Manisa’nın Demirci ilçesindeki 2 bin 300 yıllık geçmişe sahip Sidas Antik Kenti’nin, toprak altından çıkarılıp, turizme kazandırılması isteniyor.
Son olarak yasa dışı yollarla İtalya’ya götürülen 1800 yıllık yazıtın, hukuk mücadelesinin ardından Türkiye’ye teslim edilmesiyle gündeme gelen Sidas Antik Kenti, 100’e yakın loncasıyla dönemin Anadolu’nun ticaret merkezi konumunda olma özelliğini taşıyor. Dönemin Roma İmparatoru Hadrianus’un da ziyaret ettiği antik kent, stadyumunun bir bölümü dışında toprak altında. Üzerinde ot ve çalıların bittiği, ormanlık alanda kaybolan antik kentin üzerinde SİT alanı olmasına rağmen çiftçiler tarım yapıyor. Yöre halkı, Helenistik ve Roma döneminde güçlü olan, Bizans döneminde ise varlığını sürdüren antik kentin, gün yüzüne çıkartılıp, turizme kazandırılmasını istiyor.
‘ESKİDEN TURİSTLER GELİRDİ’
İcikler Mahallesi’nde yaşayan İsa Solak, Sidas Antik Kenti’nin turizme açılmasını istediklerini belirtip, “Buralar arazi olarak ekilip, biçiliyor ve kullanılıyor. Tabi ki SİT alanı ama bakımsızlıktan çalılıklara büründü. Eskiden turistler geliyordu, şimdi artık onlar da gelmez oldu. Bir şekilde buranın ayağa kaldırılmasını istiyoruz” dedi.
Kentin ziyaretçilerinden Köprübaşı ilçesinden Bülent Kayahan da yetkililere antik kente sahip çıkılması noktasında çağrıda bulundu. Kayahan, “İnşallah en yakın zamanda tarihimize sahip çıkarız. Bunlar bizim kültürel miraslarımız. Sidas Antik Kenti, ağaçlarla kaplı ve toprak altında. Buranın gün yüzen çıkartılıp, turizme kazandırılarak ekonomiye katma değer sağlamasını istiyoruz” dedi.
‘ÖNEMLİ VE BÜYÜK BİR KENT’
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Aigai Kazı Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, “Sidas Antik Kenti, Demirci ilçesinin İcikler Mahallesi’ne bağlı bir alanda yer alıyor. Bugüne kadar alanda hiçbir arkeolojik kazı çalışması yapılmadı ama elimizde elbette çok fazla yazılı kaynak var. Bölgede son 100 yılda ele geçmiş çok sayıda yazıt var. İtalya’dan getirilen yazıt da bu yazıtlardan biri. Antik yazılı kaynaklardan bilgilerimiz var. Kent aslında bu Lidya bölgesinin hemen kuzeydoğusunda önemli bir ticaret kavşağında olduğu için zaten zenginleşiyor. Verimli bir tarım arazisine sahip. Elimize geçen yazıtlardan ilginç bilgiler alıyoruz. Bu bilgilere göre kentte çok fazla lonca bulunuyormuş, bu loncalarda ağırlıklı olarak dokuma ve dericilikle ilişkili. Neredeyse 100’e yakın loncadan bahsediliyor. Ve bu bildiğimiz Anadolu’daki en fazla lonca olan antik kentlerden bir tanesi.
Bu açıdan da ciddi bir ticaret ve zenginliğin olduğunu görmek mümkün. Zaten kentin önemli ve büyük bir kent olduğunu Roma İmparatoru Hadrianus’un kenti ziyaret etmesinden biliyoruz. Çünkü Hadrianus, Anadolu ziyareti sırasında belli ve önemli kentleri ziyaret ediyor. Bunlardan biri de Sidas Antik Kenti. Onun dışında hala görülebilir kalıntılar var. Bu İtalya’dan getirilen yazıttaki Apollon ifadesinin geçtiği tapınağın kabaca yeri biliniyor. Onun dışında Antik Kent’te büyük bir stadyum var. Büyük bir kısmı hala görülebilir durumda. Stadyum tabi önemli büyük kentlerde oluyor, her kentte stadyum görmek mümkün değil” diye konuştu.
PİSKOPOS MERKEZİ OLARAK VARLIĞINI SÜRDÜRMÜŞ
Antik kentte kazı yapılması için ciddi bilimsel bir ekip kurulması gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Sezgin, “Sidas Antik Kenti’nin kuruluşunu tam olarak bilmiyoruz ama büyük ihtimalle Helenistik dönemde yani M.Ö. 3’üncü yüzyılda kurulmuş olabilir. Fakat Roma döneminde asıl zenginliğine ve gücüne kavuşuyor. Az önce sözünü ettiğim yazıtlar, yazılı kaynaklar Roma döneminden fakat Bizans döneminde de varlığını sürdürüyor.
Ayrıca piskopos merkezi olarak Sardes Metropolitanlığı’na bağlanıyor. Kazı yapılması konusunda ben, ciddi bir potansiyel görüyorum. Sidas Antik Kenti’nde kazıların yapılması için çok ciddi bilimsel bir ekip oluşturulması gerekiyor. Bunun yanında hem yerel hem de diğer çevrelerden gelecek destekler çok önemli. Maddi destek sağlanmadan iyi bir ekip oluşturmadan zor ama kazıların yapılması halinde önemli bir turistik potansiyel olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.