Vatan denilen toprak parçası üzerinde yaşadığımız köklerimizle bağlı olan bir yerdir. Bir toprak bir bayrak bir var oluş destanıdır. Biz bu zamanlara kolay gelmedik. Orta Asya’dan göçlerle başlayan Türk tarihi Anadolu kapılarına geçiş 600 yıllık bir imparatorluk hikayesi ve yeni Türkiye’nin doğuşu her bir toprağında karesin binlerce şehidimizin kanı ve destanı vardır.
“İtilaf Devletleri, Churchill’in çabalarıyla sadece donanmayla Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul önlerine ulaşmak ve Almanya ile ittifak olan Osmanlı İmparatorluğu’nu tek darbeyle teslime zorlama planını kabul etmişlerdir. Bu harekât için oluşturulan Birleşik Filo 3 Kasım 1914’te Boğaz’a karşı taarruzlarına başlamıştır. Boğaz’daki mayın ve topçu savunmasını çökertmek için asıl girişim 18 Mart 1915 tarihinde yapılmıştır. Bu muharebede Birleşik Filo’ya dahil üç zırhlı batmış, dört zırhlı da ağır biçimde hasar görerek savaş dışı kalmıştır. Birkaç gün içinde İtilaf Devletleri, Çanakkale Boğazı’nın sadece donanmayla geçilemeyeceğini, ancak kara ordusu ile Gelibolu Yarımadası’nın işgal edilmesiyle boğazın açılabileceğine karar vermiştir. Bu kararla 25 Nisan 1915 günü yarımadaya çıkarma yapılmıştır.”
Çanakkale İtilaf Devletleri için geçilebilecek bir noktaydı donanmaları boğazı geçecek yorgun devletin başkenti İstanbul’u ele geçirecekti. Evdeki hesapları çarşıya uymadı ve bozguna uğradılar .
Sıradan bir asker olan Seyit Ali Çubuk o gün bedeninin kaldıramayacağı 215 kg’lık mermiyi sırtladı ve top atışı yapılmasını sağladı düşman gemisi hasar alarak alabora oldu. Daha sonra da denese de aynı mermiyi bir daha kaldıramadı ve onbaşı unvanını aldı. Kısaca kahraman Onbaşının hayat hikayesini anlatmak istiyorum.
Asıl adı Seyit Ali Çabuk’tur. Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Balıkesir’in Havran ilçesi Çamlık (Manastır) köyünde doğdu. Babasının adı Abdurrahman, annesinin adı Emine’ydi.
1909 yılında Osmanlı Ordusu’na katılarak Balkan Savaşı’nda yer aldı. I. Dünya Savaşı’nın başlaması ile Çanakkale Cephesi’nde topçu eri olarak göreve başladı. 18 Mart 1915 tarihinde Müttefik donanması Çanakkale Boğazı’nı geçmek için saldırıya geçti.
Bu sırada Seyit Onbaşı Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görevliydi. Türk topçusunun yoğun karşı ateşi ve daha önceden Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar, bu saldırıyı püskürttü. Düşman tarafından yapılan atışlar sonucu tabyada bulunan topun mermi kaldıran vinci parçalandı.
Bunun üzerine Seyit Ali 215 kilogram ağırlığındaki top mermilerini sırtlayarak top kundağına yerleştirdi. Anlık ilahi bir güç yüzyıllarca kahramanlık destanının oluşmasını sağladı Seyit Onbaşı asla unutulmayacak bir kahramandır.
Sözün özü bu vatan adını yazamayacağımız kahramanın devamıdır. Biz Kurtuluş Savaşı ile bir kahramanlık öyküsünü yazdık. Yıllar geçse de içimizde art niyetli vatanı bölmek isteyen işgalci güçler hep bir şekilde olmaya devam edecektir. Savaşmak zorunda olmadan da art niyetler hep içimiz de yaşayacaklar iyiler var ise mutlaka kötüler de yalan dünyada görevleri için yaşamaya devam edecekler. Akıllı olup geleceğe emin adımlarla ilerlemeliyiz. Tarihimizi mutlaka çocuklarımıza öğretelim bugünün çocukları geleceğin nesilleri olacağını unutmayınız …
Ruhun şad olsun Seyit Onbaşı ve silah arkadaşların….