TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Küresel barış ve istikrarın sağlanması hepimiz için büyük önem arz etmektedir. Ancak gelinen noktada uluslararası hukukun araçları olarak tesis edilen uluslararası kurumlar işlemiyor” dedi.
Türkiye, Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Avustralya’dan oluşan uluslararası platform MIKTA 8. Parlamento Başkanları Konferansı’nın ‘Uluslararası Sistemin Reformu: Adalet, Çoğulculuk ve Kapsayıcılık’ başlıklı birinci oturumu yapıldı. Oturuma TBMM Başkanı Mustafa Şentop başkanlık yaptı. Şentop, burada yaptığı konuşmada, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllar önce ‘Dünya Beşten Büyüktür’ sloganıyla dikkat çektiği kapsamlı bir reform ihtiyacını ifade etmekte, özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin yapısının değiştirilmesinin elzem olduğunu belirtmektedirler.
Bugün neredeyse tüm ülkeleri ilgilendiren meselelerde, bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda ülkenin karar vermesi, tüm insanlığın barış içinde, müreffeh bir şekilde yaşama ideasının bu ülkelerin ulusal çıkarlarına, liderlerinin şahsi hırslarına kurban edilmesi, artık kabul edilemez ve sürdürülemezdir” dedi
“ULUSLARARASI KURUMLAR BEKLENEN KATKILARI SUNAMAMAKTADIR”
Soğuk savaş sonrası başlayan uluslararası ortamda, iyimser havanın tamamen dağıldığını ifade eden Şentop, “Terör örgütleri etkilerini arttırmış, ihtilaf ve çatışmalar artmış, büyük ölçekli savaşlar baş göstermiştir. Üstelik hızla küreselleşen dünyada artık hiçbir çatışmanın, ihtilafın, ekonomik veya sosyal olayın etkisi belli bir sınırın içerisinde kalmamakta, küresel ölçekte sonuçlar doğuran bu olaylar, zaman zaman ülkelerimizdeki en küçük yerleşim yerindeki insanları dahi etkilemektedir. Bu nedenle küresel barış ve istikrarın sağlanması hepimiz için büyük önem arz etmektedir. Ancak gelinen noktada uluslararası hukukun araçları olarak tesis edilen uluslararası kurumlar işlememekte, küresel barış ve istikrara sunmaları beklenen katkıları sunamamaktadır” dedi.
“SİSTEM DEĞİŞMEMİŞTİR”
Dünyayı yeni topyekun savaşlardan korumak için 1945 yılında Birleşmiş Milletler’in kurulduğunu hatırlatan Şentop, “Ancak uluslararası ortamdaki tüm değişimlere rağmen, uluslararası hukukun en önemli sütunu olan bu kurum halen eski güç dengelerine göre kurulan karar alma mekanizmalarıyla işlemeye devam etmektedir. Geçtiğimiz 78 yılda, dünya oldukça hızlı bir dönüşümden geçmiş, yeni tehdit ve sınamalar ortaya çıkmış, uluslararası güç dengeleri değişmiş, iki kutuplu dünya devri sona ermiş, ikinci dünya savaşının kazananları ve kaybedenleri dengesine göre formüle edilen, buna göre işleyen uluslararası sistem ise değişmemiştir” şeklinde konuştu.
“İSRAİL ULUSLARARASI HUKUKU HER AÇIDAN AYAKLAR ALTINA ALMAKTADIR”
Şentop, BM Güvenlik Konseyi’nin işlevsizliklerle doğan ve bugün artık günümüz ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzak bir sistem olduğunu belirterek, “İlk tesis edildiğinde dahi BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakkı gibi anti-demokratik, küresel barış ve istikrarın korunmasını bazı ülkelerin politik çıkarlarına bağlayan, uluslararası hukuku güçlülerin hukukuna dönüştüren prosedürler nedeniyle baştan işlevsizliklerle doğan bu sistem, bugün artık günümüz ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzaktır. Bunun altını kalın çizgilerle çizmek gerekir.
