. Hem çalışan, hem evinde ailesi ve çocuğuyla hayatını sürdüren kadınların her an yanında olduk. Ebeveynlerden birine çocuk ilköğretim çağına gelene kadar kısmi süreli çalışma imkanı sağladık. İş gücüne katılım düzeyi yüzde 27’lerde olan kadınlarımız bugün yüzde 36 ile cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmıştır. İstihdamdaki kadın sayısını 6 milyondan aldık. 10,5 milyona yaklaştırdık. Geçmişte sadece bazı faaliyetlerin aracı olarak görülen kadın kolları teşkilatlanmasını partimizin 3 ana sac ayağından biri yaptık. Bizden önce ortalama yüzde 2’nin altında olan siyasette kadın temsil oranını her yıl sürekli artırdık.
Bu oran 28’inci dönemde yüzde 20’yi aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaştı. Meclisin en geç kadın milletvekilleri bizim partimizde siyaset yapıyor. 50 kadın milletvekiliyle mecliste en fazla kadın vekil bulunduran parti yine biziz. Kadın kollarımız burası çok önemli 6 milyona yakın üyesiyle Türkiye’nin en büyük kadın sivil toplum kuruluşu konumunda. Kadınlarımız için saymaya kalksak saatler sürecek daha birçok reformu, özgürlüğü, teşvik ve uygulamayı hayata geçirdik.
Bu süreçte özellikle bir hususa çok önem verdik. Bizim aleyhimizde ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığımızdan itibaren pek çok kampanya yürüttüler. ‘Bunlar göreve gelirse kadınları dışarı çıkarmayacak’ dediler. ‘Bunlar başkan olursa kadınların haklarını ellerinden alacaklar’ dediler. ‘Bunlar sorumluluk üstlenirse insanların hayat tarzına müdahale edecek’ dediler” şeklinde konuştu.
“İŞ HAYATINA KADAR KADINLARA HER ZULMÜ YAPTILAR”
Erdoğan, “Tezvirat yaptılar. Milletimizi bize karşı kışkırtmaya çalıştılar. Sadece siyasetçiler değil, medya kuruluşları, dernekler, sendikalar bile bu korku siyasetine alet oldular. Biz tüm bu algı oyunlarına rağmen aziz milletimizin teveccühüyle 1994’te göreve geldik. Bırakın kadınları dışlamayı, hanım kardeşlerimize yönelik pek çok projeyi devreye aldık. Hiçbir ayrım yapmadan kadınların özgürlük, çalışma, istihdam ve temsil alanlarını genişlettik. Aleyhimizde yapılan onca kara propagandaya rağmen hiç kimsenin yaşam biçimine karışmadık. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde de bu hassasiyetimizi hep koruduk. Ama bize kadın hakları konusunda nutuk atanlar, ikna odalarında bizim öğrenci yavrularımıza ne acılar çektirdiler, ne zulümler yaptılar, Bay bay Kemal önce bunu anlatsın.
Kızlarımızın başlarındaki başörtüleri çekip aldılar. Ve ikna odalarında zulmettiler. Ve bu, Bay bay Kemal’in yardımcısıydı aynı zamanda. Bu çileyi çekenler, bu derdi üstlenenler, hep bizim yakınlarımızdı. Şimdi ne oldu? O hanımı da kapı dışarı etti. Bay bay Kemal’den bir şey olmaz. İş hayatına kadar kadınlara her zulmü yaptılar. Bize hayat tarzı dersi verenler ne dedi? Bay bay Kemal bir metrelik bez parçası dedi. Ben şimdi başörtülü kızlarımıza sesleniyorum, başörtülü hanımlara sesleniyorum. Yahu bir metrekarelik bez parçası diyen bu adam her numarayı yapar.
Başörtülü bayanları alıp onlara rozette takar, her numarayı yapar. Çünkü bunun meşrebi, mizacı her şeyi bozuk. Ve başörtüsüne hakaret etmekten yasakların sürmesi için mahkemelere koşmaya kadar her türlü faşizmi bunlar sergilediler. Lafa sürekli insan hayatından başlayanlar bölücü terör örgütünün dağa kaçırdığı daha 12 yaşındaki kız çocuklarıyla ilgili tek kelime etmediler.” diyen Erdoğan, “Bay Bay Kemal sen Diyarbakır annelerine hiç gittin mi? Niye uğramadın? Sembolik olarak oraya birilerini göndermen bu işi kurtarmaz.
