Acemaşiran makamıyla açmak istiyorum bu yazımı, ilk duyduğumda gönlüme sevinç, kalbime bir aydınlık veren makamdan.
Acemaşiran makamını ilk olarak Oruç Güvenç’ten dinledim tabii daha fazlası da var. Nasıl mı tanıştım, müzisyen bir tanıdığım ”Acemaşiran makamı gönül makamıdır, üçüncü gözü açar, ilham verir, yaratıcılığı ateşler ”demişti. Tabii ki siz de öğrendiniz beni, meraklı ve birazda hoşlandığım şeylere takıldığımı…Bununla yetinmedim makamları ve iyi geldikleri hastalıkları da öğrendim yine aynı arkadaşımdan. Sizde bir araştırma yapabilirsiniz hiç kuşkusuz çünkü bir araştırma yazısı yazmıyorum.
Bilirsiniz belki eskiden şifahanelerde Musiki ile ve su sesi ile çeşitli sağaltımlar yapılırmış. Hepimizin her şeyin bir frekansı var, organlarında ayrı ayrı frekansı var artık kanıtlanmış durumda, hatta bunun için cihazlar bile icat edildi, biorezonans gibi. Hastalıklarında frekans bozukluğundan kaynaklandığı kadim zamanlarda bilinen bir bilgi olmalıymış ki, müzik frekanslarından faydalanılmış. Günümüzde kuantum yasalarıyla yeniden keşfediliyor oysa …
Birde Golden Frekans var, 528 Hz Evrenin sevgi ve şifa frekansı, mucize frekansı da deniyor, aslında bana kalırsa kızmayın ne olur müzisyen dostlar, bir müzisyenin asli görevinin 528 Hz’i yani Golden frekansı titreştirmek olduğunu düşünüyorum. Bu frekans ne kadar çok yerde ve ne kadar uzun süre titreşirse o kadar sevgi, şifa, mucize yayılır; ütopik gelecek belki; gelirse gelsin ben Leyla’yım adımın hakkı hürmetine, savaşlar, katliamlar ortadan kalkar büyük bir ihtimalle, ne dersiniz olmaz olmaz dememeli…
O kadar ön yargılı davranmışız kendi kültürümüze, halbuki öyle zarif, öyle naif ki, bütün makamları dinleme fırsatım oldu ve kulağım güzelliklere öylesine alıştı ki kolay kolay başka müzik kabul etmeyecek…
Bugünlük de böyle olsun sevgilerimle…