Samsun’da yaşayan Hasan Akbaş (72), Zonguldak’ta Türkiye Taş Kömürü Kurumu’ndan emekli olduktan sonra 4 şiir kitabı yazdı. Madencilerin hayatlarını anlattığı şiir kitaplarının geleceğe bir anı olarak bırakılacağını belirten madenci şair, “Şiir kitaplarımda madencilerin çalışma hayatlarını, ekmeğin, alın terinin ne şekilde kazanıldığı, kömürün aşa dönüşüp insanların kazançlarını nasıl elde ettiğini ortaya koydum” dedi.
Türkiye Taşkömürü Kurumu‘nda 25 yıl çalıştıktan sonra emekli olan, 2 çocuk babası Hasan Akbaş, şiir yazmaya başladı. Akbaş, 10 yıl içerisinde ‘Madencinin Feneri’, ‘Ömürden Çiçekler’, ‘Çocukların Hayali’, ‘Gönül Kapısı’ adında 4 kitap yayınladı. İlk yazdığı şiirin ‘Madencinin Türküsü’ ve ilk kitabının da ‘Madencinin Feneri’ adını taşıdığını belirten Akbaş, “Bu şiir ve kitap madenci kardeşlerimizde çok büyük bir yankı buldu. Madencilerin yaşamlarını şiirsel olarak anlatmaya çalıştım. Çalışma hayatlarını, ekmeğin, alın terinin ne şekilde kazanıldığı, kömürün aşa dönüşüp insanların kazançlarını nasıl elde ettiğini ortaya koydum” diye konuştu.
‘ŞİİR BANA TERAPİ OLDU’
Maden işçisi olarak çalıştığı dönemde yaşadığı zorluklar, gördüğü iş kazaları ve madencilerin hayatlarının kendisini şiir yazmaya yönlendirdiğini ve şiir ile bu zorlukların üstesinden geldiğini belirten Akbaş, şunları söyledi:
“Babamın madenci olmasından dolayı Trabzon’dan Zonguldak’a göç ettik. İlkokul, ortaokul ve lise de sanat okulunu Zonguldak’ta okudum. Daha sonra Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda Kompresör Bakım Ustası olarak işe başladım. 25 yıl çalıştıktan sonra kurumdan emekli oldum. Bazı nedenlerden dolayı göç etmek zorunda kaldım ve Samsun’a yerleştim.
Samsun’a yerleştikten sonra bende birikmiş olan duygular, Zonguldak’ın o acı günleri, göçük günleri ve işçilerin dram halleri beni çok etkiledi. Şiir yazmaya 60 yaşında başladım. Bu duygularımı tekrardan ön plana çıkartarak ve duygularımı tekrardan yaşayarak şiirlerimde dile getirdim. Beni şiir yazmaya yönlendiren birçok sebep oldu hayatımda. Bunların en başında maden ocakları, göçükler, iş kazaları vardı. Sosyal hayatta olan zorluklar, acılar da beni şiir ile bileştirdi. Şiir bana terapi oldu. Doktor gibi beni tedavi etti ve o zorlu zamanlardan uzaklaşmamı sağladı.”