Ama Diyarbakır anneleri seni çok iyi tanıyor ve inşallah en büyük dersi de sana onlar verecek. Senin teşkilatında tacizse taciz genç kızlara zulümse zulüm, gencecik yaşında, alçakça katledilen şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın evlatlarını korumak için bombanın üstüne atlayan Hatice Belgin ve nice kadın için bir damla gözyaşı dökmediler. Bir üzüntü cümlesi kurmadılar” dedi.
“AĞIZLARINI DOLDURA DOLDURA DEVLETE KATİL, HATTA SERİ KATİL İFTİRASI SATTILAR”
Erdoğan, “Ağızlarını doldura doldura devlete katil, hatta seri katil iftirası sattılar. PKK’sından DHKPC ve MLKP’sine katil sürüleri söz konusu olduğunda ise bu alçaklara çiçek, çocuk muamelesi yaptılar. Şimdi çıkmışlar bu kara sicillerine bakmadan yalan ve iftiralarla milletimizi korkutmaya çalışıyorlar. Ama yine başaramayacaklar. Hedeflerine yine ulaşamayacaklar. Kadınları seçim yenilgilerine ortak edemeyecekler. Bu bayat numaraları inşallah Pazar günü bizzat hanım kardeşlerim çöpe atacak çöpe.
Evet yeni dönemde özellikle aile kurumunun bizde aile kurumu malum kutsal. Bundan taviz veremeyiz. Kardeşlerim bu CHP, LGBT’ci mi? Bu HDP, LGBT’ci mi? İYİ Parti LGBT’ci mi? Bu 7’li masada olan diğer yavrular, onlar da ses çıkarmadığına göre LGBT’ci mi? AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? MHP’ye LGBT sızabilir mi? Aynı şekilde Cumhur İttifakı’nın diğer ortaklarına LGBT sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ve inşallah şu seçimden sonra önemli olan adımımız bir an önce aile kurumunu güçlü bir konuma oturtmaktır. Bu adımı atacağız.
Kim ak kim beyaz, o da parlamentoda ortaya çıkacak. Ve bizler bu adımla birlikte bir şeyi ispatlayacağız. O da şu, bunların milli ve yerli olma konusu sadece eşya da değil, ailede de ortaya çıkacak. Ne denli bunlar milli, ne denli bunlar yerli, ne denli bunlar ecdadının yolundan gidiyor gitmiyor, bunları ispatlayacağız. Küresel kültürün ve güçlerin dayatmasıyla giderek adeta veba gibi yayılan bu akımlarla ilgili şimdiden gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Pazar günü bunun aynı zamanda bir imtihanıdır” diye konuştu.
“KIZLARIMIZIN BAŞLARINDA BAŞÖRTÜLERİ ÇEKİP ALDILAR VE İKNA ODALARINDA ZULMETTİLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadın kollarımız, burası çok önemli. 6 milyona yakın üyesiyle Türkiye’nin en büyük kadın sivil toplum kuruluşu oldu. Bunun dışında kadınlarımız için saymaya kalksak saatler sürecek daha birçok reformu, özgürlüğü, teşvik ve uygulamayı hayata geçirdik. Bu süreçte özellikle bir hususa çok önem verdik. Bakınız bizim aleyhimizde ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığımızdan itibaren pek çok kampanya yürütüldü. Bunlar göreve gelirse kadınları dışarı çıkarmayacak dediler. Bunlar başkan olursa kadınların haklarını ellerinden alacak dediler. Bunlar sorumluluk üstlenirse insanların hayat tarzına müdahale edecek dediler. Daha bunun gibi bir sürü yalan söylediler, tezvirat yaptılar.
