Konya’da serebral palsi hastası Yunus Turhan (26), dikey geçişle eğitim aldığı Konya Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun oldu.
Doğum sırasında yeterli oksijeni alamaması nedeniyle serebral palsi engeli bulunan ve Uludağ Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünü ikincilikle bitiren Yunus Turhan, dikey geçişle eğitim aldığı Konya Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden mezun oldu. Engeli nedeniyle güçlükle yürüdüğü üniversite koridorlarını mezuniyeti için geçtiğini belirten Turhan, “Anadolu Teknik Lisesi’nde Bilişim Teknolojileri okudum.
Uludağ Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı’nı ikincilikle bitirdim. Dikey geçişle Konya Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’ne geçtim. Şu anda eğitimimi tamamlamış bulunuyorum. Benim engelim serebral palsi yüzde 64 engelliyim. Doğum sırasında yeterli oksijen alamadığı için beynimin bazı yerleri zarar görmüş. Bundan dolayı da yürümemde ve kollarımda savrulmalar meydana geliyor. Eğitim hayatım ilkokul öğretmenimin sayesinde verimli geçti.
Lisede de hocalarım not tutamadığım için ciddi anlamda yardımcı oldular. Lisede başarılı bir eğitim aldığım için üniversite hayatım zaten ön lisansta onun üzerine katarak devam ettim. Konya Teknik Üniversitesi’nde de bunu taçlandırarak artık iş hayatına girebilecek seviyeye getirdim. Üniversite de hem yönetim hem de hocalarım kolaylık sağladılar” dedi.
‘BAŞLAMAK BAŞARMANIN YARISIDIR’
Mezun olduktan sonra iş garantisi olduğunu ifade eden Serebral palsi hastası Yunus, “İlk adımı atınca, devamı muhakkak geliyor. Başlamak, gerçekten başarmanın yarısıdır diyebiliriz. Çünkü basamak basamak. Ben bu basamağı çıkamam deyip, vazgeçtiğiniz zaman hiçbir zaman o basamakları çıkamıyorsunuz ve içinizde hep ukde kalıyor. Ailem Bursa’da olmasına rağmen Konya’ya gelerek eğitimimi gördüm. Mezun oldum ve memleketime döneceğim. 3 şirketle görüştüm bunlardan birine sıcak bakıyorum. İş garantim var diyebilirim” diye konuştu.
‘ÖN YARGILAR KIRILDI’
Üniversitedeki arkadaşlarının ön yargılarını zamanla kırdığını belirten Turhan, şöyle dedi:
“Yurda ilk girdiğim zaman bir arkadaşımın vasıtasıyla diğer arkadaşlarla kaynaştım. Sonrasında insanlar beni tanıdıkça ön yargılarını kırdılar. Çünkü insanlar bana engelli olduğum için deli gözüyle bakıyorlardı. Tanıdıkça bu yargıdan da vazgeçtiler. Arkadaşlarımla beraber normal bir öğrencinin yaşayacağı aktiviteleri yaptım diyebilirim. Bu ön yargılara ilkokuldan liseye kadar önem veriyordum. ‘Neden bana böyle davranıyorlar?’ diye üzülüyordum. Sonra düşünmemeye başladım, gülüp geçiyorum. İlla engelli olmasına gerek yok. Normal insanlar da bazı şeyleri yaparken korkuyorlar. Korkmak daima kaybettirir.”