Sahte rakı içtiği için yaşamını yitirenlerle ilgili haberler ardı ardına geliyor.
İzmir, Kırıkkale, İstanbul ve Bursa’da 42 kişi öldü. Komada olanlar da var.
Sahte rakı üretip satanlara göz açtırılmamalı, yakalananlar ağır cezalara çarptırılmalı.
Ama bu sorunun şu boyutunu da göz ardı etmemek gerekiyor:
70’lik bir rakı alan, Özel Tüketim Vergisi olarak 92 lira, Katma Değer Vergisi olarak 20 lira vergi ödüyor.
Yani, 152 liralık 70’lik rakının 112 lirası vergi.
Sahte rakı üretip satmayı cazip hale getiren, çoğu yoksul akşamcıları da koşa koşa sahte rakıya götüren gerçek işte bu.
Bir yandan sahte rakıcılarla mücadele edilirken diğer yandan da rakı vergileri makul bir noktaya çekilmeli.
Aksi takdirde sahte rakıdan ölümler ne yazık ki bitmeyecek.
NOBEL’İ KAZANAN KADIN ŞAİR
2020 Nobel Edebiyat Ödülü Amerikalı kadın şair Louise Glück’e verildi.
Bu şairin gücünü Türkiye’de ilk fark eden isim çevirmen Güven Turan’dı.
Glück’ün şiirlerinden yaptığı çeviriler, 1994’de Yapı Kredi Yayınları arasında “Seçme Şiirler” adıyla yayınlanmıştı.
Dolayısıyla Güven Turan’ı büyük bir yeteneği Türkiye’de ilk keşfeden olarak kutlamak gerekiyor.
Glück’ün şiirlerinden bazılarını okudum.
Hemen söylemeliyim ki, bir şiir başka bir dile çevrildiğinde çoğu kez ruhunu kaybeder. Sözcükler arasındaki dansı, müziği göremezsiniz, duyamazsınız.
“Bir şiir başka bir dile çevrilemez, başka bir dilde yeniden yazılabilir ancak” diyenler haklıdır bence.
Her şeye karşın Güick’in ünlü bir şiirinden bir bölümü paylaşmak isterim:
Bana kulak asma; kalbim kırıldı benim/Yansız bakamıyorum hiçbir yana/Biliyorum kendimi; bir ruh hekimi gibi dinlemeyi/Tutkuyla konuştuğum zamanlar, en çok da o zamanlar güvenilmezim.
Gerçek, sessiz kaldığım zaman belirginleşir ancak/Pırıl pırıl bir gökyüzü, beyaz elyaftan bulutlar/Altında küçük gri bir ev, açelyalar kırmızı ve parlak pembe.