Milletimizi bize karşı kışkırtmaya çalıştı. Sadece siyasetçiler değil, medya kuruluşları, dernekler, sendikalar bile bu korku siyasetine alet oldu. Biz tüm algı oyunlarına rağmen aziz milletimizin teveccühüyle 1994’te göreve geldik. Bırakın kadınları dışlamayı hanım kardeşlerimize yönelik pek çok projeyi devreye aldık. Hiçbir ayrım yapmadan kadınların özgürlük, çalışma, istihdam ve temsil alanlarını genişlettik. Aleyhimizde yapılan onca kara propagandaya rağmen hiç kimsenin yaşam biçimine karışmadık. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde de bu hassasiyetimizi hep koruduk. Ama bize kadın hakları konusunda nutuk atanlar buraya geliyorum ikna odalarında bizim öğrenci yavrularımıza ne acılar çektirdiler, ne zulümler yaptılar, bay bay Kemal önce bunu anlatsın.
Kızlarımızın başlarında başörtüleri çekip aldılar ve ikna odalarında zulmettiler. Ve bu bay bay Kemal’in yardımcısıydı aynı zamanda. Bu çileyi çekenler, bu derdi üstlenenler hep bizim yakınlarımızdı. E şimdi ne oldu? Ve o hanımı da kapı dışarı etti. İş hayatına kadar kadınlara her türlü zulmü yaptılar. Bize hayat tarzı dersi verenler ne dedi bay bay Kemal bir metrelik bez parçası. Ben şimdi başörtülü kızlarımıza sesleniyorum. Başörtülü hanımlara sesleniyorum. Yahu bir metrekarelik parçası diyen bu adam her numarayı yapar. Başörtülü bayanları alır, onlara rozet de takar. Her numarayı yapar. Başörtüsüne hakaret etmekten yasakların sürmesi mahkemelere koşmaya kadar her türlü faşizmi bunlar sergiledi.
Lafa sürekli insan hayatından başlayanlar, bölücü terör örgütünün dağa kaçırdığı, daha on iki yaşındaki kız çocuklarıyla ilgili tek kelime etmedi. Bay bay Kemal sen Diyarbakır annelerine gittin mi? Niye uğramadın? Sembolik olarak oraya birilerini göndermek bu işi kurtarmaz ama Diyarbakır anneleri seni çok iyi tanıyor ve inşallah en büyük dersi de sana onlara verecek. Senin teşkilatında tacizse taciz genç kızlara zulümse zulüm. Gencecik yaşında alçakça katledilen şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın, evlatlarını korumak için onların üstüne atlayan Hatice Belgin ve nice kadın için damla gözyaşı dökmediler, bir üzüntü cümlesi kurmadılar” şeklinde konuştu.
“FAİZSİZ İLK İKİ YILDA ÖDEMESİZ 4 YILLIK 150 BİN LİRA KREDİ VERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere faizsiz kredi verileceğini söyleyerek, “Finansmanını Karadeniz doğal gazı ve Gabar Petrolünden sağlayacağımız Aile ve Gençlik Bankası’yla işte bunu amaçlıyoruz. Çıkmış bay bay Kemal diyor ki ne kadar borcunuz varsa gelir gelmez diyor bu borçların hepsini sileceğiz. Ya sen bir defa parlamentoda yoksun. Nasıl sileceksin? Parlamentoda 323 var Cumhur İttifakı. Onların. Olmadan böyle bir yasal değişikliği nasıl yapacaksın? Ya milletimizi bu herhalde hepten hiçbir şey bilmez konumuna düşürüyor.
Onun için pazar günü buna öyle bir ders vermeliyiz ki öyle bir Osmanlı şamarı atmalıyız ki bir daha belini doğrultamamalı. Ve bizim şu anda söylediğim hesaplarımıza göre önümüzdeki dönemde 100 milyar doları bulacak bir kaynağı biz bu şekilde organize edebileceğiniz. Biz kaynak söylüyoruz. Kemal efendi senin kaynağın nerede? Söyle bana. Yok. Sadece atıyor. Bununla çalışana, emekliye, kadına, gence, engelliye. üreticiye velhasıl ülkemizdeki her kesime biz destek olabileceğiz. Aile ve gençlik bankası vasıtasıyla ev hanımlarımızın emekliliğine, primlerinin üçte birini ödeyerek katkı sunacağız. Hanımlar bunları iyi anlatın ha.