Uluslararası sistemin reform ihtiyacı son birkaç yılın meselesi değildir. 90’larda Bosna’daki soykırım mevcut uluslararası sistem için hiçbir zaman unutulmayacak bir utanç vesikasıdır. Yine aynı yıllarda Ruanda’daki soykırımı da küresel barış ve istikrarı tesis etmekle görevli kurumlar sadece izlemiş, bu da başta BM olmak üzere uluslararası toplumun karnesine yazılmıştır. Irak işgal edildiğinde, Suriye’deki iç savaşta uluslararası kurumlar yine sınıfta kalmış, yüz binlerin hayatını kaybedişini uluslararası toplum sadece izlemiştir. Uluslararası toplum için bir diğer utanç vesikası da hiç şüphesiz Filistin’de on yıllardır devam eden işgaldir. Filistin’de siviller öldürülmekte, İsrail uluslararası hukuku her açıdan ayaklar altına almaktadır” dedi.
“MEVCUT DÜZENİN HİÇ ŞÜPHESİZ ACİLEN REFORME EDİLMESİ GEREKMEKTEDİR”
Uluslararası sistemin engelleyemediği ve sonlandıramadığı bir savaşın tüm dünyayı etkilediğini vurgu yapan Şentop, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ise eşsiz bir liderlik örneği gösterdiğini ifade etti. Şentop şöyle konuştu: “Yıllardır ivmesi artarak devam eden İsrail’in ihlalleri uluslararası toplumun adeta izin vermesi ile gerçekleşmektedir. Bugün ise yine uluslararası sistemin engelleyemediği ve sonlandıramadığı bir savaş tüm dünyayı etkilemektedir. Ukrayna’da binlerce kişinin ölümüne sebep olan savaş, küresel bir enerji krizine sebep olmuş ayrıca bir gıda krizi riski de oluşturmuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan uluslararası ortamda eşsiz bir liderlik örneği göstererek, çok taraflılık temelinde, BM ile bazı girişimlerde bulunmuştur.
Böylelikle Türkiye olarak bu savaşın hem Ukrayna üzerindeki hem de küresel düzeydeki etkilerini azaltmakta muvaffak olduk. Tarafları masaya oturtmak, ateşkes sağlamak ve nihayet olarak barışı tesis etmek için de halen büyük çaba sarf ediyoruz. Ancak bizim çabalarımız dışında çok taraflı diplomatik çabalar olmadığından, çok taraflı uluslararası kurumlar her zamanki gibi etkisiz olduğundan ve üstelik akan kanı durdurmak, yıkımı engellemek yerine savaşı körüklemeyi tercih edenler de olduğundan savaşın ne zaman sonlanacağına ilişkin bir öngörü de bulunmamaktadır. Uluslararası sistemin barış ve istikrarı koruma işlevini yerine getiremediğini maalesef acı bir şekilde defalarca gördük. Mevcut düzenin hiç şüphesiz acilen reforme edilmesi gerekmektedir.”
“LİDERLERİN ŞAHSİ HIRSLARINA KURBAN EDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür sözünü hatırlatan Şentop, “Bu noktada ümit verici olan şudur ki, bugünkü sistemde avantajlı konumda olan, barış ve istikrarı veto hakkına sahip bazı ülkeler de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllar önce ‘Dünya Beşten Büyüktür’ sloganıyla dikkat çektiği, kapsamlı bir reform ihtiyacını ifade etmekte, özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin yapısının değiştirilmesinin elzem olduğunu belirtmektedirler. Bugün neredeyse tüm ülkeleri ilgilendiren meselelerde, bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda ülkenin karar vermesi, tüm insanlığın barış içinde müreffeh bir şekilde yaşama ideasının bu ülkelerin ulusal çıkarlarına, liderlerinin şahsi hırslarına kurban edilmesi artık kabul edilemez ve sürdürülemezdir” ifadelerini kullandı.
