Türkiye’nin en büyük fidanlıklarından Kahramanmaraş’taki Tekir Fidanlığı’nda, sedir tohumunun ağaç yolculuğu başladı.
Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü’nün Onikişubat ilçesinin Tekir Mahallesi’ndeki fidanlığında, sedir fidanı üretimi için çalışmalar başladı. Bu sene işçiler tarafından toplanan 25 ton kozalak, yumuşaması için bir süre suda bekletildikten sonra kadın işçiler tarafından parçalanmayla başlandı. Parçalanan kozalaklar, daha sonra açık havada kurutulmaya bırakılırken, elenip tohumları ayrıştırılıyor ardından da tüplere dikiliyor.
Tekir Fidanlığı Şefi Orman Mühendisi Remzi Tefek, 1968’den bu yana fidanlıkta sedirden karaçama, ardıçtan fıstık çamına, andızdan erguvana kadar birçok orman ürününün üretildiğini ve bu fidanların gelen talebe göre Türkiye’nin dört bir tarafına gönderildiğini söyledi.
96 bin metrekarelik açık alana sahip fidanlığın yaklaşık 5 milyon üretim kapasitesi olduğunu ve fidanlığın asli türünün Toros sediri olduğunu belirten Tefek, 100 kilo kozalaktan 7 kilo tohum çıktığını, 1 kilo tohumdan da 4 bin sedir fidanının yetişildiğini kaydetti. Tefek, şöyle devam etti:
“Toros sedirimizin 2 yaşında bir fidan haline gelmesi için 50 ay gibi bir süre gerekli. Bunun 26 ayı tohumunun olgunlaşma süreci. Olgunlaştıktan sonra ekim-kasım gibi olgunlaşan bu kozalakları topluyoruz sonra kozalakları buraya getirip 20-25 gün teknik işleme tabi tutuyoruz.
Daha sonra bu tohumları çıkarıp tüplü poşetlerde veya çıplak tarla sürümü gibi yastıklarımıza bu tohumları ekiyoruz. 2 sene de dikime hazır hale gelme süreci var. Yani 50 ay gibi bir sürede dikime hazır hale geliyor. Dışarıdan bakıldığında çok basit gibi görünüyor ama bayağı bir zorlu ve meşakkatli işlemlerden geçiyor.”
‘BU KADAR EMEK VERİYORUZ, YANGINLAR GÖRDÜKÇE İÇİMİZ ACIYOR’
Tohumların kozalaklardan çıkarılıp tüple ekilmesine, fidanların yetiştirilmesinden toprağa dikimine kadar her anında yer alan kadın işçiler ise yaptıkları işin hem zahmetli hem de yorucu olduğunu belirtti. 3 yıldır fidanlıkta çalıştığını belirten işçilerden Fatma Budak, “Kozalaklar dağlardan toplanıp getiriliyor. Günlerce ıslanıyor ondan sonra da elimizde açıp tohumları çıkarıyoruz.
Çok zor bir iş. Önce kozalakları elimizle ayıklıyoruz sonra makinelere gidiyor orada eleniyor. Ondan sonra tekrar bize geliyor ve elimizle yoğuruyoruz. Daha sonra tekrar eliyoruz ve tohumlar çıkıyor. Daha sonra tohumları tüplere ekiyoruz ve fidan haline gelince de ekiyoruz. Bu kadar emek veriyoruz ve orman yangınlarını gördükçe içimiz acıyor. Çünkü bir fidanı yetiştirmek kolay değil, çocuk gibi bakıyoruz burada” dedi.