Bunları iyi anlatmanız lazım. Bak biz kaynak söylüyoruz. Kaynağı var. Gençlerimizin eğitimden istihdama kendi işini kurmadan evliliğine kadar attıkları her adımda yanlarında yer alacağız. Evlenecek gençlerimize burası çok önemli. Bekar gençler özellikle söylüyorum faizsiz ilk iki yılda ödemesiz 4 yıllık 150 bin lira kredi vereceğiz. Pek çok kalemdeki desteklerle hem aile yapımızı yoksulluk ve salgınlık tehdidinden koruyacak hem de gençlerimizin yanında olacağız. Hükümet olarak son 21 yılda hep sizlerin taleplerine kulak verdik.
Kadınların ne sorunu varsa hepsine de çözüm bulmaya çalıştık. İnşallah önümüzdeki dönemde de bunun çabasını harcayacağız. Emeklilerimizin, işçilerimizin, esnafımızın, sanayicilerimizin derdine derman olurken, milletimizin gündemindeki meseleleri ihmal etmeyeceğiz. Sığınmacılar konusunda da CHP Genel Başkanı’nın yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemleriyle asla başvurmayacağız” şeklinde konuştu.
“BİZ ENSAR OLMAYA TALİBİZ, MUHACİR DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlardır mazlumların sığınağı olan bu ülke, bir daha söylüyorum burası çok önemli Boraltan Köprüsü Faciası gibi utanç sahneleri kesinlikle yaşattırmayacağız. Hatırlayın o günü ne diyorlardı? Bizi Ermenilerin eline bırakmayın. Türklere söylüyorlar. İnönü’nün olduğu dönem. Bizi siz öldürün ama Ermenilere bırakmayın. İşte meşhur Boraltan Faciası’nı budur ama bunu görmezden geliyorlar. Bunu hatırlamazdan geliyorlar. Aynen şimdi de sığınmacılara uyguladıkları olay budur.
Biz bu ülkede defa Suriye’nin kuzeyinde şu anda yaptığımız briket evlerle 600 bin sığınmacıyı bu evlere taşıdık, taşıyoruz. Şimdi Katar’la yaptığımız işbirliğiyle de bir milyon yine sığınmacı inşallah yapacağımız bu konutlarda da onları iskan edeceğiz. Biz bir şeyi yaparken alternatifini hazırlıyoruz. Ona göre de adımı atıyoruz. Öyle sizi kovuyoruz, sizi barındırmayacağız lafa bak, geldiğimizin ertesi günü bunların hepsini sınır dışı edeceğiz. Biz ensar olmaya talibiz, muhacir değil. Bunlar savaştan kaçarak buralara geldi. Aynı şey Allah göstermesin bizim de başımıza gelebilir diyor.
Ama biz o savaştan kaçıp bize sığınanlara ne bay bay Kemal’in yaptığını ne diğerlerinin yaptığını yapamayız. Çünkü bu zihniyet bir terör zihniyetidir. Bir terörist zihniyetidir. Onlar bunu rahat yapabilir ama biz yapamayız. Sığınmacıların gönüllü, güvenli, onurlu bir şekilde vatanlarına geri dönüşünü sağlayacağız. Terörden arındırdığımız bölgelere zaten şimdiye kadar 554 bin sığınmacı bu şekilde geri döndü. Hayırseverlerimizin bağışlarıyla yapılan yüz bini briket eve 88 bini yakın aile yerleştirildi. Kalıcı konut projesinin tamamlanmasıyla inşallah bu sayıya 1 milyon daha eklenecek.
Biz de bu süreçte sığınmacıların dönüşlerini teşvik edeceğiz. Aileye sahip çıkmak, sadece siyasetçinin ve devletin görevi değildir. Aile kurumuna ve gençlere sahip çıkmak, başta kadınlar olmak üzere tüm toplumun vazifesidir ve biz güçlü aile güçlü millet demektir buradan hareket ediyoruz. Öncü rolü sizler göstereceksiniz. Ülkemiz kadınlarının inandığı ve sahiplendiği hiçbir meselenin başarısız olma ihtimalinin bulunmadığını tecrübelerimizden çok iyi biliyoruz. Allah’ın izniyle siz bu konuda bizi desteklerseniz, bizim önümüzü kimse kesemez. Ama siz evlatlarınızın geleceğine sıkı sıkıya sahip çıkarsanız onların istikbalini kimse karartamaz” dedi.