“BARIŞ VETO EDİLEMEZ”
Tüm uluslararası kurumlarda daha adil, çoğulcu ve daha kapsayıcı karar alma mekanizmalarını hızla oluşturulması gerektiğini söyleyen Şentop, “Veto hakkı gibi uluslararası hukukun uygulanmasını imkansız hale getiren, kurumları işlevsizleştiren mekanizmaların kaldırılması gerektiği açıktır, bunu sağlayacak girişimlerde bulunmalı, gerekli adımları atmalıyız. Zira barış veto edilemez, buna kimsenin hakkı olamaz. Daha adil, çoğulcu ve kapsayıcı bir temsilin olduğu BM Genel Kurulu’nun yetkileri genişletilmelidir. Güvenlik Konseyi üyelerinin sayısı adalet ve çoğulculuk esasında artırılırken, küresel barış ve istikrarı ilgilendiren konularda Genel Kurul çok daha güçlü yetkilerle donatılmalıdır.
Eğer barışın bozulması hepimizi etkileyecekse, barışın korunmasında da hepimiz söz sahibi olmalıyız. Zaten bugün dahi Genel Kurul daha hakkaniyetli ve adil kararlar verirken, bu kararlar maalesef Güvenlik Konseyi tarafından görmezden gelinmektedir. Tabii, reforme edilmesi gereken sadece Birleşmiş Milletler değildir. Maalesef bütün uluslararası kurum ve kuruluşlar için aynı ihtiyaç söz konusudur. Avrupa Konseyi’nden NATO’ya, IMF’den Dünya Ticaret Örgütü’ne uluslararası kurumların önemli ölçüde reforme edilmesi gerekmektedir” dedi.
Parlamenter asamblelerin bile mevcut durumda etkin olmadıklarına, yapılarında ve çalışma pratiklerinde önemli değişiklikler yapılması gerektiğine inandığını dile getiren Şentop, “Halihazırda dönem başkanlığını yürüttüğüm Asya Parlamenter Asamblesi, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi ve geçen yıl dönem başkanlığını yürüttüğüm İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Birliği gibi görev aldığım veya toplantılarına katıldığım her parlamenter asamblede bu konuyu gündemime aldım, çalışmalarının daha etkin olmasına gayret gösterdim. Son dönemde ülkemizdeki iç siyaset nedeniyle oldukça popülerleşen bir İran atasözü var, ‘Oturdular, konuştular, dağıldılar’, bu atasözü uluslararası kurum ve kuruluşların mevcut durumunu çok güzel anlatmaktadır. Ancak artık uluslararası toplumun oturup, konuşup, dağılmaktan fazlasını yapmasının zamanı da gelmiştir” diye konuştu.
“ULUSLARARASI SİSTEMİN KALBİNE ÇOĞULCULUK VE KAPSAYICILIĞI YERLEŞTİRMELİYİZ”
TBMM Başkanı Şentop açıklamalarını şöyle sonlandırdı: “Adalet, çoğulculuk ve kapsayıcılık, bu üç anahtar kelime uluslararası sistemi içine düştüğü açmazdan çıkaracak uluslararası hukukun etkin bir şekilde uygulanmasını sağlayacak, tüm aktörlerin adil olduğuna inandığı etkin bir yeni dünya düzenin tesis edilmesi için gereken reformların merkezinde yer almalıdır. Bu çerçevede en öncelikli ihtiyaç kuvvetli bir siyasi iradedir. Maalesef uzun zamandır ifade edilen reform isteklerine rağmen, kapsamlı bir değişime yönelik kuvvetli bir siyasi iradenin varlığından söz etmek zordur.
Bu noktada farklı kültürleri ve coğrafyaları temsil eden ülkeler ve uluslararası ortamın önde gelen aktörleri olarak, biz MIKTA ülkelerine önemli görevler düşmektedir. Bizler öncelikle parlamenter platformları kullanarak başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası kurumların reform edilmesi için gerekli konsensüse ulaşılmasını hedeflemeliyiz. Bununla beraber, hükümetlerimizi bu konuda gerekli adımları atmaya teşvik etmeliyiz. Gelecek nesillerimizin barış ve refah içinde yaşaması için, adaleti sadece ülkelerimizde değil uluslararası kurumlarda da hakim kılmalı, uluslararası sistemin kalbine çoğulculuk ve kapsayıcılığı yerleştirmeliyiz” sözleriyle sonlandırdı.