İbo Show, Çarkıfelek, Zahide Yetiş gibi sevilen programların koordinatörlüğünü yapan Sevil Tuğul, başarı hikayesini, geçtiği yolları, medya dünyasını ve gelecek projelerini Haberton’a anlattı.
Yapımcılık serüveninizi öğrenebilir miyiz? Her şey nasıl başladı?
2000 yılında mezuniyetimin ardından Türkiye’nin en büyük reklam ajanslarından birinde stajyer olarak işe başlamıştım. O zamanlar reklamcı olmak hayalimdi ancak yaşanan ekonomik krizi nedeniyle çok fazla kişi işten çıkarılmıştı. Stajyer olduğum için ilk çıkarılanlar arasında ben de vardım. Daha sonra reklamcılık hayallerimi bir köşeye alıp medya dünyasına atılmak istedim. Bir arkadaşım aracılığıyla TGRT’de staja başladım. Orada 2 sene boyunca hiç maaş almadan çalışmıştım. Çalıştığım süre boyunca farklı televizyon kanallarından teklifler geldi ancak babam TGRT’de kalıp işi öğrenmemi istedi, iyi ki onu dinlemişim benim için okul gibiydi TGRT.
Orada farklı görevlerde yer aldım.. Bir ara yönetmenliğe merak sarıp, yönetmen yardımcılığı yaptım. Gece geç saatlere kadar programlar çekip, montajlar yapıyordum. Fakat şunu anladım ki; ben penceresiz odalarda çalışacak karakterde biri değildim. İletişim ve organizasyon yeteneği olan birisiydim. Bu nedenle yapıma geçmek istedim, bana hak verdiler. Bir yapımcının yanında görev alarak bu işe başladım. Stajyerlikten kademe kademe ilerledim.. Ardından Fox Tv’nin TGRT’yi satın almasıyla Fox Tv’ye yapımcı olarak transfer olmuştum. O dönemlerde oğlum Türkbey Efe’ye hamileydim. Çok stresli ortamlarda hamileliğimi geçirmiş olmama rağmen işimi severek yapmaya devam ettim. İlaveten zaman zaman bu sektörde demoralize anlar yaşadığımda bana hep akıl ve moral veren başarımın kaynağı annem Fidan Tuğul’a teşekkürü bir borç biliyorum..
Ayrıca, şuanda Türkiye’nin özellikle sağlık alanında en büyük PR ajansı olan ‘Ata Medya Yapım’ şirketini kurup, Ülke Tv’de kendi programımı sunduğum bir dönem oldu. Fakat daha sonra gelen teklifler üzerine şirketi kardeşim Sezer Tuğul’a devredip, başka yapım şirketlerinde çalışmaya devam ettim.
Program sunuculuğuna neden devam etmediniz?
Aslında ekran önünde olmam çok beğenilmişti. Bu konuda güzel destekler ve geri dönüşler almıştım ancak TGRT döneminde birlikte çalıştığım yöneticim bana ‘ya ekran önünde, ya da arkasında olacaksın’ dedi. İkisini bir arada yapmamı istemedi. Ben de ekran arkasında devam etmeyi seçtim. Şuan bu kararımdan dolayı pişmanım çünkü hem maddi hem manevi yönden daha güzel kazanımlar elde edebilecek potansiyelim vardı. İkisini bir arada yürütebilmeyi denemek isterdim fakat burada yapımcılık da beni tatmin etmedi diyemem.
Kariyerinizde zirvede olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Yapımcılık sektörünün zirvesinde şuan tek bir isim var; o da Acun Ilıcalı. Her yapımcının hayalidir kendi medya şirketini ve kendi kanalını kurmak. Bu nedenle zirvede değilim ama tek bir basamağım kaldı diyebilirim. O basmağa da kendi projelerimi Türkiye’de ve dünyada hayata geçirerek çıkabilirim. Dolayısıyla Acun Ilıcalı zor bir hayal olsa da o hayali kuruyorum elbette..
