Spoilersız bir blog yazısı olacak bu, eğer izlemediyseniz rahat olabilirsiniz. Shang-Chi: Ekibin Yeni Üyesi…
İlk gün fırsatım olmasa da film çıkışından iki gün sonra sinemaya gittim. Aslında beklentimin fazla olmadığı, yine de aksiyon sahneleri ve orijin hikayesi için izlemek istediğim bir filmdi Shang Chi.
Açıkçası nasıl bu kadar sağlam bir film ortaya çıktı, veya beklentisiz olduğum için bana mı bu kadar keyifli geldi bilemiyorum ama her anından keyif aldığım bir filmdi. Öncelikle belirtmek gerek, Güzel bir orijin hikayesiydi. Kim ne derse desin Marvel’in bu filmde başarılı olduğunu düşünüyorum. Shang Chi karakterini Marvel Sinematik Evreni’ne çok güzel bir şekilde sokmuşlar.
Çin’de doğan Shang-Chi bazı olaylar sonucu Amerika’ya geliyor. Arkadaşıyla beraber Vale olan Shang-Chi’yi sıradan bir insan olarak görüyoruz başlarda. Simu Liu’yu tebrik etmek gerek, gerçekten çok güzel oturmuş rol üstüne. Gerekse komedi anları, gerekse aksiyon anlarında olması gerekenin üstünde bir performansı vardı. Eleştiri size kalmış tabii.
Mandarin karakterine hayat veren Tony Leung Chiu Wai de filme bir tat katmış bana kalırsa. Ana rollerden birine sahip fakat hikayeye olan etkisi ve gücü filme daha farklı bir hava getiriyor. Yan karakterlerden olan Katy ve Shang Chi’nin kardeşi Xialing dışında benim dikkatimi bir hayli çeken ve eğlendiren kişi Ben Kingsley yani Iron-Man 3 filminden tanıdığımız Trevor Slattery oldu. Shang-Chi filminin Marvel Sinematik Evreni ile biraz alakasız bir film olduğunu düşünmüştüm izlemeden önce. Fakat izledikten sonra anlıyorum ki birçok noktada bu filme dayanmışız daha önce.
Ayrıca Marvel ile beraber Çin Kültürü’nü bu kadar fazla ilk kez görüyoruz neredeyse. Kostümler ve CGI sahneleri beraberinde gerçekten kaliteli olduğuna inanıyorum. Yorumu ise siz değerli okuyuculara bırakıyorum…
Marvel Sinematik Evreni’nin ikinci evresi bambaşka olacak gibi duruyor. Avengers – Endgame sonrası neler varmış neler demeye başlıyoruz, bakalım daha neler göreceğiz?