Sıcak geçen kışın ardından sivrisinekler İstanbul’da erken görülmeye başladı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, “Küresel ısınmadan dolayı dört mevsimi yaşamamaya başladık. Bu da hem sivrisinek popülasyonunun hem de hastalıkların yayılmasına neden oldu” dedi.
İlaçlamaların erken başlaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Sinek popülasyonu ne kadar artarsa sivrisineklerin taşıdığı viral ve diğer hastalıklar ön plana çıkmaya başlıyor” diye konuştu.
Kış mevsiminin geç başlaması ve önceki yıllara oranla sıcaklık ortalamalarının yüksek seyretmesi nedeniyle sivrisineklerin üreme mevsimi de değişti. Larvalar önceki yıllara göre daha erken yumurtalarından çıkınca sivrisinekler de İstanbul’da erken görülmeye başladı. Küresel ısınmanın de bir etken olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz,”Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar sivrisinek, kuş ve insan gibi bir çember kovalıyor. Hangisini bulursa onda çoğalmaya çalışıyor. İşte oradan da insanlar da bu bileşenlerin bu döngünün bir ayağı oluyor. Dolayısıyla doğal yaşam bu şekilde. Bizim yapabileceğimiz bazı şeyler var korunmak için, sivrisinek popülasyonunu azaltmak” diye konuştu.
“KÜRESEL ISINMADAN DOLAYI 4 MEVSİMİ YAŞAMAMAYA BAŞLADIK”
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, “Öncelikle, sonbaharı konuşmakta yarar var bu konuda. Sonbaharda sıcaklıklar epey uzadı; Aralık’a doğru. Ondan kış uykusuna yatış geç oldu. Şimdi de sıcaklıklar erken başladı. Sivrisinek yumurtalarının çıkmalarına yardımcı olabilmesi için nem ve sıcaklık lazım. Bu ortamı buldular, şimdi yavaş yavaş çıkmaya başladılar. Soğuk geçtikten sonra o yumurtalar sıcak ve nemle açılmaya başlar ve onlardan larvalar çıkar ve sinek oluşumu bu şekilde oluyor. Sıcak, soğuk ve nem çok etkin sivrisinek yaşamının, döngüsünün oluşabilmesi için. Ne kadar sıcak giderse sivrisinekler o kadar uzun kalıyor.
Sıcak ne kadar erken başlarsa o kadar da erken sivrisinek oluşumu başlıyor” dedi. Daha önceki senelerde Mart ve Nisan aylarında sivrisinek larvalarının görüldüğünün ancak bu yıl daha erken görülmeye başlandığını söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, “Bu dönem biraz daha erken ama küresel ısınmanın getirdiği bir durum. Normalde, tipik mevsimleri yaşıyorduk ama şimdi artık öyle değil. Küresel ısınmadan dolayı dört mevsimi yaşamamaya başladık. Bu dört mevsimi yaşamamanın bize, hem bu sivrisinek popülasyonu, hem hastalıkların yayılması, gibi konularda yeni bazı durumları ortaya çıkardığı gibi meyve ve sebzeleri de etkilemeye başladı” ifadelerini kullandı.
“EN BÜYÜK SIKINTI ASYA KAPLANI DEDİĞİMİZ ÇİZGİLİ SİVRİSİNEK TÜRÜ”
Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle ilaçlara dirençli türlerin de görülebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Yılmaz, “Türün bir türden başka bir türe geçişi diye birşey sözkonusu değil. Sadece kullanılan ilaçlara dirençli türler ortaya çıkabiliyor, ona dikkat etmek lazım. Şu anda en büyük sıkıntı Asya Kaplanı dediğimiz, o çizgili olan sivrisinek türü ki, onlar Batı Nil Ateşi, Zika virüsü ve birçok sivrisinek bulaştırıyor aslında birçok tür; ancak bu Batı Nil Ateşini özellikle Zika virüsünü, Dang hummasını, Usutu virüsü, son zamanlarda kuşlarda Usutu virüsü araştırdık İstanbul’da ama bulamadık.
Batı Nil Ateşi virüsü var mesela. Bu zoonoz hastalıklar; yani hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar sivrisinek, kuş ve insan gibi bir çember kovalıyor. Hangisini bulursa onda çoğalmaya çalışıyor. İşte oradan da insanlar da bu bileşenlerin bu döngünün bir ayağı oluyor. Dolayısıyla, doğal yaşam bu şekilde. Bizim yapabileceğimiz bazı şeyler var korunmak için, sivrisinek popülasyonunu azaltmak. Bir de evlerde mümkün mertebe sivrisineği içeri sokmamak için sineklik kullanmak, bazı sinek kovucular kullanmak” diye konuştu.
“TİCARETİN ARTMASIYLA BAŞKA ÜLKELERDEKİ SİNEKLERİN ÜLKEMİZE GELMESİ MUHTEMEL”
Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, “Ticaretin artmasıyla başka ülkelerdeki sineklerin başka ülkelere, ülkemize gelmesi muhtemel. Bunun örnekleri var. Almanya, Afrika’dan araba tekerleği aldı. Bu aldığı tekerleklerde yuvalanmış yumurtalar Almanya’ya gitti. Orada mavi dil hastalığı dediğimiz bir hastalığı sığırlara bulaştırdı mesela. Gerçi o hastalık insanlara bulaşmıyor ama sineklerle bulaşıyor. Sineklerle bulaşabilen her türlü virüsleri işte böyle sinek yumurtalarını yani ticaretle bir yerden bir yere taşıyabilirsiniz. Yani artan ticaret, küreselleşme, iklim değişiklikleri ve insanoğlunun bazı konularda yetersiz kalması yani istediğiniz kadar ilaç kullanın ama sinekleri azaltamazsınız.
Dolayısıyla çoğalmaya devam etmesi, işte bu iklim değişiklikleri sonra oluşan seller, onlar yumurtaları bir yerden bir yere götürüyor. Söylediğim gibi ticaretle materyallerin üzerine bulaşmış yumurtalar bir ülkeden başka bir ülkeye gidiyor. Dolayısıyla bu hastalık, sineklerle bulaşan hastalık ‘Mısır’da var ama bende olmaz’ diyemezsiniz veya ‘Yunanistan’da var bende olmaz veya Türkiye’de var ben de olmaz’ diyemezsiniz. Çünkü bir yer, bir şekilde ticaretle gidiyor bunlar. Keza sinekler kendileri de bir yerden bir yere bir yere uçarak gidebiliyorlar ama uzun süre veye uzun kilometrelerce gidemezler. Bu nedenle büyük çoğunluk bu bulaşan sinekler yumurtalarla başka ülkelerden geliyor” dedi.
“SİNEK POPÜLASYONU ARTTIKÇA VİRAL HASTALIKLAR ÖN PLANA ÇIKMAYA BAŞLIYOR”
Sivrisinek sezonunun erken başladığını söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, “Bu sene sivrisinek sezonu erken başladı. Yavaş yavaş ilaçlamaya başlamak gerekiyor. Hem yerel yönetimlerin hem de merkezi yönetimlerin bu doğrultuda önlemler alması lazım ki, sinek popülasyonunun azaltılması gerekiyor. Sinek popülasyonu ne kadar artarsa sivrisineklerin taşıdığı viral ve diğer hastalıklar ön plana çıkmaya başlıyor. Özellikle kötü kirlenmiş, kirlenmeye meyilli derelerin ve su birikintilerinin yok edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.