Kariyerinizde ‘kırılma anım’ dediğiniz bir projeniz var mı?
Daha önce Bülent Ersoy, Demet Akalın, Seda Sayan, İbrahim Tatlıses, Ceylan, Zahide Yetiş, Alişan, Pınar Altuğ, Ebru Akel, Ebru Gündeş, Volkan Konak, Haluk Levent gibi Türkiye’nin en iyi isimleriyle birlikte uzun süre çalıştık. Dolayısıyla hemen hemen tüm projelerim aynı klasmanda diyebilirim.
Sizce medya sektörü kadınlar için zor bir mecra mı?
Kesinlikle zor. Her türlü teklifle karşılaşabiliyorsunuz ama burada sizin karakteriniz ve duruşunuz önemli. Hızlı adımlarla ilerlemek isteyenlerin başvurduğu yöntemlerde çok çabuk harcanırsınız. Çok çalışarak kendinden emin adımlarla gelinen pozisyonlarda daha başarılı bir iş kadını olmak mümkün.
Medyanın dışardan göründüğü gibi büyülü bir iç dünyası yoktur. Gençlerimiz ekran önündeki isimlerin şaşaalı hayatlarına özeniyor, fakat onlar da kendi iç dünyasında ayrı sorunlar yaşıyor. Ve tabi ki her sektörde olduğu gibi kaygan bir zemin, çalışanlar arasında ayak kaydırmaların çok sık yaşandığı bir ortamdır medya sektörü.
Ayrıca bizim dönemimizde sadece devlet okulları ve daha az televizyonculuk mezunu vardı. Dolayısıyla biz iş bulma konusunda daha şanslıydık. Şuan adını bile bilmediğimiz özel üniversitelerden mezun olan öğrencilerimiz ne yazık ki işsizler. Sektör son dönemlerde çok ilgi görüyor ancak gençlerin iş beklentilerini karşılayamıyor maalesef..
Dijital platformlar TV reytinglerini nasıl etkiledi?
Son yıllarda tüm dünya genelinde dijital içerik platformlarının sayısı gözle görülür biçimde artmaya başladı ve böylelikle televizyon seyircisi Youtube, Netflix, Amazon gibi platformlara yöneldi. Buda reyting skalalarını değiştirdi. Önceden reytingleri tahmin edebiliyorduk, şuan ise çıkan sonuçlar bizi de şaşırtıyor. Ancak 50 yaş üstü izleyicinin televizyon alışkanlığı devam ediyor, kadın kuşak programları hala sevilerek izleniyor.
Son olarak bizleri bekleyen yeni projeleriniz var mı?
Son dönemde Youtube kanallarındaki programların çok izlenmesi bizi dijital platformlara yöneltti. Özellikle gençlerin ilgisi nedeniyle moda üzerine bir Youtube projesi hazırlama kararı aldık. Sunucularımızı, jürilerimizi seçtik. Televizyondaki moda programlarına istinaden daha eğlenceli ve rahat bir program olacak. Halihazırda başka projelerimiz de mevcut, onları da ilerleyen günlerde devreye sokacağız..
Sevil Tuğul kimdir?
Sevil Tuğul İstanbul Üniversitesi Piyasa Araştırmaları ve Reklamcılık bölümü ile Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü mezunudur. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Uzaktan Eğitim Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünün 3. sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatını sürdürmektedir.
22 yıldır medya sektöründe aktif olarak çalışan Tuğul, TGRT, Fox Tv, Trt 1, Kanal 7, Beyaz Tv, Global Medya, Bloom Medya, ATV, Show Tv, Kanal D, Star Tv, Tv 100‘de çeşitli programlarda yapımcılık ve koordinatörlük görevlerini üstlenmiştir. İş hayatına Fox Tv’de ‘Çağla Şikel ile Yeni Bir Gün’ programında genel koordinatör olarak devam eden Tuğul, Türkbey Efe Toper adında bir çocuk annesidir.