Çekimleri Hatay’da yapılan ‘Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay’ filmi vizyona girdi. Film 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremi konu alıyor.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen ve unutulmaz acıların yaşandığı depremi konu alan ‘Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay’ filmi tüm sinemalarda gösterime girdi. Kahramanmaraş merkezli depremleri konu alan filmin çekimleri Hatay’da yapıldı. Filmin amacı, depremde yaşanan acıları beyaz perdeye aktarmak ve Türkiye’nin deprem gerçeğine vurgu yaparak yaklaşmakta olan İstanbul depremine dikkat çekmek. Sultanbeyli’de galası yapılan filme oyuncular, yapımcı ve yönetmenin yansıra öğrenciler katıldı. Galada konuşan yapımcı Bülent Durgun, ö6 Şubatta, 11 tane ilimiz güne acı ve hüzün ile başladı.
Hani derler ya ateş düştüğü yeri yakar diye, bu defa ateş tüm Türkiye’yi ve dünyada yüreği güzel herkesi 11 ilimiz ile yaktı. 6 Şubat depremi ülkemizde Erzincan depreminden sonra en büyük deprem. Depremde yakınlarını kaybetmiş bir yapımcı olarak, yaptığım projelerde hep derde değiniyorum. Buda büyük bir dert. Deprem değil çürük binalar öldürür düşüncesi ile gelecek İstanbul depremine veya Marmara depremine duyarlılık olsun diye ‘Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay’ filmini yapma kararı aldık.
Türkiye’de deprem bölgesinde en büyük yıkımı alan il Hatay’dır. Buna vurgu yapmak için de filmimizin ismini ‘Merkez Üssü Hatay’ diyerek vurguladık. Birçok vatandaşımız maalesef hayatlarını kaybetti. Amacımız bu yaraya ses olalım, deprem unutulmasın hala enkazlar var. Vatandaşlarımız konteynırlarda yaşıyor buna duyarlılık olması için yaptık. İnşallah depreme karşı duyarlılık olur. Bilimin unutulmaması için iyi olur. Bu bir sosyal sorumluluktur. İnşallah faydalı olur” dedi.
Oyuncu Suzan Aksoy, “Mustafa Kemal’in Hatay için söylediği o muhteşem söz benim bu filme gözü kapalı evet dememe neden oldu. Ben senaryoyu bile okumadan kabul ettim. Kaldı ki, bu benim için bir sosyal sorumluluk projesiydi. Senaryoyu kabul ettikten sonra okudum. Hiç politik bir şey yok. Politika üstü bir şeydi. Tam o yörenin insanını kucaklayacak bir filimdi. O yüzden oynarken hiçbir sakınca görmedim. Ben oyuncuyum yaşıma uygun her rolü oynarım. Ama burada bir özellik vardı. Konu Hatay’dı, Hatay hakikaten bizim vazgeçilmezimiz. Hayat bizim acılarımız bir gün bizde Hatay gibi olabiliriz. Bu farkındalığı yoğunlaştıracağını düşündük. Oradaki çadırdaki anneler ile konuştum; çocukları kaybolmuş, çocuklarını yitirmiş, eşlerini yitirmiş, sakat kalmış onların hissettiklerini hissettik ve öyle oynadık. Ben ve arkadaşlarım güzel bir işe imza attık“ diye konuştu.
Yönetmen Gürsel Ateş, “Bu filmi çekerken zaten depremi, acıları hep birlikte yaşadık. Bu konuda ne söylesek? Boş. Biz, bu filmin çekim sürecinde neyi ne kadar anlatmaya çalışsak ta hiç bir şey o gerçek gibi olmuyor. Zaten bunu ülke olarak, millet olarak yaşadık. Fakat bu deprem olayının kalıcı olması ve bunun unutulmaması adına defalarca Hatay’a gittik, geldik. Gidip geldikçe de, bu senaryoyu oluşturduk. Orada bu deprem acısını yaşayan insanların gözlerinin içine baktım. Nasıl yaşıyorlar? Nasıl davranıyorlar? Yaşanan acıları mümkün olduğunca bu filmimizde aktarmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.